Bugün sizlere önemli bir konu ile geldim; “Soru sormak”…
Peki, nasıl soru sormak? Aslında cevap çok basit;
Allah Rasûlü'nün (sav) sürekli yaptığı duaya uygun; Faydasız ilimden Allah'a (cc) sığınıp; faydalı olanı isteyerek faydalı bilgi edinmek için soru sormak.
"Allah'ım! Faydasız ilimden, korkmayan kalpten, doymayan nefisten ve icabet edilmeyen duadan sana sığınırım"(Müslim, 2722.)
Cevap çok basit ise önemi nerden gelmekte diye soran olursa az sabır yazacağım.
Nasıl soru sormak demiştik evet devam ediyoruz. Tersi nasıl soru sormamak?
Karşımızdakinin canını acıtmak, onu zora sokmak, ona eziyet etmek için soru sormamak.
Çok tanıdık geldi bu size değil mi?
Zira gün içerisinde maalesef bunu meslek edinmiş binlercesi muhatabımız!
Evet, doğru anladınız çağımızın o meşhur hastalıklılarından, Lokman Suresi 18. ayetini (“Gurura kapılarak insanlara burun kıvırma, ortalıkta çalım satarak yürüme; unutma ki Allah gurura kapılıp kendini beğenen hiç kimseyi sevmez.”) unutanlardan, başkalarının hayatıyla ilgili sürekli hadsiz acımasız sorular sorup sonrasında o bilge kişilikleriyle ahkâm kesen yorumlar yapıp akıllar veren şerlilerden bahsediyorum.
Soru: Kim istedi onlardan akıl?
Cevap: Hiç kimse.
Olmayan talebe cevap neden?
Nankör olabilir misiniz siz acaba sonuçta sizin için canla başla görev ifa ediyor bu hayırseverler şerriler!
Başkalarının işlerine burnunuzu sokmayıp işiniz de gücünüzde olduğunuzdan siz bilmezsiniz de kendisiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan şeyler hakkında devamlı soru sorup olur olmaz yorumlar yapmak ciddi emek isteyen bir iş! Emeğe saygı duyun lütfen!
Bekâr kızlara en çok sorulan; Neden evlenmiyorsun?
Belki istiyor olmuyor…
Belki mutsuz evlilikler gördü korkuyor…
Belki de yalnızlığı seviyor…
Evlenmişlere sorulan; Neden çocuk yapmıyorsun?
Belki sağlık sorunu var…
Belki evliliğin oturmasını bekliyor…
Belki böyle bir dünyada çocuk büyütmekten ürküyor…
Tek çocuğu olana neden ikinciyi yapmıyorsun?
Belki maddi durumu yok…
Belki kendini hazır hissetmiyor…
Belki de bütün imkânlarını tek çocuğa sunup onu en iyi şekilde yetiştirmek istiyor…
Çalışan kadınlara neden çalışıyorsun, çalışmayana neden çalışmıyorsun?
Vs. vs. vs.
Aslında tüm bu soruların tek çok da güzel bir cevabı var;
Cevap; SANANE!
Ama işte nezaket gereği vermiyorsun bu en güzel, en doğru cevabı.
Sen kibarlıktan sanane demedikçe onlar hadsizliği bir tık daha yükseltip o engin bilgi içeren yorumlarına başlıyorlar!
Ama kötü niyetim yoktu diyenlere… Kesinlikle niyet okuyuculuğuna girişmiyoruz burada (haddimiz değil zaten) lakin bu tarz soruların çok da iyi niyetle haşır neşir olmadığı vasat zekalar için gayet açık durmakta.
Nihayetin de bilgimiz dâhilinde olan; Açığın kapalının bilgisine sahip Yaratanın amellerimizi olduğu gibi niyetlerimizi de yargılayacak olduğudur.
Hasan-ı Basri (rh) der ki: “ İnsanlar’ın en şerlileri, şerli sorularıyla Allah’ın kullarını zora sokanlardır.” (Camiu’l Beyani’l İlmi ve Fadlihi 2/1073)
Başkalarının mutsuzlukları ile mutlu olan gereksiz hadsiz sorularla ego tatmin edicileri Kuran-ı Kerim bakın nasıl anlatmış bizlere;
“Bayağı arzularını tanrılaştıran kişiyi gördün mü?
Şimdi sen, bu adamı doğru yola getirmekle yükümlü olabilir misin?” (Furkan Suresi 43)
Ahzab Suresi 72; “… Kuşkusuz insan çok zalim ve çok bilgisizdir.”
Görüldüğü gibi aman canım ne olacak alt tarafı soru işte değil bu yersiz, hadsiz soruları soranların alt tarafta ki sonu.
Her şeyi zıttı ile Yaratan (hayır ve şer -iyi ve kötü …) Allah’ın (cc) hayra rızası vardır şerre ise yoktur. Bu sebeple de insana şerden sakınma kudretini bahşetmiştir.
Öyle ise siz insanların en şerlileri ölüm gelmeden başkalarının hayatlarının sizi hiç mi hiç ilgilendirmediği idrakinde şerden sakınan hayırlılar arasına girmeniz (girmemiz) duasıyla…
Zuhal KURTYEMEZ