“Bir arada yaşayabilmemiz için aynı olmamız gerekmiyor.”
Dondurucu soğuğa direnen kirpilerin hikâyesini birçoğunuz duymuştur.
“Soğuk bir kış sabahı çok sayıda oklu kirpi, donmamak için birbirine bir hayli yaklaştı. Az sonra, oklarının farkına vardılar ve ayrıldılar. Üşüyünce, birbirlerine tekrar yaklaştılar. Oklar rahatsız edince yine uzaklaştılar.
Soğuktan donmakla, batan okların acısı arasında gidip gelerek yaşadıkları ikilemi, aralarındaki uzaklık, her iki acıya da tahammül edebilecekleri bir noktaya ulaşıncaya kadar sürdü. İnsanları bir araya getiren, iç dünyalarının boşluk ve tekdüzeliğidir. Ters gelen özellikler ve tahammül edemedikleri hatalar onları birbirinden uzaklaştırır. Sonunda, bir arada var olabilecekleri, nezaket ve görgünün belirlediği ortak noktada buluşurlar.
Bu uzaklıkta duramayanlara, İngiltere’de “keep your distance!/mesafeni koru!” denir. Bu noktada, çevrenin sıcaklığını hissetme arzusu kısmen karşılanır ama buna karşılık okların acısı hissedilmez. Kendi iç sıcaklığı çok yüksek olanlar ise, ne sıkıntı vermek, ne de sıkıntı çekmek için, topluluklardan uzak durmayı tercih ederler.” (1)
Alman filozof Schopenhauer, insan ilişkileri hakkındaki görüşlerini işte bu etkileyici metaforla, kirpilerin hikâyesi ile anlatır bizlere. Biz insanları kirpiye benzetir. İnsanlar sevgi ve yakınlık için birbirine sokulur. Fakat bu buluşma birbirlerine tahammülsüzlükleri nedeniyle canlarını yakar birbirinden uzaklaştırır. Bu uzaklaşma sonrasında az bir süre geçer bu sefer de soğuk kış gecelerinde üşür, yalnız kalır ve tekrar yakınlaşmayı arzu eder.
Bir yakınlaşıp bir uzaklaşmak… Bu ikilem nereye kadar gider sorusuna Schopenhauer; “Yara almadan bir arada kalma mesafesini kirpi mesafesini ayarlamayı öğrenene kadar” diye cevap verir ve ekler “Sadece kendi beden ısısını, içsel mesafeyi koruyanların diğerleri ile arasındaki güvenli mesafeyi bulabileceğini ve zehirli oklarla yaralanmaktan kurtulabileceğini.
Filozof insanların ilişkilerin de yaşadığı mesafe ayarlama çıkmazının normal olduğunu ise şu şiirinde belirtir;
“Ne senle ne de sensiz oluşlarımız
Terk edişlerimiz yalnız kalışlarımız
Sanki yeni bir anlam kazanıyor.
Ve düşündürüyor
Kimlerin oklarıyla canlarımız yanıyor
Ne zaman fazla yakınlaşıyoruz
Ne zaman uzaklara kaçıyoruz.”(2)
Schopenhauer’ın kirpilerle ilgili bu tespitinden beri Freud’un bütün sorunları oklu kirpilerin hikâyesi ile değerlendirdiği söylenir. Birbirimizle yan yana geldiğimizde farklılıklarımız nedeniyle tartışıp bizim dışımızda ki diğerine oklarımızı batırıp yaralasak da ayrıldığımız da yaratılışımız gereği toplumsal birlik ihtiyacıyla bizim dışımızda ki o diğeri olmadan da yapamıyoruz.
Hayatta her şey gibi iletişimde bir “denge” üzerine kuruludur. İnsanlar arası ilişkilerde mesafe alanlarına (Mahrem, sosyal, kişisel, genel alanlar vs.) samimiyet adı altında fütursuzca girmeye kalktığımızda göstermiş olduğumuz bu “orantısız yakınlık” tıpkı kirpilerin oklarının birbirlerinin yaralanmalarına neden olduğu gibi bizimde birbirimizi yaralamamıza neden olur. O zaman vücutlarımız yakınlıkta ki bu doz aşımı nedeniyle hemen kendini koruma altına alır ve gerisin geriye uzaklaşır. İnsanlardan uzak yalıtılmış bir hayat ise istenilen değildir.
Öyle ise kirpi mesafesini yalnızca bireysel ilişkilerimizde değil sosyal, siyasal, kültürel vs. ilişkilerimizde de örnek almalıyız. Bu çerçevede bizler farklı görüşlere sahip olsak da ortak kaygımız vatan olduğu müddetçe bir arada huzurla yaşamak istiyorsak; Toplum olmak için ortak bir sözleşmeye (Jean-Jacques Rousseau-Toplumsal Sözleşme) imza attığımızı birbirimizin haklarını yok sayma zorbalığına sahip olmadığımızı, dikenlerimizi batırmadan birbirimize tahammül ederek, sevgi, saygı ve hoşgörü içinde birbirimizi incitmeyecek kadar uzak, sıcaklıklarımızı hissedip üşümeyecek kadar yakında “kirpi mesafesini” ayarlamış halde yaşamayı öğrenmeliyiz. Aksi kirpiler gibi hepimizin zarar görmesine gebe!
Zuhal KURTYEMEZ
Kaynak:
(1) https://www.wannart.com/schopenhauer-ve-freudun-kirpi-ikilemi/ Bu alıntı Schopenhauer’dan/ Yazar Esra Eser - 17 Ağustos 2018)
(2) http://hbvsanatfelsefe.com/kirpi-ikilemi-ve-ic-guc/ Şiir alıntı /Kirpi İkilemi ve İç Güç/ Yazar Tuğçe Çınar- 29 Temmuz 2018)
(Arthur Schopenhauer- 1851-Parerga ve Paralipomena: Kısa Felsefi Denemeler-396. Bölüm- Schopenhauer bu bölümde kirpilerin soğukta kaldığı bir anda karşılaştıkları ikilemi anlatır.)