“Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz…" (Buhârî, İlim11;Müslim, Cihâd 5)
İnsan, kâinat, hakikat…
Kozmik gerçeklikle karşı konulamaz bir ilişki içinde olan İnsanın bilinene huzurla gidebilme yolculuğunda,
Her daim yükümlülüğünde olanlara yönelik bitmek tükenmek bilmeyen çabası…
Tek gerçeğin yayılmasına cansiperane hizmeti…
Takdire şayan salt bu eylemlerinin kendisini sonsuz huzura götüreceğini sanma yanılgısı içinde…
Sonsuz huzur mutluluk yerine varıldığında derinlerden gelen;
Giriş için lütfen daha sonra tekrar deneyinizi olmayan yetersiz bakiye bildirimi…
Sarsıcı bir akamete uğrayan insanın kulakları sağır eden dinmeyen çığlıkları…
Hakka dayanmayan hakikatin iyi niyetli insanı getirdiği dönüşü olmayan nokta…
İnsan gerçeğin diğer insanlarca da bilinip onların kurtuluşuna vesile olma çabasının içine,
Kendisini kutsanmış addetme yanılgısını koyduğundan beri bu hezimetten kendisini kurtaramamıştır.
Maalesef ki her zaman amacın iyi olması sonucunun iyi olmasının nedeni olamamaktadır.
İmtihan dediğimiz şey de esasen bunun ta kendisi değil midir?
İmtihan içinde ki bu imtihan da kıyâmet günü ilâhî affa mazhar olan sâlih kullardan olma duasıyla…
Zuhal KURTYEMEZ