Gazali'nin yaşadığı devir, Abbasi Devleti'nin zayıflamaya başladığı ve bunun sonucu olarak birçok yeni İslam devletlerinin ve İslami akımların ortaya çıktığı bir devre rastlar.
İslam coğrafyası Şii ve Sünni halifelikler olmak üzere, iki kutba ayrılmıştır. Buna dayalı olarak da, pek çok siyasi oluşumlar teşekkül etmiştir. Bu dönem çeşitli mezhepler bakımından ölümle sonuçlanan siyasi çatışmaların ve olayların gerçekleştiği bir ortamdır.
Gazali'nin yaşadığı dönemde, siyasi durum Batınilik ve Haçlı Seferleri ile siyasi otoriteyi bunaltan, başlıca iki sorun olmuştur. Gazali ilmi çalışmalarıyla, siyasi otoriteden yana tavır takınmıştır. Bugün de, buna benzer bir ortam mevcuttur. Bir tarafta hükümetin Batı ile Doğu arasında, AB’ye üye olmak için karma karışık kültürlerin meydana getirdiği 80 bin sayfa civarındaki, AB müktesebatı ile kapısının eşiğinde 50 yıl bekletilip, İslam'la ile Hıristiyanlık, Doğu kültürü ile Batı kültürü arasında, NATO ve FETÖ baskılarıyla değişik yollardan ülkenin işgali ile sıkıştırıldığı bu dönemde, terör örgütlerinin de maşa olarak kullanılıp, kuşatma altına alındığımız bu dönem, Gazali’nin yaşadığı coğrafya ve baskı dönemlerine çok benzemektedir.
Ülkemizin sıkışık olduğu bu dönemde, mücadele yönüyle ciddi bir politika eksikliğimiz var. Bediüzzaman’ın yüz sene öncesinden yapmış olduğu tespite göre, bizim düşmanımız veya eksikliğimiz, ( FAKİRLİK, CEHALET ve İHTİLAF tır.)
Bu üç düşmana karşı, sanayi ve ticaret, marifet ve bilgi, ittifak ve birlik silahıyla cihat edeceğiz. Kaliteli ahlaklı, imanlı, teknik ve teknoloji de, emsallerinden başarılı insan gücü yetiştiren üniversiteler ve bilim adamları, üretimde, sanatta, ziraatta, silah sanayi ve ilaç sanayinde, rakiplerimizi geçme, uzay teknolojisinde, dijital ve siber teknoloji de, rakiplerimizi yakalamak hatta öne geçmek için çok çalışmalıyız.
Üniversitelerimiz de, performans kriterlerini göz önüne alarak, yeni üniversiteler açmalıyız. Lüzumundan fazla açılan üniversiteler, kaliteyi düşürür ve devletin sırtına binen maddi yükü arttırır. Boş bırakılan bu alanlar, FETÖ’nün nemalanmasına zemin hazırlar. Bugün de, bu şekilde FETÖ buralarda hakim konumdadır. 170 bin civarında öğretim üyesi, 7,5 milyon civarında üniversite talebesiyle, kontrol edilemeyecek kadar büyük bir alan açılmıştır. FETÖ’den tasfiye ise: Üniversiteler de %4 ve %5 civarındadır. İnsan gücü yetiştirme itibari ile ciddi bir eksikliğimiz vardır.
İlk defa ele geçirmiş olduğumuz koalisyonsuz ve istikrarlı bu dönem de, NATO ve FETÖ’nün boynumuza taktığı tasmayı, kırmaya çalışıyoruz. Bir taraftan Batı dünyasının AB ile yapmış olduğu kültür anlaşmaları, NATO ile yapmış olduğumuz askeri iş birliktelikleri, diğer taraftan da ahlaki erozyonlarla neslimizi ve gençliğimizi kaybetme durumunun ortasında, hiçbir geçerli mücadele şekli olmayan, profesyonelce bir plan ve yol haritasının hazırlanmamış olması, ülkemizi casuslar ve misyonerlerin cirit attığı, boş bir yolgeçen hanı şekline çevirmiştir. Ülkemiz ileriye doğru yapmak istediği her hamlede, geriye doğru itilmekte ve boşluğa düşmektedir.
İşte bugün ki duruma benzer o dönemde: Nizamiye Medresesinde yetişen Gazali, Kılıç ve askerin kazanamadığı zaferi, kalemi ile elde etmeye çalışmış ve Batıniliğin yayılmasını büyük oranda engellemiştir.
Gazali’nin 400 civarında el yazması eseriyle, Batıniliğe ve siyasi çatışmalara karşı, kitapları ve fikriyatıyla vermiş olduğu mücadele, çok etkili olmuştur. Takriben günde 18 sayfa gibi hayret verici el yazma eserleri ile, devrin siyasi coğrafyasından ve siyasi olaylarından etkilenmemiş olması mümkün değildir.
Gazalinin Sultanlara yönelik olarak yazdığı kitabında geçen en önemli nasihat şudur: Dünyada iki şey insanı bozar.
Birincisi:Otorite ve iktidar.
İkincisi ise:Şöhret ve Dünya malıdır.
Bugün de, daha önce itibar edilmemiş, baskılara uğramış Bediüzzaman’ın Risaleleri ve tavsiyeleri, artık serbestçe basılıp, okunup toplum içerisinde, yeni bir nesle sunularak asayiş, ahlak, emniyet, bilim ve teknik yolunda, ciddi kadrolar inşallah imdada yetişecektir.
Gazali’nin önemli çalışmaları ve eserleri gibi toplumda büyük etkisi olması beklenirken, inşallah Gazali’nin yazdığı bütün dünyanın takdir ettiği Din ilimleriyle teknik ve bilim ilimlerinin birleştirilerek, aklın ve kalbin nurlanması, aydınlanması için nesillere sunulur ve inşallah siyasete alet edilmez.
Nurettin VEREN