Hiç bir devlet elde ettiği bilgi ve teknolojisine fazla güvenemez emin olamaz.. Bu yüzden sürekli yenilenebilir teknoloji arayışı ve savaşı şart.. Çünkü bugün bulduğumuz teknoloji yarın başka yeni teknoloji ile kıymetsiz bir hal alabilir. Her an başka bir anlayış ve görüş yarışı var hayatta... Bu durum ''bilgimiz ve inancımız içinde öyle.. Herkes kendi inancını, inanç zan ediyor ama maalesef iş öyle değil... Müminlere imanınızı tazeleyin emri, her an uyanık olması için verilen bir ikazdır. ''Ey iman edenler iman ediniz'' ayeti bu hakikati izhardır.
Bitmeyen maden bulunmadıkça bu yarış bitmez. Yoksa zaman sonra bu yarış biter.. Varlıkdaki madenlerin bir yere kadar geçici rezervi var.. Dünya kaynaklarının da ömrü sınırlı..İnsan mukayyed bir alemde yaşıyor da dünya ve alem yaşamıyor mu.. Bana gülsen de insanın dünya bilgisi ve kaynağı yani metası bir yere kadar aldatmacadan ve aldanmadan ibaret.. Her kim veya devlet veya akıl bu dünyanın madenine bilgisine teknolojisine güveniyorsa taptıkları bir an gelir biter.
Herşeyin aslı yani din bilgisi ve kaynağı buna hiç benzemez. Bitmeyen kaynak ve sınırsız bilgi ancak Hak katındadır. Müminler ona inanır ona dayanır ondan isterler. Din bilgisi, yaratılmış alçak, yüksek, yüce tüm alemlerin bilgisini ve görüşünü kapsar ihata eder... Hakiki ve gerçek bilginin kaynağı yani madeni orasıdır. Din bilgisi ölümsüz diri olan Hakk katından gelen görüş ve nimetlerdir..
Bu bilginin en küçük armağanı varlığa hayat bahş etmesidir. Ötesini artık siz düşünün..
Yaratılışında her insana bu görüşe sahib olacak bir anlayış yani istidat verilmiştir. Ancak hayvana bu anlayış istidat verilmemiştir. İnsanın hayvandan ayrıldığı yerde tam burasıdır. Zira hayvan gül koklamak dan güzellikten nezaketten anlayıştan ahlaktan anlamaz... Özetle ,kutsal emanet yani allemel esma sırrı hayvana ve oğularına değil ademoğullarına verilmiştir..
Sen de ademoğlu isen artık bu manayı anla..
Hakikatte görüş din bilgisinin insana verdiği görüştür. Diğer görüşlerin hepside geçici ve az bir geçim için yani hayvani anlayış için olan geçici görüşlerdir. Oda bir yere kadardır... Ondanda geçiiir...
Zira istemese de insanı geçirirler... yemek yiyemez hale gelirsin vb...Ancak uyanık olan bu manadan bir ibret alır faydalanır..
Din bilgisi tenezzül eden Hakkın görüşü ve bakışıdır. Bu bilgi ve görüş ile aydınlanmaya biz nur diyoruz.. İnananlar gıdasını ondan alır. Allah ve elçileri vasıtası ile insana öğrettiği her vahy ve bilgi Hak nurudur. Özetle Allahın bakışı görüşüdür. Allah dilerse insana gaybı görebilecek göz ihsan eder. Bu görüş fani değil bakidir. Müminden istenen o göze ve görüşe bir an önce sahib olmasıdır.
Allah her isteyene görüşünden dilediği kadar görüş verir. Ancak bunun için insanında çok gayret etmesi tefekkür etmesi sünnete ittiba etmesi de istenir. Din bilgisi istekli insandaki gözü ilahi görüş haline getirir.Allah cc kime bu bilgiyi aklı ve görüşü vermişse ona çok nimet ve hikmet gıdası vermiştir.
İnsan din bilgisini, dünya bilgisinin önüne almadıkca bu savaş, bu kin bu yarış, bu kavga bitmez. İnsan aceleci olduğundan dünya ihtiyacını din ihtiyacından önce görür. Zamanla insanın dünya ihtiyacı din halini alır. Bu ihtiyaçlar İnsanın gayreti sevgilisi yani '' Dini'' olur... Kısaca dünya ihtiyaçları ona put olur.
Gözün ve görüşün önündeki en büyük perdelerden biride budur. Putu kıracak göz anlayış gerek ki sihri haramı görsün..!