Üstünlükler ve insandaki hallerin değişmesi Hak'tandır. Bu manayı anlamayan kişi Hakkın ve ona imanın ne olduğunu, insanın varoluş gayesini, gerçekte sınanmanın ne şekilde olduğunu kolay kolay bilemez.
Yüce Allah, sadece şekilleri değil halleri de yaratandır. Zira yüce hak insanı bu çeşitli hallerle ve hallerde sınamaya tabi tutar. Bu haller onun emri ve izni ile vesileli veya vesilesiz kula gelir çatar. Bizden öncekilerin başına gelenler bizimde başımızdan geçmedikçe sınavdan kolay kurtulamaz kolay geçemez insan.
Zaman olur çok zengin tanıdığımız kişi biranda fakir olabilir. Gün gelir yıllarca fakirlik içinde çırpınan kıymet vermediğimiz küçümsediğimiz biri çok zengin olabilir. Yıllarca zulüm gören mazluma birde bakarsınız ki iktidar ve güç sahibi olmuştur. Yıllardır Hakka inanmayan kafir dediğimiz dışladığımız insan olurki secdeye kapanmış iman etmiştir. Ömrü ibadet ve taatle geçen biri de tam aksi sapıtmış isyan ve melanet içindedir.
Yıllardır hasta bildiğimiz insan sağlığına kavuşabilir. Sağlıklı bir insan biranda bir anda hasta olabilir. Halkın içinde çok itibarlı biri iken birde bakarsınız ki o kişi itibarsız biri olmuştur. Bugün bol geçimle sınanan insan yarın dar bir geçimle sınanabilir. Daha dün dar geçimle geçinen yardımına muhtaç iken gelen ve senden yardım isteyen elimizin tersi ile ittiğimiz insan birde bakarız ki bol geçim içindedir.
Başkasının düştüğü kötü bir duruma acımayan insan yarın aynı duruma kendi düşebilir. Eleştirdiğiniz bir konumda yarın birde bakarsınız ki sizde başka bir hususta eleştirilirsiniz. Kötülük yaptığınız biri yarın size bir kötülük yapabilir. Sizde kötülük yapılan biri olabilirsiniz. Keza aksi de böyledir. Hiç ummadığınız, önem vermediğiniz bir kişi yarın sizin koltuğunuza sahib olabilir sizde onun tebası olursunuz.
Bu veya buna benzer hallerin değişmesi mukayyet bir zaman Hakkın insanı vesileli yahut vesilesiz sınaması içindir. Her ne halde olursa olsun inanan insan İmtihan edildiğinin şuurunda olması inancı gereği duruş yapması ve teslimiyet göstermesi sabretmesi gerekmektedir. Bu haller bugün sendedir yarın başkasında Bugün bizdedir yarın sizde. Bugün bu ülkededir yarın başka ülkede.
Yüce Allah inanan veya inanmayan, zalim veya mazlum, fakir veya zengin, takva ehli veya günahkar kim olursa olsun bu halleri nöbetle hepsine sırayla insana gösterir. Dünyada Yaratıcının sırayla insana verdiği bu nimetler insanın kendisi gibi fanidir. Yani gelib geçicidir. imtihan vesilesidir. İnsanın ona bağlanmaması Hakka bağlanması onun yolunda harcaması insana emredilmiştir. Keza kim cimrilik ve hasislik azgınlaşırsa yaparsa işte o yol azıtanlardan olmuştur.
Yüce Allah insan bu halleri yaşatmasının sebebi gerçekte üstünlüğün yegane sahibinin kendisi olduğu içindir. Çünkü İnsan acizdir. Aciz olduğunu unutmamalıdır. Kibirlenmemelidir. İnsana dünyada verilen geçici ömrünün yanında birde ayrıca verdiği imkanlar üstünlükler makamlar, zenginlikler vb. benzer hallerin gelip geçici olduğunu Sadece kendisinin baki olduğunu kuluna hatırlatmak ikaz etmek içindir.
Eğer insan Allah’ın verdiği nimetleri bu huzuru mutluluğu rahatı unutur kendini üstünlüğüne zenginliğine inanırsa hürlük taslamaya kalkarsa işte ona Hakkın ve halkın gazabı yetişir çatar. Yüce İnsanı o halden alır başka bir hale koyar. Yahut daha da azgınlaşması için ona mühlet verir. Bu yine onun emri ve izniyle olur. O da zalimlerden olur. Nankörleşir. Nemrutlaşır. Firavunlaşır.
İşte Yüce HAK, insanlara ancak ve ancak üstünlüğün sadece kendinde olduğunu yani Hakkı unutmamalarını ister. İster zengin olsun ister fakir, ister mazlum olsun ister zalim insanı ikaz eder. Bu İkaz bir topluluk dahi olsa veya bir insan, eğer unuturlarsa o topluluğu veya o insanı Allah yine de kahreder. Bu yüzden elinde bulunan nimet ve güçle hiçbir insan hürlük taslamamalı sevinmemeli, mukayyet bir zaman Hakkın kendine bu gücü ve nimeti emanet ettiğini bilmeli. Şükretmeli insan. Saltanatın gerçek sahibi karşısında geçici saltanata sahib insan büyüklüğün kimde olduğunu çok iyi bilir ona secde eder. Çünkü mülk onundur.
Üstünlük ancak takvada yani güzel ahlaktadır. Hakkın huyuyla huylanmaktadır. İşte Hakkın sadece insanda görmek istediği ve övdüğü üstünlük ancak budur.
Ahmet Düzgün