Hak ile batılın savaşı elbette kolay bir savaş değildir. Bu savaş günün şartlarına göre Allah'ın, kullarını zahir ve batın bir sınaması ve imtihanıdır. Bu mücadele maddeye yani dünyaya dalanlarla, güce, dolara tapan ve yol azıtanlar ile hakka tapan gücünü Haktan alanlar arasında, Hz Adem babamızdan günümüze süregelen bir mücadelenin adıdır. Mesele bu savaşta Hakk’ı üstün tutmak, ortaya koymaktır. Müminler bununla emrolunmuştur.
Kısaca yaratılmış yani maddenin esiri olanlarla Hakkın manasının esiri olanlar bu savaşta karşı karşıyadır. Müminler gaybe inanır, yani varlığında akıl gibi şüphe olmayan ancak gösterilemeyen varlığa Maddeye tapanlar gözle görünen elle tutulan dünya metaına inanırlar. Onlar için gayb zarardan, karanlıktan ümitsizlikten başka bir şey değildir. Korkudur. Dünya cehennemidir, yeisidir. Müminler için ise sığınılacak inanılacak ve ümit bağlanılacak bir limandır..
Onların imanı, dünyaya ve onun zenginliğinedir. Dünyanın metaı, parası pulu, sefası, neşesi, zevkleri, sağlığı, hastalığı üzüntüsü, sabrı, hep o parayla olur. İman edenler için ise asla para ve maddeyle bu olmaz, Çünkü bunlar yaratılmış ve geçicidir. Fanidir. Buna inanırlar. Söylerler ya hani parayla saadet olmaz diye bu söz doğrudur. Bakmayın siz dünyaya tapanların aç kalmaktan korkanların parayla dolarla olur demelerine bu söz aldatmacadan başka birşey değildir.
Zira saadet parayla gelmez imanla gelir. Yüce bir emirle Hakkın katından ve yine onun izniyle gelir. Daha dilerse daha daha nicelerini verir. Sonra isterse bir vesile ile geri alır. Böylelikle kulu birileri veya çeşitli vesilelerle sınar imtihan eder. Vaad etmiştir çünkü Dilerse dar geçim verir. Dilerse bol geçim... Sende onu ondan şundan bundan bilirsin ama iş öyle değil Hocam..!
Hocam sen meseleyi iyi anlayamamış iyi anlatamamışsın.! İş senin bildiğin gibi değil.. Madem inandığını söylüyorsun aklını başına al.. Bu dünyayı çekip düzeni bil gör. Şu görünüşe aldanma.. Onlar geçicidir. Şu görünüş işleyiş çarkın dönüşü maddeye tapanlarla, müminlere bir tuzaktır yemdir hemen atlama. Bir düşün seni neyle imtihan ediyorlar. Mümin kişiler kolay kolay bu tuzağa düşmez. Düşerse bile hemen döner. Pişman olur.
Borcun artmış, doların yükselmiş ortalığı velveleye verip yaygara yapıp duruyorsun. E yükselsin artsın senin elinde mi bu. Bu mücadele ancak taraf olmanla aşılacak bir mesele. Bu suçu devletine, davasına inanmış her türlü tedbiri almaya çalışan liderine çatmakla onu zafiyete uğratmakla bir şey kazanamazsın ki müflis olursun. Eline bir şey geçmez. Bühtandır bu. Bazı sahillerdeki tabelalarda, Dikkat sığ su, balıklama atlama derler. Sende bu imtihan sahilinde yani kıyısında bu duruma düşme. İkaz tabelasını gör.!?
Dünyanın parayla yönlendirildiğine inanmışsın. Bu senin cehaletinden başka bir şey değil. Değil mi ki ashab, müşriklerin ambargolarından ne zorluklar gördü de sabretti. Çünkü Onlar bu sabrın iman olduğunu, ahirette bir mülk olarak karşılarına çıkacağına kesin gözüyle inanmışlardı. Bunu çok iyi biliyorlardı. Bu yüzden açlığa kıtlığa dayandılar ,göğüs gererek üstün geldiler. İşte İman budur. Nerde sende o yürek...O bilek..! O iman.. O sabır..! Onu göremiyoruz hani..
Eyvah dolar fırladı, işim ticaretim battı zararım arttı diye feryad edib duruyorsun. Bu ne korku Allah'tan kork hocam. Kolay mı geldi bu millet bu ecdat buralara kadar. Hep o iman yüzünden. İnandığı Gayb yüzünden. Ölürsem şehit kalırsam gazi dedi ardına bile bakmadı. Ama senin için bu mana ve unvanlar elle tutulan gözle görülen dünya metaı değilki boş şeyler öyle sanıyorsun Sen neyin derdinin mücadelesini veriyor korkuyorsun. Şu halinle ölsen Hakk’ın huzuruna varsan, Allah’ım dolar çok yükseliyordu, paracıklarım borçlarım dolara bağlıydı, hesab yapıyordum zararda olduğumu görünce, istemeyerek hırsımdan dünyayla birlik olup, kendi iktidarımla mücadele ettim ancak emir vaki oldu öldüm mü diyeceksin. Hakkın derdiyle ne ilgisi var bunun. Sen onun yanına ne götürdün onu söyle..!? İnanan liderine tabi ol hak için mücadele et..Doların kuyruk acısını mahşer günü mazeret olarak sunamazsın.. Konu bu değil mesele başka Hocam.
İman taraf tutmaktır. Hak ile batılı ayırt etmektir. Günahkar bile olsa insanın kurtuluşu taraf olmasına bağlıdır. Tevhide bağlıdır. Zaman İfrata ve tefrite dalma zamanı değildir. Kötü zan etmek, yaygara yapmak safları zayıflatmak yol azıtmaktır.
''Mutlaka, imanınızdaki sadakati ölçmek için sizi, korku, açlık, kıtlık ile sahip olduğunuz malları telef ederek, can kaybına, sakatlığa maruz bırakarak, mahsulünüzü âfete uğratarak imtihan ederiz. Sabrederek mücadeleye devam edenlere, dünyada yardım, zafer ve devlet, âhirette cennet müjdesini ver.!'' (Bakara 155 )
Amin
Ahmet Düzgün