Altın Ekmek

Saadettin BAYÇELEBİ

01-04-2017 08:32

Bir zamanlar bir efsaneden bahsedilirdi. Altın Şehir! Hani yüzlerce insanın onu bulmak için yollara döküldüğü ama bir türlü bulunamayan, var olup olmadığı bile belli olmayan bir şehir. Şimdilerde ben bu hikayeyi hatırladığımda aklıma ekmeğimiz geldi. Neredeyse altın kıymetinde olan ve belki abartı olacak ama altın şehir kadar bulunması zor, gerçek ekmekten bahsediyorum.

Bizim milletimiz ekmek delisidir diye bir cümle kursam kesinlikle yalan olmaz. Ekmek kavramı genlerimize kadar işlemiştir neredeyse. Asla onsuz olmaz diye düşünürüz. Onsuz yenilen hiçbir yemeğin tadı olmaz ve o yemek bizi doyurmaz. Bir inanç sistemidir biz de ekmek. Hiçbir bilimsel kanıta dayanmaz ve dayanamaz zaten. Hastalarımdan biliyorum. Bağırsak intoleransı, diyabet, obezite ile bana gelen kişilere ekmeği fazla tüketmeyelim dediğimde gözlerinde beliren o gizli dehşeti ve yapılan itirazları, başka yol aramaları bir görseniz. “Ekmek yemeyeceksek niye çalışıyoruz ki diyeni bile duydum”. Bana soracak olursanız, gerçeği de, GDO( Genetiği Değiştirilmiş Organizma)’lusu da fazlaca tüketilmemesi gereken bir besin, ancak hiç vaz geçemiyor isek,  bari gerçek ekmeğin peşine düşelim. Tabii onu bulabilirsek.

Son zamanlarda yeni bir bilgi olmasa da yeniden piyasada konuşulmaya ve dillendirilmeye çalışılan “siyez buğdayı”, “kamut buğdayı”, “genetiği değiştirilmemiş buğday” kavramları var. Umarım doğrudur. Belki de dedelerimizin, nenelerimizin yastık altında ne olur ne olmaz diye sakladıkları tohumlar artık gün yüzüne çıkmak için ortam bulmuştur. Eğer doğru ise bu tohumların hızla çoğaltılıp, yaygınlaştırılmaları ve ucuzlatılmaları lazım. Yeniden küllerinden doğmaları lazım. Bunun insanlık adına yapılması lazım. En azından üzerinde çalışılmaya değer bir konu. Yarım yüzyılı aşkın bir süredir ülkemizde ve tüm dünyada hortlayan diyabetten tutunda bağırsak intoleransına kadar varan ve bunların tetiklediği birçok hastalık azalır belki. Bir doktor için güzel bir hayal!

Obeziteye gelince; en büyük dostunun ekmek olduğuna inansam da aslında temelinde fazla, hızlı, ölçüsüz, dikkatsiz, bir şey olmazcı tüketim anlayışımız yatar. Zaten bu yüzden değil midir ki; GDO’lu gıdalar hayatımıza girdi. Artan tüketim ihtiyacını karşılayabilmek adına, üreticiler tarımda ve hayvancılıkta verimliliği arttıracak yollar aradı. Bizim bedenimiz aç kalıp,  karnımız doydukça onların cebi doldu, ama gözleri doymadı. Hatta iş o dereceye geldi ki balık etinde insan geni bulundu iddiaları bile çıktı. Allah bizleri korusun. Gözümüzü açsın. Aklı, damağına ve midesine hakim olan insanlardan eylesin. Yoksa biz, çok daha mide belasına doktor doktor gezeriz.

Her halükarda hiçbir şeyin fazla tüketilmemesi gerekir. “iki kişilik yemeği olan üçüncüyü de davet etsin” diyen bir peygamberin ümmeti olanlar yemeleri gereken yemek miktarını buradan çıkarabilirler aslında. Yeter ki önce yaptığımız yanlışı fark edelim, düzeltmek fark etmekten daha kolay olacaktır.

Selam ve dua ile…

Saadettin BAYÇELEBİ

 

 

 

DİĞER YAZILARI Sessiz Gemi 01-01-1970 03:00 Öyle Bir Geçer Zaman ki… 01-01-1970 03:00 Ahh vatan! 01-01-1970 03:00 Kuduzzz 01-01-1970 03:00 Yarının Büyükleri 01-01-1970 03:00 Tehlike büyük! 01-01-1970 03:00 İşte sebebi! 01-01-1970 03:00 Neden yüksek? 01-01-1970 03:00 CO 01-01-1970 03:00 Tavuğun Dünyası 01-01-1970 03:00 Herşey Zamanında Güzel 01-01-1970 03:00 Demedi demeyin! 01-01-1970 03:00 Et Fiyatları Üzerine… 01-01-1970 03:00 Hastalanmayı beklemeyin! 01-01-1970 03:00 Kim kurar içindeki saati? 01-01-1970 03:00 Aman yükselmesin! 01-01-1970 03:00 Kaybolan Değerlilerimiz-2 01-01-1970 03:00 Kaybolan Değerlilerimiz-1 01-01-1970 03:00 Buğdayın hayatı! 01-01-1970 03:00 Kurbanlık Sağlık 01-01-1970 03:00 Buğdaysız Hayat -3 01-01-1970 03:00 Buğdaysız hayat! -2 01-01-1970 03:00 Buğdaysız hayat! -1 01-01-1970 03:00 Su Hayattır Ama… 01-01-1970 03:00 Sıcaklık Yükseliyor! 01-01-1970 03:00 Biz Üç Kardeştik… 01-01-1970 03:00 Tatil kazalarına dikkat! 01-01-1970 03:00 Yaz kızım! 01-01-1970 03:00 Eğitim şart! 01-01-1970 03:00 Hey Gidi Gençlik… 01-01-1970 03:00 Kardeşten Öte… 01-01-1970 03:00 Bir Nefes Sıhhat 01-01-1970 03:00 Yazınız kışa dönmesin! 01-01-1970 03:00 Sadece beş dakika! 01-01-1970 03:00 Ya tutarsa! 01-01-1970 03:00 Gerçekten yaşıyor muyuz? 01-01-1970 03:00 Anamızın Ak Sütü 01-01-1970 03:00 Atı alan üsküdar’ı geçti! 01-01-1970 03:00 İsrafın bu kadarı... 01-01-1970 03:00 Bizi biz yapan değerlerimiz! 01-01-1970 03:00 Evet Varım!  01-01-1970 03:00 Var mısınız? 01-01-1970 03:00 Varlık Fonu, Sağlık Fonu 01-01-1970 03:00 Check – Up Veya Çekap 01-01-1970 03:00 Acil haller! 01-01-1970 03:00 Sadece Süt 01-01-1970 03:00 Biz Bu Coğrafyanın Rüzgârıyız 01-01-1970 03:00 İnce Hastalık 01-01-1970 03:00 Çocuklarımızı bekleyen tehlike! 01-01-1970 03:00 Duyduk duymadık demeyin! 01-01-1970 03:00 Hayallerinizden vazgeçmeyin! 01-01-1970 03:00 Gribin binbir yüzü! 01-01-1970 03:00 Kuşa Dönmeyelim 01-01-1970 03:00 Canım Öğretmenim 01-01-1970 03:00 Ne zaman unuttuk? 01-01-1970 03:00 Aman aklımızı karıştırmasınlar! 01-01-1970 03:00 Beni Yakacaklar 01-01-1970 03:00 Yeniden Efendi Olmak 01-01-1970 03:00 Fış Fış Gelen Kış 01-01-1970 03:00 Biz Hala… 01-01-1970 03:00 aktarlardaki tehlikeli otlar-2 01-01-1970 03:00 Aktarlardaki Tehlikeli Otlar-1 01-01-1970 03:00 oku! 01-01-1970 03:00 Kurban keserken kurban olmayalım! 01-01-1970 03:00 Bebeğin Sağlığı Annesiyle Başlar 01-01-1970 03:00 b12 zirvesi 01-01-1970 03:00 Sevgili Denizlerimiz 01-01-1970 03:00 Şimdi Güneş Ve Deniz Zamanı 01-01-1970 03:00 Köprüden Önceki Son Çıkış: Rusya 01-01-1970 03:00 Hadi yürüyüşe çıkalım! 01-01-1970 03:00 Artık Uyanma Vakti 01-01-1970 03:00 Amerikan İlişkileri Darbe Ve Yakın Gelecek 01-01-1970 03:00 Kahraman Milletime Tavsiyeler 01-01-1970 03:00 Sınırsız değil korkusuz tüketelim! 01-01-1970 03:00 BU NE HERZE, BU NE HEZEYAN.? 01-01-1970 03:00