Bobigny Müslüman Mezarlığı

Ümit Zeynep KAYABAŞ

27-09-2018 09:20

Fransa’da Müslümanlar için tahsis edilen mezarlık ayrı bir hüzün. İnsanın yabancı bir memlekette kendi kültürünün yok olup gittiğini görmesi tarifsiz bir duygu. Osmanlının manevi akışının izleri zamana dayanmayıp, yok oluyorlar…

 ‘’Tarihi yeniden başlatabilmek için yeni bir tarih ve insanlık bilinci gerekir. Yeni bir tarihi başlatabilmek için çığır açan bir dile, çığır açan bir bilince, ahlaka ve bilgeliğe ihtiyacımız var. ‘’Atasoy Müftüoğlu’nun söylediği gibi tarih, zırhından kurtulmalı ve yenilenmeli. Kültürel boşluğumuzun altı çizili kalmamalı.

‘’ Dil, sanat, söylence, din hiç de soyutlanmış, rastgele yaratılar değillerdir. Onlar ortak bir bağla bir arada tutulmaktadırlar. Ama bu bağ skolastik düşüncede düşünüldüğü ve betimlendiği gibi bir vinculum Substantiale(tözsel bir bağ) olmayıp, daha çok bir vinculum Functionale(işlevsel bir bağ)’dır.” Ernest Cassier’ de kültürün anlamı derindir. Ve insanın kültür ile ilişkisi bağlayıcı ve tamamlayıcı seyirde oluşum göstermelidir. Tarih kültürünü yaşatmak içtenliğini, milli duyguların beraberliği gelecek nesle köprü görevini yapar.

Tarih kendi içinde birçok dönemsel tahribatlara uğrasa da bugünün eli, bu nesle sunulabilecek somut şeyleri tamir etmeli.

Bobigny Müslüman mezarlığına on yıl önce gittiğimde, Şehzade Ahmet Nureddin’in

 ( Sultan II. Abdülhamid'in oğlu)  kabri yok olmak üzereydi. Kader onlara vatanlarında yaşama imkânı sunmamıştı. Paris’ in içten içe insanı çıldırtıcı atmosferi ile baş başa kalış ve ait oluşluğu muhafaza etmek için, didinmek ve hayatta kalma çabası ve günlerin umudu silişi.  Zor kentte zor olan şey; doğduğu yerdeki anlıların, beyne hücum etmesi ve ruhun hep yarım kalışı…

Mekânların istisnai durumlarda zıtlaşması vardır insan ile. Bir yandan alışmak eylemi ile zıtlaşmak diğer yandan özlemi bastırmak.

  Yaşamak için takıntıları sıfırlamak, savaşmak ve her çizgide yeniden doğmak anılara. Hayat zikzaklar sunan heyecan fırtınası.

- ateş. kül. sessizlik.-

Ebediyete akan cehennem yumağı. Yorgun ruhun devasa ümitleri. Sessizlik belki de isyan. Yo sığınak. Sessizliğin özeti…  !  Bazen cümleler de yarım kalmalı.

Kader çemberinde iç disiplin sağlama. İnsan ne kadar gerçek ne kadar yalan. İnsan ne kadar tarafsız.

 Sessizliğin ipine, içimi diziyorum ucundaki iğne de  tarih. Ve mavi gökyüzünün duyguları şımartışını not ediyorum.  İnsan ve mekân arasında,  satır arası neler yok ki…

‘ Tarihin en çekici ve esrarengiz tarafı, değişen çağlarla birlikte her şeyin tamamen farklılaşması fakat hiçbir şeyin değişmemesidir.’  Aldoux  Huxley Hakikat boyutu kapanmayan bir kapıdır.

Yıllardır nedenlerin niçinlerin muhasebesini yaptık. Sürgüne gönderilmiş Osmanlı hanedanlarının bize Osmanlı’ nın bir emaneti olduğunu somut olarak hatırlayamadık.

Şartlardaki dengesizlik, elimizi kolumuzu bağladı. Evet,  Osmanlının bir parçası Müslüman olamayan ülkelerde ebedi istirahatgahlarına çekilmiş. Yaşayan Osmanlı torunlarının, bu içsel hüznü omuzlayacak gücü yok mu?   ‘’Tarih karşısında nötr kalabileceğimiz bir şey değildir, dikkate almak zorunda olduğumuz bir şeydir. Öğrenmezsek, bilmezsek ve dikkate almazsak, o tarih kendisini bize dayatır, hatırlatır.’’ İlber Ortaylı’nın dediği gibi kaç asır geçerse geçsin, tarih şuuru bir yerde gözleri aydınlatacak ve tekrar tekrar yeni bilinçle doğacaktır.

Bugün Fransa da yaşayan Müslümanların, Türkler’ de dahil olmak üzere Osmanlı kabirlerinden haberleri yok. Yabancı bir ülkede kendi kültürüne uzak yaşayanlarda kimlik bunalımı gözükmesi yadırganacak şey değil mi? Dili ve tarihi gereği gibi analiz edemeyen, puslu bir hayat akışında olur.

Tarihten beslenen bir milletin, tarih için yapacak çok şeyi olmalı. On yıl önceki manzaranın hala devam etmesi üzücü. 

Bobigny Belediyesi Mezarlıklar İdaresi arşivinde bulunan dokümanlarda ismi geçen ve II. Abdülhamid'in kızı Ayşe Sultan'ın anılarını topladığı "Babam Sultan Abdülhamid" kitabında bahsedilen Bobigny Müslüman Mezarlığı'nda yatan Osmanlı hanedanından bazılarının isimleri şu şekilde:

Rabia Peyveste Hanım - Sultan II. Abdülhamid'in eşi

Şehzade Ahmed Nureddin - Sultan II. Abdülhamid'in oğlu

Şehzade Abdürrahim Hayri - Sultan II. Abdülhamid'in oğlu

Şehsuvar Hanım - Halife Abdülmecid'in eşi

Pınardil Fahriye Hanım - Şehzade Abit'in eşi

Şehzade Osman Fuat - Sultan V. Murad'ın torunu

Damad Mehmed Ali Rauf Bey - Ayşe Sultan'ın eşi

Ayşe Sıdıka Hanımsultan- Sultan Abdülmecid'in torunu

Selma Sultan - V. Murad'ın torunu

Birçok hanedan üyesinin ebedi istirahâtgâhı olan bu mezarlıkta, sadece 1945 yılında hayatını kaybeden II. Abdülhamid'in oğlu Şehzade Ahmed Nureddin'in mezar taşı günümüze ulaşabildi.

Bu acı tablonun ruhlara çerçevelenmesi gerek. Dünya maddi ferahlığın güzergâhı değildir. Kim olduğumuz bilincine, gözlerimizi kapatırsak, körleşmiş bir nesil ile karlı karşıya geliriz. Bu iç yıkım, değer yargılarına kayıtsızlıkla da sınırlı kalmaz. Bir özenti yumağı içinde daim Avrupalı gibi yaşama isteği ama doğu kültürü ile şekillenmiş bir dünya. İnsanı dibe çeken bir hayat. Kabul görmeyen arzular ve arada kalış. Sakat bir karakterin taşıyıcısı olarak idame edilen hayat ne kadar sağlıklı ne kadar doğru.  İnsanı ayakta tutan, motive eden kültürü diri tutmak için, durmayı bir kenara bırakmalıyız…

Ümit Zeynep Kayabaş

DİĞER YAZILARI Güven Zor Bir Duygudur… 01-01-1970 03:00 Sabır Sanatı! 01-01-1970 03:00 Dijital Çağda Edep… 01-01-1970 03:00 Sanat Günlükleri ve Sezai Karakoç… 01-01-1970 03:00 Müslüman’da Adalet… 01-01-1970 03:00 Tarımda problemler ve toprak disiplini… 01-01-1970 03:00 Bir duruşu olmalı iyiliğin de… 01-01-1970 03:00 Nafaka mağdurları, şiddet ve aile… 01-01-1970 03:00 Doyumsuzluk Şehveti… 01-01-1970 03:00 Vicdan Ve İsraf 01-01-1970 03:00 Kadına şiddet, ahlak ve adalet zayıflığıdır! 01-01-1970 03:00 Kültürde Çürüme, Moda İle Tükenme… 01-01-1970 03:00 Sevginin samimiyeti ve mutluluk… 01-01-1970 03:00 Erkek Ve Kadın Üstünlüğü İle Yıkılan, Parçalanan Aileler… 01-01-1970 03:00 Ahlaki paradoks 01-01-1970 03:00 Müslüman’ın Ego İle İmtihanı 01-01-1970 03:00 İstanbul Ve Adalet… 01-01-1970 03:00 Aile Birliğini Bozan Medya Ve Boşanmalar… 01-01-1970 03:00 Üretemiyoruz, Birbirimizi Suçluyoruz Ve Yalnızlaşıyoruz… 01-01-1970 03:00 Kendini hesaba çeken insan ve “Çağrı” 01-01-1970 03:00 Şehir Ve İnsanca Yaşama Sanatı… 01-01-1970 03:00 Çalışan kadın sorunu ve aile… 01-01-1970 03:00 Harem-i Şerif’te selfie ve tüketim… 01-01-1970 03:00 Huzuru nasıl tüketiyoruz! 01-01-1970 03:00 Paris’i selamlayan kitaplar… 01-01-1970 03:00 Şehir Kimliği Ve Aile… 01-01-1970 03:00 Toprak huzuru ve tarımda çöküş… 01-01-1970 03:00 Nerede o eski dostluklar mı diyoruz… 01-01-1970 03:00 Avrupa’da Müslüman Aileler, Kadınlar Ve Çocuklar… 01-01-1970 03:00 Başörtüsü Ve Medeniyet… 01-01-1970 03:00 Gençler Kültüründen Kopmuyor, Koparılıyor… 01-01-1970 03:00 Nokta kadar menfaat için, virgül kadar eğilme! 01-01-1970 03:00 Televizyon Dizilerinin Aileye Etkisi… 01-01-1970 03:00 Sosyal Medya Çılgınlığı… 01-01-1970 03:00 Hayaller Ve Gerçekler… 01-01-1970 03:00 Anne, Kadın Ve Şiddet… 01-01-1970 03:00 Gençlik, Bizler Ve Doğruluk… 01-01-1970 03:00 Ramazan’da yardım kolisi geleneği ve belediyeler 01-01-1970 03:00 İnternet, mahremiyet ve gençlik! 01-01-1970 03:00 Arayış İçinde Olan İnsan Halleri… 01-01-1970 03:00 Erguvan, Diriliş Ve İstanbul 01-01-1970 03:00 İç yolculuğumuz Anne Rızası, Umut 01-01-1970 03:00 Kin ve öfke; Kalbin Hesaplaşması 01-01-1970 03:00 Paris’te şiir ve şiir ne istiyor? 01-01-1970 03:00 İyilik Tutulması Ve Azalan Bereket 01-01-1970 03:00 Gençler Anlaşılmak İstiyor -Yarının Türkiye’si- 01-01-1970 03:00 Vefasızlık, Toplum Güvensizliği -Robotlaşma- 01-01-1970 03:00 Dostluk, Kalp Huzuru Ve Duyguların Bedeli 01-01-1970 03:00 Sevginin Estetiği 01-01-1970 03:00 Toplum Huzuru Ve Güven… 01-01-1970 03:00 İnsani Değerler Tablosu -Haz- 01-01-1970 03:00 Mutluluk Tanımımız Yanlış 01-01-1970 03:00 Aile Kültürü Ve Huzur 01-01-1970 03:00 Kültürde Şaire Bir Parantez 01-01-1970 03:00 Anlama Biçimleriyle Yüzleşmek 01-01-1970 03:00 İnsanlık Kaybı Ve Umut 01-01-1970 03:00 Sarı Yeleklilerin Protestosu 01-01-1970 03:00 Sarı yeleklilerin dinmeyen tansiyonu! 01-01-1970 03:00 ​Sevginin dili paylaştıkça anlaşılır! 01-01-1970 03:00 Yarına Samimiyet Bırakmak 01-01-1970 03:00 Paris‘te Akşamüzeri… 01-01-1970 03:00 Çocukluğum Ve Necip Fazıl 01-01-1970 03:00 Vel asr’i Başlangıç 01-01-1970 03:00 Kaybediş – Bir Medeniyetin Durdurulması 01-01-1970 03:00 Vel Asr’i - İnsan - Diriliş… 01-01-1970 03:00 İnsanın İç Haritası –Denge- 01-01-1970 03:00 Değişirken Kirleniyoruz… 01-01-1970 03:00 Akif İnan’da sanatsal duruş: Şairin İç Haritası… 01-01-1970 03:00 Sait Faik ve Gerideki Adam 01-01-1970 03:00