Belki de yenilgiye doğru yürürken, yeniliyoruz. Belki de sonbahar karışıklığı ile didişmek istiyoruz. Başparmağımıza ağrılarımızın, acılarımızın rengini sarıp, gizlenmek korunmak istiyoruz bizi dibe çeken her şeyden. Kalabalığın içinde, sessizliğin titreyişi ile erimek istiyoruz…
İnsan hatırayı silmek için, yeni bir hatıra neden başlatır ki…
Ne çok sorulanımız var öyle kendimize; baş edemediğimiz, kimi zaman boğazımızda bir düğüm olarak kalan ve bizi susturan.
Kendimizden çok şey istiyoruz. Belli. Yeryüzü tülünü acılarımızın üzerine çekip, gün doğarken bir ırmağın akışına bırakıyoruz anlayamadıklarımızı.
Anlaşılmaz olan ne diye de düşünmek istemiyoruz.
Dünya sahnesinde herkes kendi seçtiği rolü sergiliyor; sahtelik, maske, menfaat, merhamet numaraları. Bitirdikleri insanlığı, gösterime sunarken de haz alan insanlara ne söylenir ki… Hiç.
Ucuz insanların pahalı oyunları deyip, geçiyoruz.
Kalplerinden uzak insanların halleri artık yormuyor, acıtmıyor da. İşte burada başlıyor yalnızlığın güzelliği. Yıpranmamak için, uzanan eli tutmuyorsun.
Hayata dair şaşkınlıkları sabitleyip, nefes almayı deniyoruz. Susuz kalan toprağın çatlayışına, nasıl saracağız çaresizliği. İnce bir uğraş mı gerek buraya. Savunmaya gerek yok. İspata ihtiyacımız yok. Herkes kendi sokağında koşuyor. Nefeslerimizden sorumluyuz oysa!
E-Kimsenin bizi anlamasını bekleme
Anneler çocuklarının üzerini neden örter.
-Ne vakit uykuya geçtik arkadaşım.
E- Biliyordum sorumun cevapsız kalacağını
-Utandım şimdi başka sor Eris…
E-Başka yok. İkimizi de tahammülsüz kılan kırgınlığın sesinde kalalım.
-Tenha nasıl bir şey
E-Araf gibi bir şey olabilir mi? Aklımdan bin türlü şey geçiyor hepsine de güvensizlik çelme takıyor.
Parmaklarımıza gökyüzünü saralım
-Sesli okusana ayeti
E- İnsan dedik ya! vel Asri’yi okuyordum.
Her okuduğumda bana kim olduğumu sorgulatan Vel Asr’i suresi, insanlığın tıkanış nokrasına çekilen settir. Zamana yemin edilerek başlayan ayet, düşünce ufkuna yelken açtırıyor. Zaman paylaşımı, hayat gövdesinde uçuşan birçok şeyin değer duygusuna kucak açıştır. Her şeyin dışında, her şeyin içinde olmak gibi bir şeydir zaman örtüsü. Ve insanı, insan kılan, özelleştiren de zaman paylaşımıdır.
“Asra yemin olsun ki, hiç şüphesiz insan hüsrandadır ‘’
İçim öyle bir titriyor ki bazen anlatmak istiyorum bu çalkantının nasıl olduğunu. Ama beni anlayan birine.
Hz Allah cc Asr'a yemin ile başlamıştır ayete…
Asr üç manada incelenir. Birinci görüş Asr, ‘’dehr- zaman’ demektir.
Zamana yemin ediliş, zamanın ne kadar değerli kıymetli olduğuna dikkat çekiştir.
Bu ayetin derinliğinde kayboldukça, kayboluyorum. Her şey küçülüyor, her şey yeniden büyüyor. Ritmik bir dans, zaman sarkacında ve diriliş hazzında güneşin cama vuruşu gibi yaşadıklarınız. Belirgin bir iz!
Burada başlıyor işte mutluluk ve hayal kırıklığı… Tezatların kavisli çizgisinde yol alış ya yük oluyor ya kazanç.
Değer duygusunu, değerli olan şeyin ( zamanın ) içinde gördüğün zaman inanırım. Ve orada kalbin cem oluş hali zuhur eder. Hal ehli keyfiyeti, hüküm sürdüğünde mutluluk tanecikleri uçuşur ve güven beldesi inşa edilir iki yürek arasında. Zaman tedirginliği siler ve teslimiyete sürükler. Sevgi gücünü o zaman anlarsın işte…
Bu noktadan bakan iki çift göz yoksa her şey sığdır. Bende değerliysen, bunu zamana borçlusun…
Ayeti manasına oldukça aşina olduğumuzu düşünüyorum ve ayrıt edilen sabır kelimesi de alışık olduğumuz hissin her yönden kapsayandır. Buradaki sabrın, çok zengin çağrışımı vardır. Yıkılışı bilmeyen, dirilişi bilmediği muhakkaktır. Diriliş tadını tatmak da çok farklıdır. . Sabır, anlamak demektir. Anlayan da dünya varlığını algılar.
Her şey bahçıvanın sonbahar makasındaki dökülüşü gibi değildir.
Deniz, göğün karanlığından sıyrıldığında o müthiş renk dansı, o harikulade sabah şalı, günün omuzlarına çekildiğinde bizler dirilişi hissederiz. Kalbimiz de incecik sevgi şeritlerine bölünür
Diyor ya Mevlana ‘bil ki, güzellikler de vardır bu hayatta, gel gitlerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin? Hüzün olgunlaştırır, kaybetmek sabrı öğretir. ‘’ aynaya bu büyük fotoğrafı tutarak tutunmalıyız kalplere…
Zaman, yenileniştir…
Ümit Zeynep KAYABAŞ