Ramazan’da yardım kolisi geleneği ve belediyeler

Ümit Zeynep KAYABAŞ

03-05-2019 09:37

Ramazan kolimiz farklı olsun. İki üç aile birleşip, et, kıyma, peynir, reçel koyulabilir kolilere. İki paket makarnayı iptal edip, en azından konserve ton balığı ilave edilebilir.

Dostluk, kardeşlik duygusu ile toplumu ayakta tutan, bir araya gelişi sağlayan, merhamet akışını hızlandıran yardımlaşmanın, iç dünyamızda ve sosyal hayatımızda rolü çok büyüktür.

Tevekkül ile güzelleşen kalbin; inceliği, hassasiyeti de bir başkadır. ‘Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe( gerçek) iman etmiş olamaz. (Buhari, iman; Müslim, iman,71) Hadisi şerifte de beyan edildiği gibi din kardeşlerimizi, incelikler ile düşünmeliyiz.

Ramazan ayında, titiz, hassas, rencide etmeyen bir yardım bilinci ile ihtiyaç sahiplerinin yanında olacağız. Yardım geleneği ile değil, ekmeğini paylaşan bir anlayışı vazife bilmeliyiz. Annemim şu öğüdü ile büyüdüm: Elindekinin en iyisini ver. Kullanmadığını, yiyemediğini, çöpe atacağını hiç verme. Bu seni israftan da korur. Çocuklar hassasiyet şuurunu ailede kazanırlar.

Yardım denilince ilk akla gelen, temel gıdalardır. Belediyeler zaten vatandaşın kuru yiyeceklerini karşılıyor. Yabancılar veya kendi vatandaşı arasında hiç bir ayrımcılık yapmadan, ötekileştiremeden yardıma ihtiyaç olan her aileye el uzatmaktır belediyecilik. Eğer bir bölgede bebek sütsüz, okula giden çocuk yiyeceksiz kalmışsa bu belediyelerin sorumsuzluğudur. Ve burada insani duygular yitirilmiştir.

Özgürlük, ekonomik güç ve sanayi gibi birçok kolda ülkemize örnek olarak sunulan Avrupa’da belediyeler, haftada iki defa yardım alması gereken ailelere gıda yardımı yapıyorlar. Belediyelerde oluşturan özel gönüllü ekipler, belli aralıklarda mağazalarda stant açarak, halktan topladıkları yardımı ihtiyaç sahiplerine sunuyorlar. Dolaylısı ile kuru gıda ile sınırlı bir yardım olmuyor ailenin her türlü ihtiyacını karşılamış oluyor.

Bulgur, makarna, kuru fasulye, yağ, şeker gibi ana ihtiyaçlar belediyeler tarafından karşılanmakta. Yardım denilince akla eşittir, kuru gıda gelmemeli. Et, kıyma, balık, tavuk, salam, sucuk, reçel, süt vs gibi ürünler de eklenmeli. Özellikle ramazanda yardım kolisi geleneğini değiştirmeliyiz.

Bundan birkaç yıl önce bir anneyi dinlediğimde içim parçalanmıştı. “Biz çocuklarım ile çorba ile sahur ve iftar yaptık. Bir defasında gelen yardım kolisini çocuklarım, öyle bir heyecanla açtılar ki, belki çikolata, çokokrem, peynir çıkar diye. Oysa ben biliyordum içinden ne çıkacağını. Çocuk ve ümit işte! Çocuklarım sessizce odalarına gittiler. Büyük kızım ‘Anne fakirler et, peynir yememeli onlar da haklı.’ Cevap veremedim dedi.” Her Ramazan geldiğinde bu hikâye boğazımda bir düğüm olarak kalır.

Dijital çağın getirdiği farklı yenilikler, gençleri sorgulatan bir karaktere dönüştürüyor olduğunu unutuyoruz. İnternette tüketim çılgınlığının hat safhada olduğunu gören çocuklarımız, yardım kolisini de eleştiriyorlar haklı olarak.

 Kendi evimizde; et, tavuk, balık ile iftar yaparken, yardım kolisine; bulgur, makarna, şehriye, kuru fasulye koyuyorsak merhamet ve vicdan duygumuzu bir defa daha gözden geçirelim!

Ramazan kolimiz farklı olsun. İki üç aile birleşip, et, kıyma, peynir, reçel koyulabilir kolilere. İki paket makarnayı iptal edip, en azından konserve ton balığı ilave edilebilir.

 İhtiyacı olana, en güzelini sunma zarafetini kazanmalıyız. İnsan olmanın inceliğini kuşanmak, karşıdakinin yerine kendine koymak ile olur. Çoğunun kendinden başkasını düşünmediği, her şeyin sığlaştığı bu çağda, yoksula yardım elini uzatarak, çocukları- gençleri yarınlara hazırlamak, ailelere ümit olmak incelikli bir ruhun görevidir.

Ümit Zeynep KAYABAŞ

DİĞER YAZILARI Güven Zor Bir Duygudur… 01-01-1970 03:00 Sabır Sanatı! 01-01-1970 03:00 Dijital Çağda Edep… 01-01-1970 03:00 Sanat Günlükleri ve Sezai Karakoç… 01-01-1970 03:00 Müslüman’da Adalet… 01-01-1970 03:00 Tarımda problemler ve toprak disiplini… 01-01-1970 03:00 Bir duruşu olmalı iyiliğin de… 01-01-1970 03:00 Nafaka mağdurları, şiddet ve aile… 01-01-1970 03:00 Doyumsuzluk Şehveti… 01-01-1970 03:00 Vicdan Ve İsraf 01-01-1970 03:00 Kadına şiddet, ahlak ve adalet zayıflığıdır! 01-01-1970 03:00 Kültürde Çürüme, Moda İle Tükenme… 01-01-1970 03:00 Sevginin samimiyeti ve mutluluk… 01-01-1970 03:00 Erkek Ve Kadın Üstünlüğü İle Yıkılan, Parçalanan Aileler… 01-01-1970 03:00 Ahlaki paradoks 01-01-1970 03:00 Müslüman’ın Ego İle İmtihanı 01-01-1970 03:00 İstanbul Ve Adalet… 01-01-1970 03:00 Aile Birliğini Bozan Medya Ve Boşanmalar… 01-01-1970 03:00 Üretemiyoruz, Birbirimizi Suçluyoruz Ve Yalnızlaşıyoruz… 01-01-1970 03:00 Kendini hesaba çeken insan ve “Çağrı” 01-01-1970 03:00 Şehir Ve İnsanca Yaşama Sanatı… 01-01-1970 03:00 Çalışan kadın sorunu ve aile… 01-01-1970 03:00 Harem-i Şerif’te selfie ve tüketim… 01-01-1970 03:00 Huzuru nasıl tüketiyoruz! 01-01-1970 03:00 Paris’i selamlayan kitaplar… 01-01-1970 03:00 Şehir Kimliği Ve Aile… 01-01-1970 03:00 Toprak huzuru ve tarımda çöküş… 01-01-1970 03:00 Nerede o eski dostluklar mı diyoruz… 01-01-1970 03:00 Avrupa’da Müslüman Aileler, Kadınlar Ve Çocuklar… 01-01-1970 03:00 Başörtüsü Ve Medeniyet… 01-01-1970 03:00 Gençler Kültüründen Kopmuyor, Koparılıyor… 01-01-1970 03:00 Nokta kadar menfaat için, virgül kadar eğilme! 01-01-1970 03:00 Televizyon Dizilerinin Aileye Etkisi… 01-01-1970 03:00 Sosyal Medya Çılgınlığı… 01-01-1970 03:00 Hayaller Ve Gerçekler… 01-01-1970 03:00 Anne, Kadın Ve Şiddet… 01-01-1970 03:00 Gençlik, Bizler Ve Doğruluk… 01-01-1970 03:00 İnternet, mahremiyet ve gençlik! 01-01-1970 03:00 Arayış İçinde Olan İnsan Halleri… 01-01-1970 03:00 Erguvan, Diriliş Ve İstanbul 01-01-1970 03:00 İç yolculuğumuz Anne Rızası, Umut 01-01-1970 03:00 Kin ve öfke; Kalbin Hesaplaşması 01-01-1970 03:00 Paris’te şiir ve şiir ne istiyor? 01-01-1970 03:00 İyilik Tutulması Ve Azalan Bereket 01-01-1970 03:00 Gençler Anlaşılmak İstiyor -Yarının Türkiye’si- 01-01-1970 03:00 Vefasızlık, Toplum Güvensizliği -Robotlaşma- 01-01-1970 03:00 Dostluk, Kalp Huzuru Ve Duyguların Bedeli 01-01-1970 03:00 Sevginin Estetiği 01-01-1970 03:00 Toplum Huzuru Ve Güven… 01-01-1970 03:00 İnsani Değerler Tablosu -Haz- 01-01-1970 03:00 Mutluluk Tanımımız Yanlış 01-01-1970 03:00 Aile Kültürü Ve Huzur 01-01-1970 03:00 Kültürde Şaire Bir Parantez 01-01-1970 03:00 Anlama Biçimleriyle Yüzleşmek 01-01-1970 03:00 İnsanlık Kaybı Ve Umut 01-01-1970 03:00 Sarı Yeleklilerin Protestosu 01-01-1970 03:00 Sarı yeleklilerin dinmeyen tansiyonu! 01-01-1970 03:00 ​Sevginin dili paylaştıkça anlaşılır! 01-01-1970 03:00 Bobigny Müslüman Mezarlığı 01-01-1970 03:00 Yarına Samimiyet Bırakmak 01-01-1970 03:00 Paris‘te Akşamüzeri… 01-01-1970 03:00 Çocukluğum Ve Necip Fazıl 01-01-1970 03:00 Vel asr’i Başlangıç 01-01-1970 03:00 Kaybediş – Bir Medeniyetin Durdurulması 01-01-1970 03:00 Vel Asr’i - İnsan - Diriliş… 01-01-1970 03:00 İnsanın İç Haritası –Denge- 01-01-1970 03:00 Değişirken Kirleniyoruz… 01-01-1970 03:00 Akif İnan’da sanatsal duruş: Şairin İç Haritası… 01-01-1970 03:00 Sait Faik ve Gerideki Adam 01-01-1970 03:00