Sadece Süt

Saadettin BAYÇELEBİ

21-01-2017 07:31

Süt denildiği zaman aklına kötü bir anı gelen olduğuna inanmam ve ya inanmak istemem, çünkü bizim dünyamızda süt, sağlığın, büyümenin, temizliğin, saflığın, sadeliğin bir temsilidir adeta. Çocukluğumuzda annelerimizin vazgeçilmezi, dar zaman aralıklarındaki beslenmede hem su hem gıda yerine geçip bizi kısa sürede ve sağlıkla doyuran bir nimettir süt. Öyle bir nimettir ki dünyaya ilk geldiğimiz anda karnımızı ilk o doyurur ve 6 ay boyunca başka hiçbir gıdaya ihtiyaç bırakmaz. Bu ister anne sütü olsun (her zaman ilk tercihtir), ister inek ya da keçi olsun böyledir. Sütün rahmani bir özelliğidir bu bence.

Peki, çocukluk zamanlarımızın bu vazgeçilmez gıdası nasıl olur da daha sonra bizler tarafından unutulur? Aslına bakarsanız ihtiyacı hiç bitmez ama onun yerine tercih ettiğimiz diğer gıdalar nedeniyle biraz ikinci plana itilir belki de. Acaba gerçekten öyle mi diye düşündüm ve Türkiye’deki süt tüketimi oranlarına bakma ihtiyacı hissettim:

Sonuçlar yüz güldürücü. Ülkemizde yaklaşık yıllık 810 bin ton süt toplanmakta ve bunun büyük bir çoğunluğu da süt ürünleri (peynir, tereyağı, yoğurt, ayran…) adı altında pazarlanmak üzere fabrikalarda işlenmekte. Gayet güzel! Bunlar ölçülebilir rakamlar. Arada da küçük satıcılar dediğimiz ve istatistik çalışmacılarının teleskopuna yakalanamayan grup daha var. Bu grup, çarşı ve pazarlarda, ya da kapı dolaşıp süt satanlar. Bunların hiç de azımsanacak bir sayıda olduğunu da düşünmüyorum. Benim yaşadığım çevrede onlarca kişi bu şekilde süt temin ediyor ve bundan oldukça da memnun. İşte asıl sadelik ve güzellik te burada başlıyor bence, çünkü ben ev yoğurdunda bulduğum lezzeti hiçbir hazır işlenmiş yoğurtta bulamadım. Sütler de aynı. Tereyağı da öyle. Bu tabi ki benim tercihim. Marketlerde satılan sütler faydalımı yoksa faydasını yitirmiş mi bilemem. Bu konu ile ilgili çeşitli görüş ayrılıkları var. Bir grup, sütün çok yüksek ısıya (UHT) maruz kaldığı zaman pek çok faydalı protein ve vitaminlerini kaybettiğini ve böylece sindirim sistemine zararlı bir hale geldiğini savunup Show programlarında boy gösterip bunları anlatırken, diğer bir grup kesinlikle böyle bir durumun söz konusu olmadığını tam aksine bu çok yüksek ısı yöntemiyle ham sütteki mikroplar öldüğü için bunları tüketmenin daha sağlıklı bir davranış olduğu görüşünde. Ben bu konunun uzmanı değilim, ancak umarım ülkemizin diğer bilim insanları bu konuya daha net, objektif ve bilimsel bir yanıt getirirler. Böylece bütün tartışmalar biter.  O zamana kadar kendim şahsen annanemin yağını, yoğurdunu, sütünü tercih edeceğim.  En azından şunu biliyorum ki sütün içerisinde ki pek çok zararlı bakteri ocak üzerinde bir süre kaynatılınca yok olmaktadır. Bir de satın aldığım yerin temizliğine ve şartlarına güveniyorsam bana yeter.

Kısacası “Anneee! Ben sadece süt içicem.” Hatırladınız mı?

Sağlıcakla…

 

 

DİĞER YAZILARI Sessiz Gemi 01-01-1970 03:00 Öyle Bir Geçer Zaman ki… 01-01-1970 03:00 Ahh vatan! 01-01-1970 03:00 Kuduzzz 01-01-1970 03:00 Yarının Büyükleri 01-01-1970 03:00 Tehlike büyük! 01-01-1970 03:00 İşte sebebi! 01-01-1970 03:00 Neden yüksek? 01-01-1970 03:00 CO 01-01-1970 03:00 Tavuğun Dünyası 01-01-1970 03:00 Herşey Zamanında Güzel 01-01-1970 03:00 Demedi demeyin! 01-01-1970 03:00 Et Fiyatları Üzerine… 01-01-1970 03:00 Hastalanmayı beklemeyin! 01-01-1970 03:00 Kim kurar içindeki saati? 01-01-1970 03:00 Aman yükselmesin! 01-01-1970 03:00 Kaybolan Değerlilerimiz-2 01-01-1970 03:00 Kaybolan Değerlilerimiz-1 01-01-1970 03:00 Buğdayın hayatı! 01-01-1970 03:00 Kurbanlık Sağlık 01-01-1970 03:00 Buğdaysız Hayat -3 01-01-1970 03:00 Buğdaysız hayat! -2 01-01-1970 03:00 Buğdaysız hayat! -1 01-01-1970 03:00 Su Hayattır Ama… 01-01-1970 03:00 Sıcaklık Yükseliyor! 01-01-1970 03:00 Biz Üç Kardeştik… 01-01-1970 03:00 Tatil kazalarına dikkat! 01-01-1970 03:00 Yaz kızım! 01-01-1970 03:00 Eğitim şart! 01-01-1970 03:00 Hey Gidi Gençlik… 01-01-1970 03:00 Kardeşten Öte… 01-01-1970 03:00 Bir Nefes Sıhhat 01-01-1970 03:00 Yazınız kışa dönmesin! 01-01-1970 03:00 Sadece beş dakika! 01-01-1970 03:00 Ya tutarsa! 01-01-1970 03:00 Gerçekten yaşıyor muyuz? 01-01-1970 03:00 Altın Ekmek 01-01-1970 03:00 Anamızın Ak Sütü 01-01-1970 03:00 Atı alan üsküdar’ı geçti! 01-01-1970 03:00 İsrafın bu kadarı... 01-01-1970 03:00 Bizi biz yapan değerlerimiz! 01-01-1970 03:00 Evet Varım!  01-01-1970 03:00 Var mısınız? 01-01-1970 03:00 Varlık Fonu, Sağlık Fonu 01-01-1970 03:00 Check – Up Veya Çekap 01-01-1970 03:00 Acil haller! 01-01-1970 03:00 Biz Bu Coğrafyanın Rüzgârıyız 01-01-1970 03:00 İnce Hastalık 01-01-1970 03:00 Çocuklarımızı bekleyen tehlike! 01-01-1970 03:00 Duyduk duymadık demeyin! 01-01-1970 03:00 Hayallerinizden vazgeçmeyin! 01-01-1970 03:00 Gribin binbir yüzü! 01-01-1970 03:00 Kuşa Dönmeyelim 01-01-1970 03:00 Canım Öğretmenim 01-01-1970 03:00 Ne zaman unuttuk? 01-01-1970 03:00 Aman aklımızı karıştırmasınlar! 01-01-1970 03:00 Beni Yakacaklar 01-01-1970 03:00 Yeniden Efendi Olmak 01-01-1970 03:00 Fış Fış Gelen Kış 01-01-1970 03:00 Biz Hala… 01-01-1970 03:00 aktarlardaki tehlikeli otlar-2 01-01-1970 03:00 Aktarlardaki Tehlikeli Otlar-1 01-01-1970 03:00 oku! 01-01-1970 03:00 Kurban keserken kurban olmayalım! 01-01-1970 03:00 Bebeğin Sağlığı Annesiyle Başlar 01-01-1970 03:00 b12 zirvesi 01-01-1970 03:00 Sevgili Denizlerimiz 01-01-1970 03:00 Şimdi Güneş Ve Deniz Zamanı 01-01-1970 03:00 Köprüden Önceki Son Çıkış: Rusya 01-01-1970 03:00 Hadi yürüyüşe çıkalım! 01-01-1970 03:00 Artık Uyanma Vakti 01-01-1970 03:00 Amerikan İlişkileri Darbe Ve Yakın Gelecek 01-01-1970 03:00 Kahraman Milletime Tavsiyeler 01-01-1970 03:00 Sınırsız değil korkusuz tüketelim! 01-01-1970 03:00 BU NE HERZE, BU NE HEZEYAN.? 01-01-1970 03:00