Buğdaysız hayat! -1

Saadettin BAYÇELEBİ

22-07-2017 06:40

Bundan tam beş yıl öncesi.

Modern tıpla her şeyin tedavi edileceğine inandığım bir dönem. Hekimlik mesleğinin verdiği güvenle her şeyin ilaçla tedavi edilebileceğine inancım tamdı.  Eşim ise biraz daha farklı bir düşüncüye sahip olmakla birlikte her iş dönüşü bana,  GDO’lu ürünler, organik tarım ve bitkisel kaynaklı gıdaların tüketilmesi ile ilgili sürekli telkinlerde bulunuyordu. Organik ve doğal beslenmenin bir takım hastalıkların önünde engel teşkil edeceğine ilişkin sürekli fikir beyan ediyordu. Ayrıca kendisinin Harputlu olması hasebiyle balığın ekmekle yenilemeyeceği ile ilgili de ısrarcı olduğu dönemleri hatırlıyorum, ama inatçılığım ve modern tıbba olan güvenim onun söylediklerine kulak asmamam gerektiğini fısıldıyordu kulağıma… Her şeyi bilimsel olarak tanımlayıp, yapılan çalışmalarla hastalık tanımları genişliyor, tedavi protokolleri çeşitleniyordu. Kısacası bilim her şeye kadirdi bende… Bizde kurban…

Bu arada tüketimime dikkat etmediğim gibi,  söylenenlerin bir safsata olduğuna da inandırıyordu mevcut sistematik kapital düzen.

Zaman aleyhimde işliyor, kilomun yüze dayandığını tartıda kendi gözlerimle görüyordum. Bu rakamı görebilmek içinde göbeğimi içeri çekmem gerekiyordu.  Anlayacağınız göbeğim görmemi engelliyor ve fiziksel olarak rahatsızlık veriyordu. Görüntü kirliliği de cabası, ama olsun bunun bile modern tıpla tedavi edileceğini etrafıma ifade ediyordum. Ta ki çok yoğun bir acil nöbetinden sonra rahatsızlandığımı fark edene kadar. Eşim çalıştığım acilin sorumlusuydu. Sabah geldiğinde rahatsızlandığımı ifade ettim. Önce tansiyonuma baktı normalden biraz yüksekti. Şekerine de bakmam gerekli deyince. 15 yıl öncesine gittim. Şeker hastalığını ilk annemle tanımıştım. Tıp fakültesi ikinci sınıf öğrencisiyken eve geldiğimi ve annemin bir sandalyede oturup morali bozuk bir şekilde oğlum şekerim varmış dediğini hatırladım. O sırada parmağımda bir acı hissettim.  Eşim şekerimin 160 olduğunu söylüyordu. O an annemin moral bozukluğu bana geçmişti. Ürperdim. Hasta olamazdım. Doktorlar hasta olamazdı çünkü. Eşimin de morali bozulmuştu ama belli etmemeye çalışıyordu. Yüzüme bakıp moralimin düzelmesi için hafif bir tebessüm ediyordu,  üzülmesin diye ben de tebessüm ettim. O günden sonra kafamda çılgın sorular oluşmaya başlamıştı. Artık her şeyi sorgular olmuş, her şeyin ilaçla tedavi edilemeyeceğini, hastalıklarda en önemli şeyin ortaya çıkmadan önlenmesi olduğunu yaşayarak öğrenmiştim.  Bu benim için sonun başlangıcı olmuştu.

Evet! Ne başlangıç ama. Nihai olarak hastalıkların hepimiz için varolduğunu, tüketmem gereken gıdalara dikkat etmem gerektiğini biliyordum, ama damak zevki buna engel teşkil ediyor, kilo vermeyi sporla başarabileceğimi düşünüyordum. Önce sadece sporu denedim. 6 ay boyunca düzenli spor yaptım, ancak bir türlü istediğim kiloyu veremiyordum. Şeker tahlili sonuçlarımın hala yüksek çıkmaya devam etmesi moralimi bozmuyor değildi. Bu durum beni metformin adlı ilacı kullanmaya itmişti. İlaç  sadece  2-3 kilo vermemi sağladı. Bir şeyleri yanlış yapıyordum ama neyi?

Devam edecek…

DİĞER YAZILARI Sessiz Gemi 01-01-1970 03:00 Öyle Bir Geçer Zaman ki… 01-01-1970 03:00 Ahh vatan! 01-01-1970 03:00 Kuduzzz 01-01-1970 03:00 Yarının Büyükleri 01-01-1970 03:00 Tehlike büyük! 01-01-1970 03:00 İşte sebebi! 01-01-1970 03:00 Neden yüksek? 01-01-1970 03:00 CO 01-01-1970 03:00 Tavuğun Dünyası 01-01-1970 03:00 Herşey Zamanında Güzel 01-01-1970 03:00 Demedi demeyin! 01-01-1970 03:00 Et Fiyatları Üzerine… 01-01-1970 03:00 Hastalanmayı beklemeyin! 01-01-1970 03:00 Kim kurar içindeki saati? 01-01-1970 03:00 Aman yükselmesin! 01-01-1970 03:00 Kaybolan Değerlilerimiz-2 01-01-1970 03:00 Kaybolan Değerlilerimiz-1 01-01-1970 03:00 Buğdayın hayatı! 01-01-1970 03:00 Kurbanlık Sağlık 01-01-1970 03:00 Buğdaysız Hayat -3 01-01-1970 03:00 Buğdaysız hayat! -2 01-01-1970 03:00 Su Hayattır Ama… 01-01-1970 03:00 Sıcaklık Yükseliyor! 01-01-1970 03:00 Biz Üç Kardeştik… 01-01-1970 03:00 Tatil kazalarına dikkat! 01-01-1970 03:00 Yaz kızım! 01-01-1970 03:00 Eğitim şart! 01-01-1970 03:00 Hey Gidi Gençlik… 01-01-1970 03:00 Kardeşten Öte… 01-01-1970 03:00 Bir Nefes Sıhhat 01-01-1970 03:00 Yazınız kışa dönmesin! 01-01-1970 03:00 Sadece beş dakika! 01-01-1970 03:00 Ya tutarsa! 01-01-1970 03:00 Gerçekten yaşıyor muyuz? 01-01-1970 03:00 Altın Ekmek 01-01-1970 03:00 Anamızın Ak Sütü 01-01-1970 03:00 Atı alan üsküdar’ı geçti! 01-01-1970 03:00 İsrafın bu kadarı... 01-01-1970 03:00 Bizi biz yapan değerlerimiz! 01-01-1970 03:00 Evet Varım!  01-01-1970 03:00 Var mısınız? 01-01-1970 03:00 Varlık Fonu, Sağlık Fonu 01-01-1970 03:00 Check – Up Veya Çekap 01-01-1970 03:00 Acil haller! 01-01-1970 03:00 Sadece Süt 01-01-1970 03:00 Biz Bu Coğrafyanın Rüzgârıyız 01-01-1970 03:00 İnce Hastalık 01-01-1970 03:00 Çocuklarımızı bekleyen tehlike! 01-01-1970 03:00 Duyduk duymadık demeyin! 01-01-1970 03:00 Hayallerinizden vazgeçmeyin! 01-01-1970 03:00 Gribin binbir yüzü! 01-01-1970 03:00 Kuşa Dönmeyelim 01-01-1970 03:00 Canım Öğretmenim 01-01-1970 03:00 Ne zaman unuttuk? 01-01-1970 03:00 Aman aklımızı karıştırmasınlar! 01-01-1970 03:00 Beni Yakacaklar 01-01-1970 03:00 Yeniden Efendi Olmak 01-01-1970 03:00 Fış Fış Gelen Kış 01-01-1970 03:00 Biz Hala… 01-01-1970 03:00 aktarlardaki tehlikeli otlar-2 01-01-1970 03:00 Aktarlardaki Tehlikeli Otlar-1 01-01-1970 03:00 oku! 01-01-1970 03:00 Kurban keserken kurban olmayalım! 01-01-1970 03:00 Bebeğin Sağlığı Annesiyle Başlar 01-01-1970 03:00 b12 zirvesi 01-01-1970 03:00 Sevgili Denizlerimiz 01-01-1970 03:00 Şimdi Güneş Ve Deniz Zamanı 01-01-1970 03:00 Köprüden Önceki Son Çıkış: Rusya 01-01-1970 03:00 Hadi yürüyüşe çıkalım! 01-01-1970 03:00 Artık Uyanma Vakti 01-01-1970 03:00 Amerikan İlişkileri Darbe Ve Yakın Gelecek 01-01-1970 03:00 Kahraman Milletime Tavsiyeler 01-01-1970 03:00 Sınırsız değil korkusuz tüketelim! 01-01-1970 03:00 BU NE HERZE, BU NE HEZEYAN.? 01-01-1970 03:00