Duyduk duymadık demeyin!

Saadettin BAYÇELEBİ

24-12-2016 07:54

İnsan sağlığı yine bir felaketin uçurumunun sınırına ulaşmış durumda. Antibiyotik direnci!

Düşman dıştan saldırınca savunma daha kolay ama içten olunca ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz, öğrendik.

İşte vücudumuz iç düşmanlarından biri olan ve bakteri denilen mikro canlılar silahlarını bilemiş ve yenilenmiş bir halde beklemede. Bağışıklığımızın düşmesini bekliyorlar. Üstelik artık savaşacağımız antibiyotik bulabilecek miyiz belli değil. Yakın gelecekte basit enfeksiyonların komplike olduğunu ve can kayıpları bile yaşanabileceğini görebiliriz. Dünya yine antibiyotikler keşfedilmeden önce ki o korkunç dönemlere geri dönebilir. Veremden insanlar tekrar ölmeye başlayabilir. Allah korusun!

Geçtiğimiz günlerde Ankara’da Türkiye ilaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) ile Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün işbirliği ile “Sağlık Okuryazarlığı ve Akılcı İlaç Kullanımı” konulu bir basın toplantısı yapıldı. Bu toplantıda dikkat çekilen en önemli konulardan biri küresel bir enfeksiyon hastalıkları krizine sebebiyet verebilecek antibiyotik direnci konusuna vurgular yapıldı.

Nedir antibiyotik direnci? Anlatayım:

Bakteri denilen ve insan vücudunda zaman zaman hafiften tutun da çok ağıra kadar değişen enfeksiyon hastalıklarına neden olabilen mikro canlıları öldürmek veya etkisiz hale getirmek için kullanılan ilaçlara antibiyotik denir. Bakteri dışındaki canlılara etki edemez. Antibiyotikler keşfedildikleri 1900’lü yılların başından beri kullanılan ve günümüzde de maalesef gerekli gereksiz, peynir ekmek gibi tüketilen ilaçlar arasına girmiştir. İşte bu sık ve çokça kullanım sonucunda bakteri denilen muazzam yaratıklar sanki akılları varmış gibi bu ilaçlara karşı kendilerini koruma mekanizmaları geliştirmeye başlamışlardır. Bunu bünyelerindeki birtakım yapıları değiştirerek veya geliştirerek yapmaktadırlar. Direnç gelişiminin en önemli nedenleri şunlardır:

Gereksiz antibiyotik kullanımı. Nezleye, gribe bile antibiyotik kullanan bir milletiz maalesef. Hâlbuki bu ikisi viral hastalıklar olup üzerlerine bakteriyel başka bir hastalık eklenmemişse antibiyotikle tedavi edilemezler. Yetersiz dozda antibiyotik kullanımı. Bazen alınan doz hastalığı tedavi etmeye yetmeyebilir. Yani 1000 mg almanız gerekirken 500 mg almışsanız yeterli gelmeyebilir. Bu nedenle antibiyotik kullanımı sonrası kontrol muayenesi gereklidir. Yetersiz süre antibiyotik kullanımı. Bir iki gün kullandıktan sonra ben artık iyileştim diyerek antibiyotik kullanımını bırakan tedavi süresini tamamlamayanlarımız az değil. Bir diğer önemli husus da antibiyotik kullanımı sırasında bağırsaklarımızda yaşayan ve bize sayısız faydaları olan doğal barsak florası dediğimiz yararlı bakterilerin de ölmesidir.. Bu durum barsak kanserine artmış bir eğilim ve kabızlık, ishal, gaz, yemek sonrası şişkinlik gibi sindirim sistemi sorunlarını da beraberinde getirir.

Evet değerli dostlar tıp camiası olarak hastalıklara karşı en önemli silahlarımızdan birini kaybetmek durumuyla karşı karşıyayız. Sonuçlar hepimizi üzebilir. Bu nedenle biraz dikkat diyorum. Yine tedaviden ziyade koruyucu hekimliğin önemini vurgulamak istiyorum. İnsanlarımızın bu konuda bilinçlendirilmesi çok çok önemlidir. Ve hatta bu bir vatan borcudur.

Sağlıcakla…

      

DİĞER YAZILARI Sessiz Gemi 01-01-1970 03:00 Öyle Bir Geçer Zaman ki… 01-01-1970 03:00 Ahh vatan! 01-01-1970 03:00 Kuduzzz 01-01-1970 03:00 Yarının Büyükleri 01-01-1970 03:00 Tehlike büyük! 01-01-1970 03:00 İşte sebebi! 01-01-1970 03:00 Neden yüksek? 01-01-1970 03:00 CO 01-01-1970 03:00 Tavuğun Dünyası 01-01-1970 03:00 Herşey Zamanında Güzel 01-01-1970 03:00 Demedi demeyin! 01-01-1970 03:00 Et Fiyatları Üzerine… 01-01-1970 03:00 Hastalanmayı beklemeyin! 01-01-1970 03:00 Kim kurar içindeki saati? 01-01-1970 03:00 Aman yükselmesin! 01-01-1970 03:00 Kaybolan Değerlilerimiz-2 01-01-1970 03:00 Kaybolan Değerlilerimiz-1 01-01-1970 03:00 Buğdayın hayatı! 01-01-1970 03:00 Kurbanlık Sağlık 01-01-1970 03:00 Buğdaysız Hayat -3 01-01-1970 03:00 Buğdaysız hayat! -2 01-01-1970 03:00 Buğdaysız hayat! -1 01-01-1970 03:00 Su Hayattır Ama… 01-01-1970 03:00 Sıcaklık Yükseliyor! 01-01-1970 03:00 Biz Üç Kardeştik… 01-01-1970 03:00 Tatil kazalarına dikkat! 01-01-1970 03:00 Yaz kızım! 01-01-1970 03:00 Eğitim şart! 01-01-1970 03:00 Hey Gidi Gençlik… 01-01-1970 03:00 Kardeşten Öte… 01-01-1970 03:00 Bir Nefes Sıhhat 01-01-1970 03:00 Yazınız kışa dönmesin! 01-01-1970 03:00 Sadece beş dakika! 01-01-1970 03:00 Ya tutarsa! 01-01-1970 03:00 Gerçekten yaşıyor muyuz? 01-01-1970 03:00 Altın Ekmek 01-01-1970 03:00 Anamızın Ak Sütü 01-01-1970 03:00 Atı alan üsküdar’ı geçti! 01-01-1970 03:00 İsrafın bu kadarı... 01-01-1970 03:00 Bizi biz yapan değerlerimiz! 01-01-1970 03:00 Evet Varım!  01-01-1970 03:00 Var mısınız? 01-01-1970 03:00 Varlık Fonu, Sağlık Fonu 01-01-1970 03:00 Check – Up Veya Çekap 01-01-1970 03:00 Acil haller! 01-01-1970 03:00 Sadece Süt 01-01-1970 03:00 Biz Bu Coğrafyanın Rüzgârıyız 01-01-1970 03:00 İnce Hastalık 01-01-1970 03:00 Çocuklarımızı bekleyen tehlike! 01-01-1970 03:00 Hayallerinizden vazgeçmeyin! 01-01-1970 03:00 Gribin binbir yüzü! 01-01-1970 03:00 Kuşa Dönmeyelim 01-01-1970 03:00 Canım Öğretmenim 01-01-1970 03:00 Ne zaman unuttuk? 01-01-1970 03:00 Aman aklımızı karıştırmasınlar! 01-01-1970 03:00 Beni Yakacaklar 01-01-1970 03:00 Yeniden Efendi Olmak 01-01-1970 03:00 Fış Fış Gelen Kış 01-01-1970 03:00 Biz Hala… 01-01-1970 03:00 aktarlardaki tehlikeli otlar-2 01-01-1970 03:00 Aktarlardaki Tehlikeli Otlar-1 01-01-1970 03:00 oku! 01-01-1970 03:00 Kurban keserken kurban olmayalım! 01-01-1970 03:00 Bebeğin Sağlığı Annesiyle Başlar 01-01-1970 03:00 b12 zirvesi 01-01-1970 03:00 Sevgili Denizlerimiz 01-01-1970 03:00 Şimdi Güneş Ve Deniz Zamanı 01-01-1970 03:00 Köprüden Önceki Son Çıkış: Rusya 01-01-1970 03:00 Hadi yürüyüşe çıkalım! 01-01-1970 03:00 Artık Uyanma Vakti 01-01-1970 03:00 Amerikan İlişkileri Darbe Ve Yakın Gelecek 01-01-1970 03:00 Kahraman Milletime Tavsiyeler 01-01-1970 03:00 Sınırsız değil korkusuz tüketelim! 01-01-1970 03:00 BU NE HERZE, BU NE HEZEYAN.? 01-01-1970 03:00