İyilik Tutulması Ve Azalan Bereket

Ümit Zeynep KAYABAŞ

15-03-2019 09:37

“İnsan üç beş damla kan ve bin bir endişedir…”

İmkânlar çoğaldıkça bereketin azalışı, maddi ve manevi tatminsizliğin en üst seviye çıkması, insanlık nereye gidiyor sorusuna yönlendiriyor duyarlı yürekleri. İyilik yapmaktan adeta korkar hale gelen insan sayısının çoğalması, ürkütücü ve tedirgin edici. İyilik cevapsız bir mektup gibidir. Merhamet ve vicdan duygusunun şekillenişi ile doğan bu duygu, insanın özüdür. Bir sıkıntıyı gidermek, acıya ortak olmak, yaranın dostluğunda buluşmak insanlık vazifemiz değil midir?

İnsanın kendini doğruluğa adamasıdır, bereket. ‘Doğruluk, insan kalbinin en gerçek anlatımıdır.’ diyen Konfüçyüs, kalbin en saf, en temiz halini özetlemiştir. Doğruyu rehber edinen herkes sorgulamadan,  ayrıştırmadan beklentiye girmeden iyilik yapar. Erdemli bir toplumun köklerinde iyilik vardır. Vicdansızlığın şehrinde, kontrolsüz duyguların hükmü geçer. Sen zorlama bir şehir tutkusu ile yaşamın saçlarını ikiye ayırıp, oraya adalet olmuşsundur. Yanlışı koruma çaban, bataklıkta çırpınışındır. İnsan menfaatine göre iyilik yapan olunca başlar maskelerin dünyası. Hırs, öfke ve özenti ile yozlaşan insanın yaşam başlığıdır, iyilik tutulması. Basiretsizlik bir iç kıyımdır.

İmkânlar çoğaldıkça, bereket azalıyor. Eskiden kıtlık vardı. Değirmende öğütülen mısır unu, ekmek olurdu. Merhamet, emeğe saygı, azim huzuru fısıldardı. Huzur da bereket demekti. Sofrada bir tabak; başında en az yedi sekiz kişi, kaşık sesleri ve annenin gülümseyişi. İşte bu birliktelik cesaret verirdi aileye. Nimete saygı ve edep ile sessizleşirdi iç dünyalar. Evet, yokluk vardı. Delik ayakkabılar, bidonda sular, leğende çamaşırlar ve sabun kokusuydu evlerin hikâyesi. Sabır ve kanaat duygusu kale gibiydi. Birbirine eğilmiyordu insanlar alın teri ile kazanılıyordu ekmek parası.

Dünün ve bugünün huzurunu teraziye koymanın vakti gelmedi mi? Anne ve baba, dünyaya getirdiği yavrusunu kendi zevk ve nefsi için, sokağa teslim ediyorBireysel konfor, modern insanın ürettiği çürümüşlükten başka bir şey değil. İç çalkantı burada başlıyor. Ailenin dilinde onur, huzur ve bereket yoksa toplumda dibe çöküşler başlamış demektir.

Bilginin, eğitimin, kariyerin sunumu ile toplum seviyesinin yükselmemesi tuhaf değil mi?  Donanımın, insanı fakirleştirmesi kadar taaccüp edilecek bir başka şey var mı? İmkânlar çoğaldıkça açlık başlıyor. Başka yok mu, diyor insan! Çünkü yetinme duygusu zayıflamıştır. Babam bazen bize geriye bakın. Kızım, babanızın gerisine bakın! O bakışta tanıyacaksınız kendinizi derdi. (Okula gitmek için çamurlu yollardan yürüyen, gaz lambasında kitap okuyan, bir köy çocuğunun azmi ve merhameti vardı geride ) Dedelerinin geldiği yeri bilmeyen bir nesil ‘ ülkesine, toplumuna, ailesine ve kendi iç evine’ yabancı olur.  Her şeyi olan insanın, mutluluğa aç oluşu düşündürücü değil mi?   Doyumsuzluk ruhun sakatlanmasıdır. Gözlerini kullanmayı bilmeyen kalbinden bihaberdir. Eskinin ev düzeninde edep, adap ve uyum vardı. Herkes eskiyi arıyor yani kendini. Kazanıyorsun yetmiyor. Yetiyor huzurlu değilsin. Daha iyisi,  gösterişlisi,  fazlası derken insan doyumsuzluğa yelken açmış oluyor. Bereket ile anlam bulan insanlığa ihtiyacımız var.

Bugünün penceresine Şeyh Galip’i bırakıyorum: “Yek katre-, hunest, sad hezaran endişe. (İnsan üç beş damla kan ve bin bir endişedir.)”

Ümit Zeynep KAYABAŞ

DİĞER YAZILARI Güven Zor Bir Duygudur… 01-01-1970 03:00 Sabır Sanatı! 01-01-1970 03:00 Dijital Çağda Edep… 01-01-1970 03:00 Sanat Günlükleri ve Sezai Karakoç… 01-01-1970 03:00 Müslüman’da Adalet… 01-01-1970 03:00 Tarımda problemler ve toprak disiplini… 01-01-1970 03:00 Bir duruşu olmalı iyiliğin de… 01-01-1970 03:00 Nafaka mağdurları, şiddet ve aile… 01-01-1970 03:00 Doyumsuzluk Şehveti… 01-01-1970 03:00 Vicdan Ve İsraf 01-01-1970 03:00 Kadına şiddet, ahlak ve adalet zayıflığıdır! 01-01-1970 03:00 Kültürde Çürüme, Moda İle Tükenme… 01-01-1970 03:00 Sevginin samimiyeti ve mutluluk… 01-01-1970 03:00 Erkek Ve Kadın Üstünlüğü İle Yıkılan, Parçalanan Aileler… 01-01-1970 03:00 Ahlaki paradoks 01-01-1970 03:00 Müslüman’ın Ego İle İmtihanı 01-01-1970 03:00 İstanbul Ve Adalet… 01-01-1970 03:00 Aile Birliğini Bozan Medya Ve Boşanmalar… 01-01-1970 03:00 Üretemiyoruz, Birbirimizi Suçluyoruz Ve Yalnızlaşıyoruz… 01-01-1970 03:00 Kendini hesaba çeken insan ve “Çağrı” 01-01-1970 03:00 Şehir Ve İnsanca Yaşama Sanatı… 01-01-1970 03:00 Çalışan kadın sorunu ve aile… 01-01-1970 03:00 Harem-i Şerif’te selfie ve tüketim… 01-01-1970 03:00 Huzuru nasıl tüketiyoruz! 01-01-1970 03:00 Paris’i selamlayan kitaplar… 01-01-1970 03:00 Şehir Kimliği Ve Aile… 01-01-1970 03:00 Toprak huzuru ve tarımda çöküş… 01-01-1970 03:00 Nerede o eski dostluklar mı diyoruz… 01-01-1970 03:00 Avrupa’da Müslüman Aileler, Kadınlar Ve Çocuklar… 01-01-1970 03:00 Başörtüsü Ve Medeniyet… 01-01-1970 03:00 Gençler Kültüründen Kopmuyor, Koparılıyor… 01-01-1970 03:00 Nokta kadar menfaat için, virgül kadar eğilme! 01-01-1970 03:00 Televizyon Dizilerinin Aileye Etkisi… 01-01-1970 03:00 Sosyal Medya Çılgınlığı… 01-01-1970 03:00 Hayaller Ve Gerçekler… 01-01-1970 03:00 Anne, Kadın Ve Şiddet… 01-01-1970 03:00 Gençlik, Bizler Ve Doğruluk… 01-01-1970 03:00 Ramazan’da yardım kolisi geleneği ve belediyeler 01-01-1970 03:00 İnternet, mahremiyet ve gençlik! 01-01-1970 03:00 Arayış İçinde Olan İnsan Halleri… 01-01-1970 03:00 Erguvan, Diriliş Ve İstanbul 01-01-1970 03:00 İç yolculuğumuz Anne Rızası, Umut 01-01-1970 03:00 Kin ve öfke; Kalbin Hesaplaşması 01-01-1970 03:00 Paris’te şiir ve şiir ne istiyor? 01-01-1970 03:00 Gençler Anlaşılmak İstiyor -Yarının Türkiye’si- 01-01-1970 03:00 Vefasızlık, Toplum Güvensizliği -Robotlaşma- 01-01-1970 03:00 Dostluk, Kalp Huzuru Ve Duyguların Bedeli 01-01-1970 03:00 Sevginin Estetiği 01-01-1970 03:00 Toplum Huzuru Ve Güven… 01-01-1970 03:00 İnsani Değerler Tablosu -Haz- 01-01-1970 03:00 Mutluluk Tanımımız Yanlış 01-01-1970 03:00 Aile Kültürü Ve Huzur 01-01-1970 03:00 Kültürde Şaire Bir Parantez 01-01-1970 03:00 Anlama Biçimleriyle Yüzleşmek 01-01-1970 03:00 İnsanlık Kaybı Ve Umut 01-01-1970 03:00 Sarı Yeleklilerin Protestosu 01-01-1970 03:00 Sarı yeleklilerin dinmeyen tansiyonu! 01-01-1970 03:00 ​Sevginin dili paylaştıkça anlaşılır! 01-01-1970 03:00 Bobigny Müslüman Mezarlığı 01-01-1970 03:00 Yarına Samimiyet Bırakmak 01-01-1970 03:00 Paris‘te Akşamüzeri… 01-01-1970 03:00 Çocukluğum Ve Necip Fazıl 01-01-1970 03:00 Vel asr’i Başlangıç 01-01-1970 03:00 Kaybediş – Bir Medeniyetin Durdurulması 01-01-1970 03:00 Vel Asr’i - İnsan - Diriliş… 01-01-1970 03:00 İnsanın İç Haritası –Denge- 01-01-1970 03:00 Değişirken Kirleniyoruz… 01-01-1970 03:00 Akif İnan’da sanatsal duruş: Şairin İç Haritası… 01-01-1970 03:00 Sait Faik ve Gerideki Adam 01-01-1970 03:00