Müslüman’da Adalet…

Ümit Zeynep KAYABAŞ

27-12-2019 09:38

Malumumuz dünyayı saran bir hız tabakası var etrafımızda her şeyi ezip geçen. Tüketim ağına bağlı olarak rant kavgaları, konfor hayali insani duyguları zedeliyor. Ne ile tatmin olacağını, nasıl mutlu kalacağını anlamayan bir kitle var karşımızda. Teknoloji, ideoloji, kültürden kopma, inançta değişim, tahammülsüzlük akışı duygu dünyamıza olumsuz baskı yapıyor. Genlerle oynandığı, yapay zekanın öne çıktığı bir gelecek senaryomuz da var. Şartlar ne olursa olsun, insanlığı adalet, merhamet ve vicdan duygusu ile muhafaza ediş, meziyettir.

Öz güveni yüksek, ilkeleri keskin, menfaati için eğilmeyen, asil kişiler adaletten kopmaz. “Herkes doğru insan bulmak ister, yanılmamak için. Oysa kimse uğraşmaz, doğru insan olmak için.” diyor Freud. Kendi menfaatlerimizi korumak için, “doğrular “ inşa ettik insani duygularımızı zayıflatan, yok eden. Hırs, öfke yerleşince kalbimize hak, hukuk, adalet kavramlarını da harcadık. İnsanın özünde vicdan adlı bir ışıltı vardır zaman zaman kim olduğunu hatırlatan. O köşenin huzursuzluğu tarif edilmez, yaşanır. Son nefese kadar vicdanın sizi didiklediğini düşünün. Vahşileşmenin bedeli bu olsa gerek. Güçsüzün yanında olan, güçsüzü ezen de adalet diyor. Acılar ile savaşan, acı veren de merhamet diyor. Müslüman’da adalet ahlaki disiplindir. Ahlakından emin olduğunuz kişi, adildir.

“İnsanı gördüklerinden ibaret sayma, göremediklerinde ara. İçidir hakikatin resmi, dışı sadece bir manzara.” der Mevlana. İçimizin şehrine tutunmalıyız belki de. Yitip gitmemek için yaratılış gününe dönmeliyiz. Adaletsizliğin üzerini ”yalan doğrularla” kapatmak isteyenler, iyiliği taklit ediyor. Söz ve hal arasındaki uçurum insanı basit ve zavallı kılıyor. Yalan ve hile o kadar normal geliyor ki bazı insanlara yüzler dahi kızarmıyor. Makam ve mevki için, daha fazla kazanç sağlama uğruna başkalarını harcamak, ucuz hayatta devleşmek değil midir? Desinler diye iyi insan olunmaz. Toplumda itibar kazanmak için, iyilik yarışına girilmez. Ayrımcılık yapmadan, sosyal statüye göre davranış belirlemeden, ötekileştirmeden, insanı olduğu gibi kabul etmektir üstün ahlak ve adalet. İnsanca yaşamı dava bilenler, bir başka sever. Ortak acılar ile anlaşmak, tek doğruda buluşmak kaybettiğimiz değerlerdir. Biz aslında sevginin içindeki sevgiyi de kaybettik. Dünyanın içine dalınca inceliği, aynı anda hissetmeyi özetle kalbe, kalpten bakmayı unuttuk.

Adaleti hayatının temeline alan insanca yaşamda zorlanmazlar. Güvenilir kişiler azaldığında topumun adalet gücü de zayıflar.

Asr-ı Saadet’te bir gün hatırı sayılır bir kadın hırsızlık yaptığında, peygamberimize yakın isim olan Üsame bin Zeyd’in aracı olmasın isterler. Üsame durumu Peygamberimize anlattığında, ayağa kalkarak şöyle hitap etti:

“-Sizden önceki milletler, şu sebeple helak olup gittiler. Aralarında soylu, makam mevki sahibi hırsızlık yapınca onu bırakıverirler, zayıf ve kimsesiz biri hırsızlık yapınca da onu hemen cezalandırırlardı. Allah’ a yemin ederim ki, Muhammed’in kızı Fatıma hırsızlık yapsaydı, elbette onun da ellerini keserdim” ( Buhari, Enbiya, 54; Müslim, Hudud-8,9) Biz alnını secdeden kaldırmayan, ömrünü adalet ve ibadetle geçirmiş bir peygamberin ümmetiyiz. Neden bu kadar körleştik. Kötülüğün köklerine niçin sarılma ihtiyacı duyduk. Oysa dünya saltanatı, ruh bedeni terk ettiği an bitiyor. Adalet duygusu namus, onur, haysiyet yani insanlık anahtarıdır. Onu kaybedince geriye kuru bir beden yığını kalıyor.

Bugünün penceresinde Mehmet Akif Ersoy’un şu dizelerini bıkıyorum: “Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem./ Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım.”

Ümit Zeynep KAYABAŞ

DİĞER YAZILARI Güven Zor Bir Duygudur… 01-01-1970 03:00 Sabır Sanatı! 01-01-1970 03:00 Dijital Çağda Edep… 01-01-1970 03:00 Sanat Günlükleri ve Sezai Karakoç… 01-01-1970 03:00 Tarımda problemler ve toprak disiplini… 01-01-1970 03:00 Bir duruşu olmalı iyiliğin de… 01-01-1970 03:00 Nafaka mağdurları, şiddet ve aile… 01-01-1970 03:00 Doyumsuzluk Şehveti… 01-01-1970 03:00 Vicdan Ve İsraf 01-01-1970 03:00 Kadına şiddet, ahlak ve adalet zayıflığıdır! 01-01-1970 03:00 Kültürde Çürüme, Moda İle Tükenme… 01-01-1970 03:00 Sevginin samimiyeti ve mutluluk… 01-01-1970 03:00 Erkek Ve Kadın Üstünlüğü İle Yıkılan, Parçalanan Aileler… 01-01-1970 03:00 Ahlaki paradoks 01-01-1970 03:00 Müslüman’ın Ego İle İmtihanı 01-01-1970 03:00 İstanbul Ve Adalet… 01-01-1970 03:00 Aile Birliğini Bozan Medya Ve Boşanmalar… 01-01-1970 03:00 Üretemiyoruz, Birbirimizi Suçluyoruz Ve Yalnızlaşıyoruz… 01-01-1970 03:00 Kendini hesaba çeken insan ve “Çağrı” 01-01-1970 03:00 Şehir Ve İnsanca Yaşama Sanatı… 01-01-1970 03:00 Çalışan kadın sorunu ve aile… 01-01-1970 03:00 Harem-i Şerif’te selfie ve tüketim… 01-01-1970 03:00 Huzuru nasıl tüketiyoruz! 01-01-1970 03:00 Paris’i selamlayan kitaplar… 01-01-1970 03:00 Şehir Kimliği Ve Aile… 01-01-1970 03:00 Toprak huzuru ve tarımda çöküş… 01-01-1970 03:00 Nerede o eski dostluklar mı diyoruz… 01-01-1970 03:00 Avrupa’da Müslüman Aileler, Kadınlar Ve Çocuklar… 01-01-1970 03:00 Başörtüsü Ve Medeniyet… 01-01-1970 03:00 Gençler Kültüründen Kopmuyor, Koparılıyor… 01-01-1970 03:00 Nokta kadar menfaat için, virgül kadar eğilme! 01-01-1970 03:00 Televizyon Dizilerinin Aileye Etkisi… 01-01-1970 03:00 Sosyal Medya Çılgınlığı… 01-01-1970 03:00 Hayaller Ve Gerçekler… 01-01-1970 03:00 Anne, Kadın Ve Şiddet… 01-01-1970 03:00 Gençlik, Bizler Ve Doğruluk… 01-01-1970 03:00 Ramazan’da yardım kolisi geleneği ve belediyeler 01-01-1970 03:00 İnternet, mahremiyet ve gençlik! 01-01-1970 03:00 Arayış İçinde Olan İnsan Halleri… 01-01-1970 03:00 Erguvan, Diriliş Ve İstanbul 01-01-1970 03:00 İç yolculuğumuz Anne Rızası, Umut 01-01-1970 03:00 Kin ve öfke; Kalbin Hesaplaşması 01-01-1970 03:00 Paris’te şiir ve şiir ne istiyor? 01-01-1970 03:00 İyilik Tutulması Ve Azalan Bereket 01-01-1970 03:00 Gençler Anlaşılmak İstiyor -Yarının Türkiye’si- 01-01-1970 03:00 Vefasızlık, Toplum Güvensizliği -Robotlaşma- 01-01-1970 03:00 Dostluk, Kalp Huzuru Ve Duyguların Bedeli 01-01-1970 03:00 Sevginin Estetiği 01-01-1970 03:00 Toplum Huzuru Ve Güven… 01-01-1970 03:00 İnsani Değerler Tablosu -Haz- 01-01-1970 03:00 Mutluluk Tanımımız Yanlış 01-01-1970 03:00 Aile Kültürü Ve Huzur 01-01-1970 03:00 Kültürde Şaire Bir Parantez 01-01-1970 03:00 Anlama Biçimleriyle Yüzleşmek 01-01-1970 03:00 İnsanlık Kaybı Ve Umut 01-01-1970 03:00 Sarı Yeleklilerin Protestosu 01-01-1970 03:00 Sarı yeleklilerin dinmeyen tansiyonu! 01-01-1970 03:00 ​Sevginin dili paylaştıkça anlaşılır! 01-01-1970 03:00 Bobigny Müslüman Mezarlığı 01-01-1970 03:00 Yarına Samimiyet Bırakmak 01-01-1970 03:00 Paris‘te Akşamüzeri… 01-01-1970 03:00 Çocukluğum Ve Necip Fazıl 01-01-1970 03:00 Vel asr’i Başlangıç 01-01-1970 03:00 Kaybediş – Bir Medeniyetin Durdurulması 01-01-1970 03:00 Vel Asr’i - İnsan - Diriliş… 01-01-1970 03:00 İnsanın İç Haritası –Denge- 01-01-1970 03:00 Değişirken Kirleniyoruz… 01-01-1970 03:00 Akif İnan’da sanatsal duruş: Şairin İç Haritası… 01-01-1970 03:00 Sait Faik ve Gerideki Adam 01-01-1970 03:00