Nafaka mağdurları, şiddet ve aile…

Ümit Zeynep KAYABAŞ

06-12-2019 09:34

Hiçbir duygu aile huzuru, mutluluğu kadar tatlı değildir. İnsanın kendini güvende hissettiği kurumdur aile. İç saadetin ikramcısı da annelerdir.

Aile içi muhabbeti muhafaza etmek için, kalplerin güzel ahlak ile aydınlanması şart… “Cennet annelerin ayakları altındadır” (Nesai, cihadi 6) hadisi merkeze alındığında aile huzurlu olur. Anne ve babanın emeğini, özverisini, sevgisini hisseden çocuk mutludur. Bir yandan sıcak yuva açlığı çekenler, diğer yandan bir çırpıda dağılan yuvalar. Acı ve yara biriktirmek için yarışılan bir çağda yaşamak çok zor… Öldürülen anneler, çocuklarıyla intihar eden aileler, dinmeyen şiddet! Anlamak, dinlemek diye bir şey yok artık! İstişare edecek sabır da yok. Herkes kendi acısının sesini duyuyor. İnsanlar aceleci, telaşlı, bencil. Aileleri güzelleştiren o sakin havaya, “Evet dinliyorum sesine” hatta anlamış gibi yapmış duruşlara o kadar ihtiyaç var ki! Saldırgan, buyrukçu, kirli dilin itibar görüşü manevi cephenin soluşuna örnek değil mi? Birbirinin açığını ortaya serpme karaktersizliği kutuplaşmaları oluşturur. Mahremiyetin son bulduğu yerde aile biter. Aileyi koruyor muyuz, yıkıyor muyuz? Sahte adres oluşturarak koca, kadından habersiz boşanabiliyor. Muhtarlar geçersiz adrese tebligat gönderiyor hatta sahte şahit bile oluyorlar. Bu şekilde mağdur olan birçok kadın var. “Boşanmayı azaltacak unsurlar nelerdir, aileyi korumak, çocukların psikolojini bozmamak için neler yapmalıyız” diye bir çaba gayret olmaması da üzücü. Herkes birbirini suçluyor. Kavga, hakaret dili yakışmıyor Müslüman’a… Kısır çekişme, çözümsüzlük, kaos problemleri çoğaltıyor. Çocukluğumda sabah ekmek almaya giderken feryat eden bir kadın gördüm. Kocası tarafından dövülen kadın, acı içinde kıvranırken çocukları merdivenin dibinde anne diye ağlıyorlardı. Baba, o anneyi kurtaralım lütfen diye ağlamıştım bütün gün. Büyüdüğümde kurtarılacak kadın sayısının çok oluşunu gördüğümde insanlıktan utandım. Şiddet ortadan kalkmadığı müddetçe ailedeki denge sağlanamaz. Ve Şiddet gören kadın sığınma evlerine gidince, kadın haklarını koruyunca feminizm çoğaldı, aile yıkılıyor diye linç furyası başlatılıyor. Yıkılmış, parçalanmış, itibarsızlaştırılmış aile mi elden gidiyor? Kadını tekme-yumruk ile çocuklarının gözü önünde döven, çocuğundan özgüveni çalan babalar– olmasaydı, kadın haklarını savunan sistem de olmazdı. Yanlışlarımızın, hatalarımızın, zaaflarımızın, öfkelerimizin sonucuna tahammül edemiyorsak, kontrol sistemini iyi ayarlamalıyız. Anlık esintilere kurban olmamak için, doğruluk ilkemizden ödün vermemeliyiz. Evli ve hamile kadının unutmadığı aşkı ile bir araya gelme ahlaksızlığını, ihanetini “aşk” adı altında masumlaştıran ‘Bir Zamanlar Çukurova’ dizisinin aile değerlerini sıfırlayışını umursamayan, aileyi dağılışa teslime etmiş demektir. Evli erkek ve kadının, dışarıda yaşadığı aşk rezilliği diziler ile evlere konuk oluyor. Bu da doğruluk algımızı değiştiriyor. Edep adap, ar ve utanma duygusunu ortada kaldırıyor. Doğal olarak da ahlaksızlık normal gelmeye başlıyor bir zaman sonra. Edep duygusunun bittiği yerde insanlık da bitiyor. Boşanma sonrası nafaka mağduriyetim diye feryat eden erkek! Eşlerine, çocuklarına şiddet uygulayan erkek! Aile elden gidiyor diye en çok mücadele verenler de yine erkekler. Sanırım erkek aile ehemmiyetini yaşam dengesine indirgediğinde ailenin yıpranma payı azalacak.

Bugünün penceresine şu sözleri ile sesleniyor Reşat Nuri Güntekin: “Babalar gidince, kimi sevsen gidiyor sonra…”

Ümit Zeynep KAYABAŞ

DİĞER YAZILARI Güven Zor Bir Duygudur… 01-01-1970 03:00 Sabır Sanatı! 01-01-1970 03:00 Dijital Çağda Edep… 01-01-1970 03:00 Sanat Günlükleri ve Sezai Karakoç… 01-01-1970 03:00 Müslüman’da Adalet… 01-01-1970 03:00 Tarımda problemler ve toprak disiplini… 01-01-1970 03:00 Bir duruşu olmalı iyiliğin de… 01-01-1970 03:00 Doyumsuzluk Şehveti… 01-01-1970 03:00 Vicdan Ve İsraf 01-01-1970 03:00 Kadına şiddet, ahlak ve adalet zayıflığıdır! 01-01-1970 03:00 Kültürde Çürüme, Moda İle Tükenme… 01-01-1970 03:00 Sevginin samimiyeti ve mutluluk… 01-01-1970 03:00 Erkek Ve Kadın Üstünlüğü İle Yıkılan, Parçalanan Aileler… 01-01-1970 03:00 Ahlaki paradoks 01-01-1970 03:00 Müslüman’ın Ego İle İmtihanı 01-01-1970 03:00 İstanbul Ve Adalet… 01-01-1970 03:00 Aile Birliğini Bozan Medya Ve Boşanmalar… 01-01-1970 03:00 Üretemiyoruz, Birbirimizi Suçluyoruz Ve Yalnızlaşıyoruz… 01-01-1970 03:00 Kendini hesaba çeken insan ve “Çağrı” 01-01-1970 03:00 Şehir Ve İnsanca Yaşama Sanatı… 01-01-1970 03:00 Çalışan kadın sorunu ve aile… 01-01-1970 03:00 Harem-i Şerif’te selfie ve tüketim… 01-01-1970 03:00 Huzuru nasıl tüketiyoruz! 01-01-1970 03:00 Paris’i selamlayan kitaplar… 01-01-1970 03:00 Şehir Kimliği Ve Aile… 01-01-1970 03:00 Toprak huzuru ve tarımda çöküş… 01-01-1970 03:00 Nerede o eski dostluklar mı diyoruz… 01-01-1970 03:00 Avrupa’da Müslüman Aileler, Kadınlar Ve Çocuklar… 01-01-1970 03:00 Başörtüsü Ve Medeniyet… 01-01-1970 03:00 Gençler Kültüründen Kopmuyor, Koparılıyor… 01-01-1970 03:00 Nokta kadar menfaat için, virgül kadar eğilme! 01-01-1970 03:00 Televizyon Dizilerinin Aileye Etkisi… 01-01-1970 03:00 Sosyal Medya Çılgınlığı… 01-01-1970 03:00 Hayaller Ve Gerçekler… 01-01-1970 03:00 Anne, Kadın Ve Şiddet… 01-01-1970 03:00 Gençlik, Bizler Ve Doğruluk… 01-01-1970 03:00 Ramazan’da yardım kolisi geleneği ve belediyeler 01-01-1970 03:00 İnternet, mahremiyet ve gençlik! 01-01-1970 03:00 Arayış İçinde Olan İnsan Halleri… 01-01-1970 03:00 Erguvan, Diriliş Ve İstanbul 01-01-1970 03:00 İç yolculuğumuz Anne Rızası, Umut 01-01-1970 03:00 Kin ve öfke; Kalbin Hesaplaşması 01-01-1970 03:00 Paris’te şiir ve şiir ne istiyor? 01-01-1970 03:00 İyilik Tutulması Ve Azalan Bereket 01-01-1970 03:00 Gençler Anlaşılmak İstiyor -Yarının Türkiye’si- 01-01-1970 03:00 Vefasızlık, Toplum Güvensizliği -Robotlaşma- 01-01-1970 03:00 Dostluk, Kalp Huzuru Ve Duyguların Bedeli 01-01-1970 03:00 Sevginin Estetiği 01-01-1970 03:00 Toplum Huzuru Ve Güven… 01-01-1970 03:00 İnsani Değerler Tablosu -Haz- 01-01-1970 03:00 Mutluluk Tanımımız Yanlış 01-01-1970 03:00 Aile Kültürü Ve Huzur 01-01-1970 03:00 Kültürde Şaire Bir Parantez 01-01-1970 03:00 Anlama Biçimleriyle Yüzleşmek 01-01-1970 03:00 İnsanlık Kaybı Ve Umut 01-01-1970 03:00 Sarı Yeleklilerin Protestosu 01-01-1970 03:00 Sarı yeleklilerin dinmeyen tansiyonu! 01-01-1970 03:00 ​Sevginin dili paylaştıkça anlaşılır! 01-01-1970 03:00 Bobigny Müslüman Mezarlığı 01-01-1970 03:00 Yarına Samimiyet Bırakmak 01-01-1970 03:00 Paris‘te Akşamüzeri… 01-01-1970 03:00 Çocukluğum Ve Necip Fazıl 01-01-1970 03:00 Vel asr’i Başlangıç 01-01-1970 03:00 Kaybediş – Bir Medeniyetin Durdurulması 01-01-1970 03:00 Vel Asr’i - İnsan - Diriliş… 01-01-1970 03:00 İnsanın İç Haritası –Denge- 01-01-1970 03:00 Değişirken Kirleniyoruz… 01-01-1970 03:00 Akif İnan’da sanatsal duruş: Şairin İç Haritası… 01-01-1970 03:00 Sait Faik ve Gerideki Adam 01-01-1970 03:00