Sabır Sanatı!

Ümit Zeynep KAYABAŞ

17-01-2020 10:27

Sabır, vicdanı rahat olanlara yaşama sevinci sunar. Kötü şartlarda, olumsuzluklarda metanetli ve sakin oluşa yönlendirir insanı.

 

İnsanların makam mevki için sevildiği, zenginlerin düğününe çelenklerin, çiçeklerin yağdığı, fakirin evininin sadece fitre ve zekât parası için ziyaret edildiği bir dünyadayız. Bencil, vurdumduymaz, kendinden başkasını düşünmeyen, özündeki iyiliğe tezat hayatlar oluşturuyor metropolün simasını. Kirli dünyanın karşısında dimdik durmak faziletli yaşamdan taviz vermemek için, sabır sanatı ile taçlanmalı insan.

 

Sabır yolculuğuna çıktığında tanırsın insanları. Bu meşakkatli yolda bazen yağmurda ıslanışı paylaşırsın, bazen de sessizliği. Sabrın yoldaşı bir yudum kahve yani vefalı dostlardır. Vefa da şiir gibidir. Seni ayak basmadığın memleketlere sırdaş kılar. Sabır ne kadar zahmetli duyguysa, vefa o kadar köklü olur. Gerçek sabır nedir biliyor musunuz; insanın kendi ölümüne inanması… 17. yüzyıl şairi John Milton, Paradise Lost (Kayıp Cennet) adlı kitabında “Soldun ve ölüme yaklaştın? Yasağı nasıl ihlal ettin” derken neye hakim olduğunu bilmesine rağmen kendi kafa karışıklığını sorguluyordu. Milton, hapiste görmeyen gözlerine rağmen sabrı elinden bırakmayan bir yazar. Azmi, ürpertici… Dehşet bir iç dünya! Körlüğü kelimelerle irtibatına engel olamıyor. Bazen bitiş noktalarımız olur; savrulma adını verdiğimiz duygu çalkalanmaları da nihayete erer. Elimizi uzattığımız her şey bizden uzaklaşır. “Kötüler etrafımı kapladı, yalnızım hatta gücüm yok” demeye başlarız. Azim, alın terinden vazgeçmeyenlerin ödülüdür. Göz kapaklarımız isyan ritmine eşlik ederken boşluğa düşer gibi oluruz. Ne çok tükenme hevesliyiz öyle! Beethoven, zalim bir baba, yoksulluk ve kulaklarındaki problemlerle savaşırken müzikle bağını koparmayan bir sanatçı. Acılar davetkârdı ama o çaresizliğe teslim olmadı. Duyma yeteneğini kaybettiğinde 9. Senfoni’yi besteleyen Beethoven, sabır ve aşkı birleştirmiştir. Büyük başarıların arka perdesi üzüntü, ıstırap ve çile…

 

Duyguların benliğimizi silmesine seyirci kalamayız. Boğuluyor gibi olmak, nefes alamamak maddeci zihniyete yenilmektir. Her şeyden, herkesten soyutlamak ister insan kendini. “Karşı kıyıdan gökyüzüne henüz tırmanmış dolunayın, nehir şarıltısının ve bazen hendeğe düşen bir şeftalinin yerde ezilme sesinin eşlik ettiği yalnızlık” diyen Cortazar’ın, tabiatın gücüne atfettiği yalnızlık, duygusal dünyanın öznesi. Arjantin’i romancı ve öykücü Cortazar’ın eserlerini okurken ters köşe olmamak imkânsız. Yarada savunmasız, acıda telaşlı, fikirde kendi olabilen bir yazar o…

 

Eşref-i mahlûkattır insan. Zarif, naif, tevazu hiçbir canlıyı kırmak istemeyen onarıcı ve yardımsever. Beton duvarlar erdemli ahlakı yavaş yavaş tüketti. Şimdi insan akıl nimetini çiğneyip, kendini anda oyalamakta birinci. Dünyadan ayrılmayacakmış gibi de dünya sarhoşu. Düşünceleri, tutarsız hisleriyle körelten. Fikir üretemeyen, çıkarları için hazır düzene ayak uyduran. Tembel ve tutarsız. İnsan kendine inandığında, başarır. Güzel ahlak, dini yaşam, toplum kurallarını benimseme insanlık bunlara tutunuşuyla ayakta kalır.

 

Bugünün penceresine şöyle sesleniyor Mehmet Emin Yurdakul:

 

“Bırak beni haykırayım, susarsam sen matem et/Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet/Sevenleri toprak olmuş öksüz bir çocuk gibidir.”

DİĞER YAZILARI Güven Zor Bir Duygudur… 01-01-1970 03:00 Dijital Çağda Edep… 01-01-1970 03:00 Sanat Günlükleri ve Sezai Karakoç… 01-01-1970 03:00 Müslüman’da Adalet… 01-01-1970 03:00 Tarımda problemler ve toprak disiplini… 01-01-1970 03:00 Bir duruşu olmalı iyiliğin de… 01-01-1970 03:00 Nafaka mağdurları, şiddet ve aile… 01-01-1970 03:00 Doyumsuzluk Şehveti… 01-01-1970 03:00 Vicdan Ve İsraf 01-01-1970 03:00 Kadına şiddet, ahlak ve adalet zayıflığıdır! 01-01-1970 03:00 Kültürde Çürüme, Moda İle Tükenme… 01-01-1970 03:00 Sevginin samimiyeti ve mutluluk… 01-01-1970 03:00 Erkek Ve Kadın Üstünlüğü İle Yıkılan, Parçalanan Aileler… 01-01-1970 03:00 Ahlaki paradoks 01-01-1970 03:00 Müslüman’ın Ego İle İmtihanı 01-01-1970 03:00 İstanbul Ve Adalet… 01-01-1970 03:00 Aile Birliğini Bozan Medya Ve Boşanmalar… 01-01-1970 03:00 Üretemiyoruz, Birbirimizi Suçluyoruz Ve Yalnızlaşıyoruz… 01-01-1970 03:00 Kendini hesaba çeken insan ve “Çağrı” 01-01-1970 03:00 Şehir Ve İnsanca Yaşama Sanatı… 01-01-1970 03:00 Çalışan kadın sorunu ve aile… 01-01-1970 03:00 Harem-i Şerif’te selfie ve tüketim… 01-01-1970 03:00 Huzuru nasıl tüketiyoruz! 01-01-1970 03:00 Paris’i selamlayan kitaplar… 01-01-1970 03:00 Şehir Kimliği Ve Aile… 01-01-1970 03:00 Toprak huzuru ve tarımda çöküş… 01-01-1970 03:00 Nerede o eski dostluklar mı diyoruz… 01-01-1970 03:00 Avrupa’da Müslüman Aileler, Kadınlar Ve Çocuklar… 01-01-1970 03:00 Başörtüsü Ve Medeniyet… 01-01-1970 03:00 Gençler Kültüründen Kopmuyor, Koparılıyor… 01-01-1970 03:00 Nokta kadar menfaat için, virgül kadar eğilme! 01-01-1970 03:00 Televizyon Dizilerinin Aileye Etkisi… 01-01-1970 03:00 Sosyal Medya Çılgınlığı… 01-01-1970 03:00 Hayaller Ve Gerçekler… 01-01-1970 03:00 Anne, Kadın Ve Şiddet… 01-01-1970 03:00 Gençlik, Bizler Ve Doğruluk… 01-01-1970 03:00 Ramazan’da yardım kolisi geleneği ve belediyeler 01-01-1970 03:00 İnternet, mahremiyet ve gençlik! 01-01-1970 03:00 Arayış İçinde Olan İnsan Halleri… 01-01-1970 03:00 Erguvan, Diriliş Ve İstanbul 01-01-1970 03:00 İç yolculuğumuz Anne Rızası, Umut 01-01-1970 03:00 Kin ve öfke; Kalbin Hesaplaşması 01-01-1970 03:00 Paris’te şiir ve şiir ne istiyor? 01-01-1970 03:00 İyilik Tutulması Ve Azalan Bereket 01-01-1970 03:00 Gençler Anlaşılmak İstiyor -Yarının Türkiye’si- 01-01-1970 03:00 Vefasızlık, Toplum Güvensizliği -Robotlaşma- 01-01-1970 03:00 Dostluk, Kalp Huzuru Ve Duyguların Bedeli 01-01-1970 03:00 Sevginin Estetiği 01-01-1970 03:00 Toplum Huzuru Ve Güven… 01-01-1970 03:00 İnsani Değerler Tablosu -Haz- 01-01-1970 03:00 Mutluluk Tanımımız Yanlış 01-01-1970 03:00 Aile Kültürü Ve Huzur 01-01-1970 03:00 Kültürde Şaire Bir Parantez 01-01-1970 03:00 Anlama Biçimleriyle Yüzleşmek 01-01-1970 03:00 İnsanlık Kaybı Ve Umut 01-01-1970 03:00 Sarı Yeleklilerin Protestosu 01-01-1970 03:00 Sarı yeleklilerin dinmeyen tansiyonu! 01-01-1970 03:00 ​Sevginin dili paylaştıkça anlaşılır! 01-01-1970 03:00 Bobigny Müslüman Mezarlığı 01-01-1970 03:00 Yarına Samimiyet Bırakmak 01-01-1970 03:00 Paris‘te Akşamüzeri… 01-01-1970 03:00 Çocukluğum Ve Necip Fazıl 01-01-1970 03:00 Vel asr’i Başlangıç 01-01-1970 03:00 Kaybediş – Bir Medeniyetin Durdurulması 01-01-1970 03:00 Vel Asr’i - İnsan - Diriliş… 01-01-1970 03:00 İnsanın İç Haritası –Denge- 01-01-1970 03:00 Değişirken Kirleniyoruz… 01-01-1970 03:00 Akif İnan’da sanatsal duruş: Şairin İç Haritası… 01-01-1970 03:00 Sait Faik ve Gerideki Adam 01-01-1970 03:00