Sarı Yeleklilerin Protestosu

Ümit Zeynep KAYABAŞ

12-12-2018 08:41

Göç alan ülkelerin başında yer alan Fransa, oturum iznini babaya, çocuğa veriyor. Anne ya oturum izni verilmiyor ya da çok geç veriliyor.

Belçika’ya, Hollanda’ya sıçrayan ve Paris sokaklarını duman bulutu haline getiren Sarı Yelekliler’in protestosu, birtakım düzenlenmelere kapı açacak gibi.

 Turistlerin ziyaret akınına uğrayan, Şanzelize ve Zafer Takı, bu yılı karmaşık bir şekilde tamamlıyor. Kenti gölgeleyen olaylar turizmi durdurdu. Romantizmi besleyen Paris sokaklarında sergilenen tablo şaşkınlık ile karşılanıyor.

 Birçok iş yeri yağmalanıyor, camlar kırılıyor, kaldırım taşları sökülüyor, arabalar yakılıyor bu durumun devam etmesi, Fransa ekonomisinin sarsıntıya uğraması demektir.

 Komplikasyonların ters köşe edilmesi, ileriye dönük artçı depremlerin tarihi atmak gibi bir şeydir. Düzenleme planı sunulmazsa, Fransa ağır bilançoların eşiğinde kalacak gibi gözüküyor. Birçok işyeri yağmalanıyor, camlar kırılıyor, kaldırım taşları sökülüyor, arabalar yakılıyor. Liseliler, üniversiteye girişi protesto etmek için sokakta. Öğrenciler ile Polis arasında hoş olmayan sahneler yaşanıyor. Veliler endişeli.

 Cumartesi yapılan eylemin boyutunun yüksek dozda oluşu, Champs-Elyees (Şanzelize) caddesindeki esnafa kepenk kapattırdı. Eyfel Kulesi, müzeler ve sanat merkezleri güvenlik nedeni ile kapandı. Sosyal aktiviteler iptal edildi. İşyerleri eylemden zarar görmemek için, barikatlarla ile kaplandı.

 Güvenlik güçleri en üst seviyeye çıkarıldı, tanklarla Paris korundu. Paris sokaklarının gaz bulutuyla kaplanışı, habercilerin gaz maskesi ile haberi sunuşu karmaşık bir tablo olarak zihne yerleşti. Birçok yaralı ve gözaltının oluşu sarı yeleklileri durdurmadı. Bazı sendikaların eylemlere destek vermesi ile büyüyen gösteriler, kentin manzarasını bir anda değiştirdi.

 17 Kasım’da başlayan eylemler son noktada bir patlama niteliğinde gibi gözüküyor. Sokakları bu kargaşaya sürükleyen şeylerin nedeni olarak akaryakıt zamları olduğu söylendi. Aslında Fransa son on sene içinde zaman zaman birçok grev yaşadı. İşçiler birçok defa hayat pahalılığını protesto için, iş bırakma eylemleri yaptılar.

 Yüksek vergi artışını baş edemeyen halk, bu tıkanıklığın çözümünü yüksek dozdaki eylemler ile bulacak mı? Benzin, elektrik ve gaza eşlik eden hayat pahalılığı ile ay sonunu hesap eden çalışanların, greve gidişi sendikaları bir araya getirdi.

 İş bulamayanlar ve öğrencilerin eğitim sorunu ile tetiklenen sarı yeleklilerin eylemi, ne kadar karşılık bulacak. Bunu ileriki günlerde göreceğiz. Fransa’daki eğitim sorunu ile yüzleşen öğrencileri sokağa taşıyan gerekçeler nelerdir.

 BAC sınavı sonucu lise diploması alan öğrenciler, aldıkları puana göre üniversiteye yerleşiyorlar. Çok az öğrenci lisans yapıyor. Kimisi hazırlık okuyarak kendilerini iyi bir üniversiteye atıyor. Öğrencilerin çoğu mesleğe ayrılıyor.

 Meslek yapmaları öğrenciye ilk seçenek olarak sunuluyor. Kısa yoldan para kazanma amacı ile hayata atılım, kültürel seviyeyi haklı olarak düşük kılıyor. Sosyallik kısıtlanıyor.

 İlk yıl istediği bölümü yakalama şansını bulanlar, ikinci yıl bir imtihan ile karşı karşıya geliyor. Başaramazlarsa bölüm değiştiriyorlar. Bu aşamada da öğrenci yıpranıyor. Örneğin tıp için bir yıl okuduktan sonra iki bin beş yüz kişiden ancak yüz öğrenci okula yerleşebiliyor. Doktor sıkıntısından dolayı Fransa bu açığı diğer ülkelerden aldığı doktorlar ile kapatıyor.

 Lisans yapan öğrenciler de bir yandan okuyup, diğer yandan çalışmak zorunda kalıyorlar. Aile yapısının yıpranması ile okuyan öğrenciler yüzleşmek zorunda kalıyor.

 Göç alan ülkelerin başında yer alan Fransa, oturum iznini babaya, çocuğa veriyor. Anne ya oturum izni verilmiyor ya da çok geç veriliyor. Aile fertleri ile ülkeye aynı anda gelmesine rağmen annelere kâğıdın verilmemesi büyük sıkıntıları beraberinde getiriyor.

 Valilikler, internet üzerinden alınacak randevuları kapatmış durumda. Bir yıldır hatta iki yıldır başvuru yapmak için randevu alınmıyor. (Sistem kapalı) Eşi, çocuğu Fransa da yaşayan aile olmasına rağmen oturum izni yok diye sınır dışı edilebiliyor. Öğrenci eylemlerin arka fonunda bunun gibi birçok dile getirilmeyen faktörler bulunmakta.

 Öfkeli kalabalığın şiddet gösterilerinde bulunmasının tasvip edilecek bir şey olmadığının altını çizen Macron, ılımlı konuşmasında yeni bir Fransa inşa etmek istediğini söyledi.

Yeni bir çizelgede Fransa halkı, rahatlayacaktır. Reformları hayata geçiren bir düzenleme için efor sarf edileceğinin de altı çizili.

-Ekonomik ve sosyal olağanüstü hal ilan edildiğini söyleyen Macron, göçmenler için, birçok konuda istişarelerde bulunmak amacı ile bölge bölge gezip sorunları inceleyeceğini, çözüm arayışı için herkes ile konuşacağını belirtti.

- Asgari ücrette artış olacağını söyledi. 40 yılın yanlışların ile ortaya çıkan durumun düzeltmek için buradayım dedi. Şiddetin haklı bir tarafı olamayacağını, sükûnetin olması gerektiğinin altını çizdi.

Ay sonunu hesaplayan çalışanları anladığını, sorunların giderilmesi için belediye başkanları ile görüşeceğini ve düzeltmeler yapmak için buradayım diyen Macron, uzlaşmacı bir üslup kullandı.

-Tarihi bir anı yaşıyoruz diyen Macron, vergi kaçakçılığının önleneceğini de söyledi.

Mélénchon, Macron’un dediklerinin faaliyet konusunda söylenenlerin yeterli mi diye bir konuşma yaptı.

Fransa’da sarı yeleklilerin protestosu geçici olarak mı durur. Devam mı eder. Eylemcileri verilen cevaplar tatmin etti mi? Yeni bir eylem hazırlığı oluşuyor mu? Bunları ilerleyen zamanda izleyeceğiz.

Sıkı güvenlik önlemleriyle gaz bulutu haline gelen Paris sokaklarının fotoğrafları zihinlerde puslu bir görüntü olarak kalacak. Diğer ülkelere de yayılan bu eylemler, yeni bir yüz modeliyle mi yüzleştiriyor bizi. Bu soruların cevaplarını zaman verecek…

Ümit Zeynep Kayabaş

    

DİĞER YAZILARI Güven Zor Bir Duygudur… 01-01-1970 03:00 Sabır Sanatı! 01-01-1970 03:00 Dijital Çağda Edep… 01-01-1970 03:00 Sanat Günlükleri ve Sezai Karakoç… 01-01-1970 03:00 Müslüman’da Adalet… 01-01-1970 03:00 Tarımda problemler ve toprak disiplini… 01-01-1970 03:00 Bir duruşu olmalı iyiliğin de… 01-01-1970 03:00 Nafaka mağdurları, şiddet ve aile… 01-01-1970 03:00 Doyumsuzluk Şehveti… 01-01-1970 03:00 Vicdan Ve İsraf 01-01-1970 03:00 Kadına şiddet, ahlak ve adalet zayıflığıdır! 01-01-1970 03:00 Kültürde Çürüme, Moda İle Tükenme… 01-01-1970 03:00 Sevginin samimiyeti ve mutluluk… 01-01-1970 03:00 Erkek Ve Kadın Üstünlüğü İle Yıkılan, Parçalanan Aileler… 01-01-1970 03:00 Ahlaki paradoks 01-01-1970 03:00 Müslüman’ın Ego İle İmtihanı 01-01-1970 03:00 İstanbul Ve Adalet… 01-01-1970 03:00 Aile Birliğini Bozan Medya Ve Boşanmalar… 01-01-1970 03:00 Üretemiyoruz, Birbirimizi Suçluyoruz Ve Yalnızlaşıyoruz… 01-01-1970 03:00 Kendini hesaba çeken insan ve “Çağrı” 01-01-1970 03:00 Şehir Ve İnsanca Yaşama Sanatı… 01-01-1970 03:00 Çalışan kadın sorunu ve aile… 01-01-1970 03:00 Harem-i Şerif’te selfie ve tüketim… 01-01-1970 03:00 Huzuru nasıl tüketiyoruz! 01-01-1970 03:00 Paris’i selamlayan kitaplar… 01-01-1970 03:00 Şehir Kimliği Ve Aile… 01-01-1970 03:00 Toprak huzuru ve tarımda çöküş… 01-01-1970 03:00 Nerede o eski dostluklar mı diyoruz… 01-01-1970 03:00 Avrupa’da Müslüman Aileler, Kadınlar Ve Çocuklar… 01-01-1970 03:00 Başörtüsü Ve Medeniyet… 01-01-1970 03:00 Gençler Kültüründen Kopmuyor, Koparılıyor… 01-01-1970 03:00 Nokta kadar menfaat için, virgül kadar eğilme! 01-01-1970 03:00 Televizyon Dizilerinin Aileye Etkisi… 01-01-1970 03:00 Sosyal Medya Çılgınlığı… 01-01-1970 03:00 Hayaller Ve Gerçekler… 01-01-1970 03:00 Anne, Kadın Ve Şiddet… 01-01-1970 03:00 Gençlik, Bizler Ve Doğruluk… 01-01-1970 03:00 Ramazan’da yardım kolisi geleneği ve belediyeler 01-01-1970 03:00 İnternet, mahremiyet ve gençlik! 01-01-1970 03:00 Arayış İçinde Olan İnsan Halleri… 01-01-1970 03:00 Erguvan, Diriliş Ve İstanbul 01-01-1970 03:00 İç yolculuğumuz Anne Rızası, Umut 01-01-1970 03:00 Kin ve öfke; Kalbin Hesaplaşması 01-01-1970 03:00 Paris’te şiir ve şiir ne istiyor? 01-01-1970 03:00 İyilik Tutulması Ve Azalan Bereket 01-01-1970 03:00 Gençler Anlaşılmak İstiyor -Yarının Türkiye’si- 01-01-1970 03:00 Vefasızlık, Toplum Güvensizliği -Robotlaşma- 01-01-1970 03:00 Dostluk, Kalp Huzuru Ve Duyguların Bedeli 01-01-1970 03:00 Sevginin Estetiği 01-01-1970 03:00 Toplum Huzuru Ve Güven… 01-01-1970 03:00 İnsani Değerler Tablosu -Haz- 01-01-1970 03:00 Mutluluk Tanımımız Yanlış 01-01-1970 03:00 Aile Kültürü Ve Huzur 01-01-1970 03:00 Kültürde Şaire Bir Parantez 01-01-1970 03:00 Anlama Biçimleriyle Yüzleşmek 01-01-1970 03:00 İnsanlık Kaybı Ve Umut 01-01-1970 03:00 Sarı yeleklilerin dinmeyen tansiyonu! 01-01-1970 03:00 ​Sevginin dili paylaştıkça anlaşılır! 01-01-1970 03:00 Bobigny Müslüman Mezarlığı 01-01-1970 03:00 Yarına Samimiyet Bırakmak 01-01-1970 03:00 Paris‘te Akşamüzeri… 01-01-1970 03:00 Çocukluğum Ve Necip Fazıl 01-01-1970 03:00 Vel asr’i Başlangıç 01-01-1970 03:00 Kaybediş – Bir Medeniyetin Durdurulması 01-01-1970 03:00 Vel Asr’i - İnsan - Diriliş… 01-01-1970 03:00 İnsanın İç Haritası –Denge- 01-01-1970 03:00 Değişirken Kirleniyoruz… 01-01-1970 03:00 Akif İnan’da sanatsal duruş: Şairin İç Haritası… 01-01-1970 03:00 Sait Faik ve Gerideki Adam 01-01-1970 03:00