Yeni Zelanda Katliamı Ve Turkısh Dondurma

Fehmi DEMİRBAĞ

23-03-2019 09:23

Hemen belirteyim. Vizyonda olan, yapımcılığını hemşehrim olan Mustafa Uslu’nun yaptığı Türk İşi Dondurma filmine gidin. 

Ayla filmiyle dikkatimi çekti hemşehrim. Güzel işlere imza atmaya çalıştığını görünce göğsüm de kabarmıyor değil.

Ancak...

Öncesinde bildiğim bir hikâyenin beyazperdeye aktarılması beni onca heyecanlandırmasına rağmen maalesef beklentimi karşılayamadı. 

Kendimi ağlamaya hazır olarak hazırlamıştım. Film bitince salya sümük olacaktım.

Muazzam emeğin, fevkalade bir hikayenin altının doldurulmamasına üzüldüm. Ama yine de Türk sineması adına gayretli bir adam olan hemşehrimin desteklenmesi gerekiyor. 

Kısa notlar şeklinde kanaatlerimi arz edeyim.

*Çukur dizisinin Vartolusu filmde zorlama kalmıştı. İnsanın gözü ister istemez Yamaç'ı aramadı değil.

* Zoraki mizahın peşine takılması yönetmenin filmin dokusunu zedelemişti.

* Türk kadınını oynayan oyuncu Anzak hatunu gibi kalmıştı. Neden başörtüsü motifi esirgenmişti anlayamadım. Ki yakın zamanda olan Yeni Zelanda katliamı sonrası Başbakanı Ardern'in Tesettüre ve Ezana karşı hassasiyeti filmde yoktu.

*Belaltı küfürler mücahit Türklere yakışmadı.

*Bari mücahitlerin dindarlıklarını ifade eden bir iki sahne eklenseydi.

*Katledilen bebek sahnesinde bile beni ağlatamayan yönetmene ben ne diyeyim.

*Mustafa Uslu muazzam bir trend yakaladın. Umarım fırsatları değerlendirir, seküler mücahitlerle duygularımızla oynamazsın.

***

Yeni Zelanda katliamını yaşadık geçen Cuma. Katilin mesajları enteresan geldi hepimize; en azından tarihimizi bilmediğimiz acı gerçeğiyle yüzleştik cümbür cemaat.

Yeni Zelanda ve Avustralya askerlerinin Anzak ismiyle Çanakkale'de bulundukları olgusu ile (Ki alçak saldırının tarihi de manidar oldu, tam da Çanakkale Savaşlarının yıldönümünde) ayrıca masaya oturduk.

Katilin mesajı gayet netti, hele ki 70 sayfalık manifestosuyla: Siz uyumaya devam edin-Biz uyumuyoruz!

Katliam sonrası toplu İslam’a giriş serenomileri keyiflendirdi  bizi. Biz Müslümanlar özellikle batılılar Müslüman olunca "bak... Biz haklıyız" mottosuna girmiyor muyuz, ne desem? Onaylanmak hoşumuza gidiyor. Hele ki batı tarafından onanmak!

Biz de katilin sosyal medyadan istifade ederek katliamını gerçekleştirmesi başka konuları da gündeme aldı, mobil oyunlar gerçeğini. 

Bu arada filmimizin konusuna  ilham veren hikayenin AA' sınca yerinde irdelenmesi başka konuları da elbette gündeme alacaktır; ama biraz daha zaman var bunun için. 

Haydi habere bir göz atalım:  

Birinci Dünya Savaşı sırasında Avustralya'da 98 yıl önce piknik trenine saldıran iki kişinin Türk olduğu iddiası sonucu olay Avustralya tarihine ''İki Türk'ün savaş ilanı' olarak geçmişti. 98 yıllık efsanenin komplo olduğu ortaya çıktı!

 

98 yıldır esrarını koruyan Broken Hill saldırısını, bölgedeki uzmanlar ve yetkililer değerlendirdi. Avustralya'da tarihe ''İki Türk'ün savaş ilanı'' şeklinde yazılan, Birinci Dünya Savaşı'nda 2 Afgan'ın piknik trenine saldırdığı ve 6 kişinin öldüğü olayda gerçekler gün yüzüne çıkarılıyor!

Birinci Dünya Savaşı için daha fazla Avustralyalının askere alınması ile sonuçlanan Broken Hill saldırısı, aradan geçen 98 yıla rağmen esrarını koruyor.

Anadolu Ajansı (AA), Avustralya'nın New South Wales eyaletine bağlı Broken Hill kasabasında 1 Ocak 1915 yılında meydana gelen ve saldırgan olduğu iddia edilen iki Afgan dahil 6 kişinin ölümü ile sonuçlanan piknik trenine saldırıyı yerinde inceleyerek, Avustralyalı tarihçiler ve yetkililer ile olayın iç yüzünü araştırdı.

Melbourne'a 840, Sydney'e 1145 km uzaklıkta, Avustralya'nın iç kesimlerinde yer alan Broken Hill kasabası, Birinci Dünya Savaşı öncesi madencilikle geçinen tipik bir bozkır kasabası konumunda idi.

Madenlerdeki nakliyatı 1880'li yıllarda Afganistan, Pakistan ve Hindistan'dan develeri ile birlikte Avustralya'ya gelen ve "deveciler" olarak adlandırılan insanlar sağlıyordu. Ancak Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesi ile birlikte kasabada işsiz sayısında büyük artış yaşandı, çünkü kasabanın en büyük geliri Almanya'ya ihraç edilen maden ürünlerinden oluşuyordu.

Almanya ile İngiltere savaşmaya başlayınca kasabadaki madenler birbiri ardına kapanmış, iş olanakları durma noktasına gelmişti. Kasabada develeri ile taşımacılık yapan Afganlar da hem madenlerin kapanması hem de yeni taşımacılık yöntemlerinin gelişmesi üzerine işlerini kaybetmeye başladılar.

İşsizlik sıkıntısına Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizler ile birlikte savaşa gitmek üzere gönüllü asker toplama çabaları da eklenince, kasabada gergin bir hava oluşmaya başladı.

Bu gergin ortamda 1 Ocak 1915 günü kadın, erkek ve çocukların içinde bulunduğu yaklaşık 1200 kişiyi taşıyan yeni yıl piknik treni, kasabanın çıkışında iki kişinin silahlı saldırısına uğradı. Saldırı sonrası trende bulunanlardan 4 kişi hayatını kaybetti, 7 kişi de yaralandı.

Saldırının failleri olduğu iddia edilen Gül Muhammed ve Molla Abdullah adlı 2 Afgan, kasaba yakınlarındaki beyaz kayalıklarda çıkan çatışma sonucunda vurularak öldürüldü.

Olay sonrası yerel gazeteler, Afgan olmalarına rağmen haberi, "Türkler trene saldırdı" şeklinde verdi. Kasabada Türkler aleyhine hava oluşturuldu ve Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı'nın müttefiki olan Almanların kulübüne saldırı gerçekleştirildi.

Avustralya tarihinde o zamana kadar ilk defa yaşanan saldırının ardından Birinci Dünya Savaşı'na katılmak üzere bölgeden çok sayıda genç gönüllü olarak askere yazıldı.

Olayın üzerinden yaklaşık bir asır geçti ancak zaman zaman tarihçiler, olayın Avustralya'da anlatılandan çok daha farklı boyutlara sahip olduğu eleştirisini dile getiriyor. Avustralyalılar savaşa gitmek istemiyordu

AA ekibi, bir yandan Broken Hill kasabasında olayın yaşandığı alanlarda incelemeler yaparken, diğer yandan bölgeyi ve 98 yıl önceki saldırıyı araştıran Avustralyalılar ile bir araya gelip olayın iç yüzünü araştırdı.

Broken Hill Tarih Kurumu üyesi Gordon Densie, aslında saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen kişilerin Afgan bile olmadığını, birinin dondurma satarak geçimini sağladığını, diğerinin ise bölgenin tek camisinin imamı olduğunu ve bu kişilerin Hindistanlı olduklarını ileri sürdü.

Densie, cami imamı Molla Abdullah'ın, arka bahçesinde İslami usullere göre kesim yaptığı için kanunlarla başının derde girdiğini belirtti ve "bana göre onu tuzağa düşürdüler" iddiasında bulundu.

Saldırının, savaşa asker toplamak için planlandığını kaydeden Densie, şunları söyledi:

 "Birinci Dünya Savaşı'na gönüllü bulmaları gerekiyordu. Askere gönüllü alıyorlardı, mecburi hizmet yoktu, Avustralyalılar zorunlu askerliğe izin vermiyordu. Özellikle bu bölge insanları çok duyarlı idi. O inanış o kadar güçlüydü ki kasabadan savaşa giden gönüllüleri taşıyan trenleri taşlayıp camlarını kırıyorlardı. Onların savaşa gitmelerine karşı gösteri yapıyorlardı. Çünkü savaşın onlarla ilgisi olmadığını biliyorlardı, Almanya bizim en iyi müşterimizdi. Savaş çıktığında her şey bir anda çökmeye başladı."

Broken Hill saldırısı ile ilgili kesin bir delilin bulunmadığını dile getiren Densie, o yıllarda siyasetçilerin ve ticari kuruluşların da olaya katkısının olduğunu söyledi.

Densie, "Olay çıkartmak istediler ve çıkardılar. Çünkü Türk bayrağı vardı. Saldırganlara Türk etiket verildi. Senenin sonunda kendilerini Gelibolu'da buldular, her şey yerine oturdu. Çok ilginç olanı ise bir iki sene sonra hükümet kayıtları yandı. 1900 yılından Broken Hill çatışmasına kadar olanları araştırdım, bütün kayıtlar yanmıştı. Hiç bir şekilde bu olmadı deme şansları yok, ne iddia ederseniz edin hayır demeye kanıtları yok" dedi.

Olayın, "devletin yaramazları tarafından düzenlenmiş kurnazlık olduğunu" iddia eden Densie, saldırıdan sonra kasabada ufak tefek sorunlar hariç Afganlara karşı bir olayın yaşanmadığını belirterek, bazılarının soyadlarını bile değiştirmediğini ifade etti.

Broken Hill polisinin saldırganları canlı yakalamak istediğini öne süren Densie, beyaz kayalıklarda yaşanan çatışmanın ardından, saldırgan olduğu iddia edilen Molla Abdullah'ın ölü ele geçirildiğini, yaralı ele geçirilen Gül Muhammed'in ise hastanede hayatını kaybettiğini ve böylece Broken Hill çatışmasının sona erdiğini söyledi.

Densie, cesetlerin camiye götürüldüğünü ancak cemaatin kanunsuz olaya karıştıkları gerekçesi ile onlara sahip çıkmadıklarını, bu yüzden cesetlerin bilinmeyen bir yere gömüldüklerini dile getirdi.

Broken Hill Tarih Kurumu üyesi Densie, saldırıda kullanılan silahların askeri silahlar olduğunun altını çizdi ve bu silahların iki Afgan'ın elinde olmasının normal olamayacağına değindi.

O yıllarda polis teşkilatında bile belli sayıda silah olduğunu kaydeden Densie,"Bütün polis birliği 7 adet silah kullanıyordu. Polisler, savaş silahı olanları kullanmıyorlardı" dedi. Diğer silahların doldurulabilmesi için bile eğitimli polislerin görev aldığını ileri süren Densie, askeri silahları polislerin kullanmadığını söyledi. 

Polislerin bile her silahı kullanamadığı dönemde, işsiz ve ekonomik sıkıntı içinde oldukları bilinen iki Afgan'ın askeri silahları ve mermileri nereden buldukları, cevaplanamayan sorular arasında yer alıyor.

Broken Hill Belediye Başkanı Wincen Cuy da her yılın 11 Kasım tarihinde saat 11.00'de düzenlenen savaş kurbanlarını anma gününde, olayın aydınlatılması gerektiği yönünde görüş bildirdi.

Başkan Cuy, "Maalesef trene ateş açan iki kişi beyaz kayalarda öldürülmüş, orada olayın anısına hazırlanmış bir yer var. 2015'te olayın yüzüncü yıldönümü, ne yapabileceğimiz ile ilgili bir toplantı yaptık, ne olup bittiğini konuşmak için iyi bir fırsat oldu. Çünkü Birinci Dünya Savaşı sırasında Avustralya'da tek ciddi saldırı o idi" dedi.

Cuy, olay hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını, bir karara varmak için belgeleri incelemesi gerektiğini belirterek, "Tarihçilerimizden bir tanesi araştırıp bir kitap yazdı, tüm belgeleri, gazeteleri araştırdı, olayı tam anlayabilmek için onu okuyacağım" şeklinde konuştu.

Binbaşı Roben Mallen, aktif görevde olmasından dolayı konu ile ilgili herhangi bir açıklama yapmak istemedi.

Mallen, Birinci Dünya Savaşı'nda birçok ülkeden çok sayıda gencin hayatını kaybettiğini, bu sebeple bütün dünyada olduğu gibi kendilerinin de saygı duruşunda bulunduklarını ifade etti.

Anma törenine katılan gazilerden Bill Graham da piknik trenine saldıranların Afgan bile olmadıklarını belirterek, "Pakistan-Afganistan sınırından bir yerlerden gelmişlerdi, hayvan kesimi ile ilgili belediye ile sorunlar yaşıyorlardı, bu yüzden kızıp olayı yapmış olabilirler" şeklinde konuştu.

Olayı aydınlatacak kilit unsurlardan sayılan Gül Muhammed ve Molla Abdullah'ın mektupları da günümüze kadar tartışılageldi.

Saldırının üzerindeki sır perdesinin kalkması için baskı yapan bölge halkına karşı 3 gün sonra kayalıklarda, Afganlar tarafından yazıldığı iddia edilen mektuplar bulundu. Mektuplardan Molla Abdullah'a ait olanında şu ifadeler yer alıyor:

"Ben Allah'ın önünde zavallı günahkar bir kulum ve onun merhametini istiyorum. Bu ülkede yaşayan  fakir biriyim. Bir gün belediye denetçisi beni suçladı. Bir başka gün ben ona yalvardım yakardım, beni dinlemedi. Sinirli bir şekilde oturup derin derin düşünürken Gül Muhammed geldi. Kendi üzüntülerimizi birbirimize anlattık. Kendi isteğimle onun planlarına katıldım ve Allah'tan benim için kolay bir ölüm olmasını istedim, dinim açısından. İkimizin de kimseye bir düşmanlığı yok. Padişaha ve Kur'an'a karşı gelmek istemiyorum sadece denetçiye karşı bir kinim vardı, önce onu öldürmek istedim, başka kimseye kinim yoktu.''

Gül Muhammed'e ait olduğu iddia edilen mektupta ise şu ifadeler var:

"Merhametli olan Allah ve Peygamberi Muhammed'in adı ile. Bu zavallı günahkar Sultan'ın bir kuludur. Benim adım Gül Muhammed, Sultan Hamid Han'ın mekanını 4 defa ziyaret ettim savaşmak için. Sultan tarafından imzalanmış emri ve mührü elimde, kemerimde şimdi, eğer silahla ya da tabanca mermileri ile yok olmazsa üzerimde bulursunuz. Sizin adamlarınızı öldürmem gerekiyor kendi inancıma ve Sultan'ın emrine göre. Kimseye karşı düşmanlığım yok bunu da kimseye danışmadım ve bilgilendirmedim. İnananlara elveda."

İki Afgan tarafından yazıldığı iddia edilen mektuplardan Gül Muhammed'e ait olanında bahsedilen Sultan imzasına ve mührüne rastlanamadı. Yine Gül Muhammed'e ait olduğu öne sürülen mektuptaki ifadenin aksine mektuplar, Afganların üzerinde veya kemerinde değil, bir taşın altından çıktı.

AA'ya konuşan Broken Hill sakinleri de piknik trenine saldırı olayında birçok soruya henüz cevap bulamadıklarını belirtirken, bunun sebebini devlet belgelerinin yanmış olmasına bağlıyor.

Ayrıca bölgede yaşayanlar, olayın zamanı, şekli, faillerin Türk olmamasına rağmen Türklerin suçlanması ve olaydan sonra elde edilen deliller konusunda ikna olmadıklarını ifade ediyorlar.

Sıkça sorulan sorular ise şunlar:

"-O dönemde sadece askerlerin kullanabildiği askeri silahları, ekonomik zorluk içindeki iki Afgan nasıl ve nereden temin etti ve eğer satın aldılar ise bu silahları kim sattı?

-Saldırı olana kadar belediye ile sürtüşmeleri dışında herhangi bir olaya karışmayan iki Afgan'ın neden silahlanıp yıllarca birlikte yaşadıkları sivil halka saldırdıkları?

-Olay yerine dondurma arabası ile geldiği iddia edilen Afganların neden saldırıya uğrayanlar tarafından görülmediği ve olaydan sonra ifadelerin yer almadığı?

-Saldırıdan sonra kaçtıkları iddia edilen iki Afgan'ın, beyaz kayalarda saklanılabilecek bir yer olmamasına rağmen yaklaşık 3 kilometre kaçarak neden buraya saklandıkları?

-Beyaz kayalıklarda yaşanan çatışmada sınırlı sayıda mermisi olduğu fotoğraflarda da görülen saldırganların neden canlı olarak ele geçirilemediği?

-Saldırgan olduğu iddia edilen kişiler tarafından yazılan mektupların neden üzerlerinde değil de 3 gün sonra kayalıktaki bir taşın altından çıktığı ve mektupta bahsedilen Sultan mührünün mektubun üzerinde bulunmadığı?

-Mektubu yazan kişilerin kimseye herhangi bir kinimiz yok demelerine rağmen neden masum sivilleri hedef aldığı?"

Kimliğini açıklamak istemeyen bazı Avustralyalı yetkililer de olayın günümüze dek ulaşan bilgiler dışında boyutlarının olduğuna inandıklarını belirttiler.

Piknik treni saldırısının gerçekleştirildiği bölgede New South Wales eyaletinden getirilen temsili bir vagon bulunuyor. Piknik treninin geçtiği güzergah ise yaşanan olaydan yıllar sonra değiştirildi. Saldırıya uğrayan ve resimlerde üzerinde kurşun delikleri görünen tren vagonunun nerede olduğu bilinmiyor ancak benzer vagonlar ve lokomotif hala tren müzesinde bulunuyor.

***

Son Not: Dün bilgimiz ya çok kirli ya çok yetersiz be dostlar. Dil bilgimiz ve din bilgimiz gibi.

Siz Yine de Marvel filmini izleyeceğinize, yani Roma Dondurması yerine Türk İşi Dondurmayı tercih ediniz. 
Fehmi DEMİRBAĞ

 

DİĞER YAZILARI ÇÖKÜŞ 01-01-1970 03:00 Neler Oldu Neler, Bir Bilseniz! 01-01-1970 03:00 Washington Portakal...Orda Kal! 01-01-1970 03:00 Ormanda Salgın Hastalık Var 5 01-01-1970 03:00 ORMANDA SAĞLIKLI BESLENME -4- 01-01-1970 03:00 Ormanda Eğitim -3- 01-01-1970 03:00 Orman Düzeni -2- 01-01-1970 03:00 Orman 5’ten Büyüktür! 01-01-1970 03:00 O Rab Ki Kalemle Yazmayı Öğretti! 01-01-1970 03:00 Medeniyetsiz Miyiz? 01-01-1970 03:00 Yok Deve! 01-01-1970 03:00 Çocuk Edebiyatının Önemi (1) 01-01-1970 03:00 Tarihin En Büyük Terörizm Hareketi Bütün İnsanlık Tehdit Altında 01-01-1970 03:00 Noel yaklaşırken! 01-01-1970 03:00 En çok akıl nimetini israf ediyoruz! 01-01-1970 03:00 İşi sulandırmayalım lütfen! 01-01-1970 03:00 Bir medeniyetin olmazsa olmazları! 01-01-1970 03:00 Gençlerin dilini okuyabiliyor muyuz! 01-01-1970 03:00 Milli öğütüm iş başında! 01-01-1970 03:00 Endülüs'ü hatırlamak! 01-01-1970 03:00 Korku Masallarındaki Yamyamlar 01-01-1970 03:00 Madem kapanası okullar açıldı; Acilen milli çizgi film, milli edebiyat, milli oyuncak! 01-01-1970 03:00 Emperyalizmin ve cehaletin kıskacındaki milli eğitimimiz! 01-01-1970 03:00 Dikkat Dikkat! 01-01-1970 03:00 Geleceğe Mektup 01-01-1970 03:00 Tudors! 01-01-1970 03:00 Gerçekten Ay’a gidildi mi? 01-01-1970 03:00 Hayat iman ve cihad'dır! 01-01-1970 03:00 Eğitsel Araç Olarak Çizgi Romanın Önemi 01-01-1970 03:00 Sanatçılarınız kadar varsınız! 01-01-1970 03:00 Korku Masalları (2) 01-01-1970 03:00 Korku Masalları (1) 01-01-1970 03:00 Emperyalist Kelebekler (11) 01-01-1970 03:00 Üleştirelim ki eleştirilmeyelim! 01-01-1970 03:00 Emperyalist Kelebekler (10) 01-01-1970 03:00 Emperyalist Kelebekler (9) 01-01-1970 03:00 Emperyalist Kelebekler (8) 01-01-1970 03:00 Biz yaptık biz! 01-01-1970 03:00 Emperyalist Kelebekler (7) 01-01-1970 03:00 Emperyalist Kelebekler (6) 01-01-1970 03:00 Emperyalist Kelebekler (5) 01-01-1970 03:00 Emperyalist Kelebekler (4) 01-01-1970 03:00 Emperyalist Kelebekler (3) 01-01-1970 03:00 Gençlerin Çığlıkları Çarpıyor Tarihin Dehlizlerinden Suratlarımıza 01-01-1970 03:00 Emperyalist Kelebekler (2) 01-01-1970 03:00 Emperyalist Kelebekler -1 01-01-1970 03:00 Her şer güzel olcek! 01-01-1970 03:00 Ramazan geldi hoş geldi! 01-01-1970 03:00 Taksim Putuna Tapınacakların İbadet Tarihi 1 Mayıs 01-01-1970 03:00 Çukurdayız; ipsiz sapsız adam çok! 01-01-1970 03:00 Olmak Ya Da Olmamak 01-01-1970 03:00 Hegemonlar diyor ki! 01-01-1970 03:00 Organize İşler Bunlar 01-01-1970 03:00 Başörtüsü farz mı olmalı, tarz mı? 01-01-1970 03:00 Zor zamanlarda konuşmak bir sanattır! 01-01-1970 03:00 Millî Görüş 50 yaşında! 01-01-1970 03:00 Yakın Tarihi Anlamak İçin Bazı İsimleri Araştırınız 01-01-1970 03:00 Zenci Musa! 01-01-1970 03:00 Siz dâvâ nedir bilir misiniz? 01-01-1970 03:00 Şeytan İmparatorluğu 01-01-1970 03:00 ​İnsanlık tehdit altında! 01-01-1970 03:00 Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur 01-01-1970 03:00 Nasıl Bir Medeniyete Aitiz? (2) 01-01-1970 03:00 Nasıl bir medeniyete aitiz? -1 01-01-1970 03:00 Dâvâm! 01-01-1970 03:00 Düşmanlarımızı iyi tanıyalım! 01-01-1970 03:00 Kültür Kuvvetleri Komutanlığı 01-01-1970 03:00 Cinsiyetçilik terörü! 01-01-1970 03:00 Uyumaya devam edecek misiniz? 01-01-1970 03:00 Noel Baba'yla Görüştüm 01-01-1970 03:00 Torunlarımıza da acımıyoruz! 01-01-1970 03:00 İnsanın Yaratılışı 01-01-1970 03:00 Noel Baba'ya Mevlid mi okutsak ne? 01-01-1970 03:00 Amerikan Vahşilerinin Gerçek Hikayesi 01-01-1970 03:00 Bozuk düzen! 01-01-1970 03:00 Sarıkamış! 01-01-1970 03:00 Yılın "haklılık ödülü" nü reis’in elinden aldık! 01-01-1970 03:00 Kasabanın şerifi acun efendinin psikopat master şefi mr. Papağan 01-01-1970 03:00 Son dakika! 01-01-1970 03:00 Noel’de... Ne elde var ne ayakta! Ayakta uyutuluyoruz! 01-01-1970 03:00 Cesaretiniz var mı gerçeklerle yüzleşmeye! 01-01-1970 03:00 Tırımtırak! 01-01-1970 03:00 Mavi dünyam benim, ömre bedeldir! 01-01-1970 03:00 Sinek Küçüktür Ama Mide Bulandırır 01-01-1970 03:00 İşi sulandırmayalım lütfen! 01-01-1970 03:00 Hızlı yaşa genç öl, cesedin yakışıklı olsun! 01-01-1970 03:00 Şükretmeyi bilmiyoruz! 01-01-1970 03:00 Bir Medeniyetin Olmazsa Olmazları 01-01-1970 03:00 Yıllardır tek başımıza yaptığımız mücadeleye destek göremeyen bizi son kertede haklı çıkarttı, devlet başkanımız... 01-01-1970 03:00 Eleştirelliştirdiklerimizden misiniz? 01-01-1970 03:00 Neden bu haldeyiz? 01-01-1970 03:00 Hakkının hakkı! 01-01-1970 03:00 Kişisel anayasam! 01-01-1970 03:00 Mütereddid kalmış eski bir mücahidin müteahhit oluncaya kadar ki müteaddit hikayesinden bir bölüm! 01-01-1970 03:00 Dile Düştük 01-01-1970 03:00 Memleket tımarhane! 01-01-1970 03:00 Eğitim Meselesi Hep Mesele 01-01-1970 03:00 Türk siyaseti nasıl işliyor? 01-01-1970 03:00 Big Brother Bizi Gözetliyor 01-01-1970 03:00 Gençlerin dilini okuyabiliyor muyuz? 01-01-1970 03:00 Atatürk'ü Anlamak 01-01-1970 03:00 Deistlere kızmayın, kendinize kızın! 01-01-1970 03:00 Sorgulayana Dünya Güzel 01-01-1970 03:00 Yalan Söylediğimizin Bile Farkında Değiliz 01-01-1970 03:00 32 Mart Kapıda! 01-01-1970 03:00 Ne hapy türküm diyene, ayol! 01-01-1970 03:00 Kırılır Bir Gün Dönen Bütün Dişliler 01-01-1970 03:00 Ne mi yapmalıyız! 01-01-1970 03:00 Makus talih nasıl değiştirilir? 01-01-1970 03:00 Devlet, sen affetsen de Ben affetmiyorum! 01-01-1970 03:00 Çocuk nasıl yetiştirilir! 01-01-1970 03:00 Batının .oktan Tarihi 01-01-1970 03:00 Aile yapımız dağılırsa Bizi hiçbir şey toparlayamaz! 01-01-1970 03:00 Kapatın Okulları Da Dünyaya Huzur Gelsin! 01-01-1970 03:00 Aile Yapımız Dağılırsa Bizi Hiç Birşey Toparlayamaz! 01-01-1970 03:00 Ali dopu dep! 01-01-1970 03:00 Okullar Açılırken… 01-01-1970 03:00 Özetle Ahvalimiz 01-01-1970 03:00 Ölümsüzlük Yolunda (1) 01-01-1970 03:00 12 Eylül' De 15 Yaşında Bir Çocuktum 01-01-1970 03:00 Anlamıyorum - Anlayamıyorum 01-01-1970 03:00 İyi İnsan Olmanın Kodları 01-01-1970 03:00 17 Ağustos Depremi 01-01-1970 03:00 Neden herotürk! 01-01-1970 03:00 Kabile Devleti 01-01-1970 03:00 ​Gökten yağan yağmur değil! 01-01-1970 03:00 Korku Yazarı Bay X’le Görüştüm 01-01-1970 03:00 Eşeklik biz de kalsın! 01-01-1970 03:00 Bugün 15 Temmuz 01-01-1970 03:00 Bu hikayeyi çocuklarınızla da paylaşın! 01-01-1970 03:00 Uzayda hayat var! 01-01-1970 03:00 Mankurtlaştırmanın Amentüsü 01-01-1970 03:00 Seçimi, Matematiği Seven Millet Kazandı 01-01-1970 03:00 Vatandaştan Vatandaşa Bildiri 01-01-1970 03:00 Allah'tan başka ilah yok! 01-01-1970 03:00 İnsanlık Adına Yeni Genelge Yayınlandı 01-01-1970 03:00 Fenerbahçe cumhuriyeti'nde "tevhidî mukaddesatçılık" ve reisi anlamak! 01-01-1970 03:00 Tanımanızı istediğim biri var! 01-01-1970 03:00 Ne mutlu mutluyum diyene! 01-01-1970 03:00 Rüyet- i Hilal’den rüyet- i Nihat' a... 01-01-1970 03:00 Kudüs hak edenlerindir! 01-01-1970 03:00 Cezaevleri özelleştirilmeli mi? 01-01-1970 03:00 Tokat Valisi Recep Yazıcıoğlu’ndan Tokatlı vali Kemal Yurtnaç'a... 01-01-1970 03:00 Sakin Olun, Sinirlerinize Hakim Olun! 01-01-1970 03:00 ​Birbirimizi Düşman Görmek Ancak Düşmanlarımızı Sevindirir 01-01-1970 03:00 Taksim Putuna Tapınacakların İbadet Tarihi 1 Mayıs 01-01-1970 03:00 Ülen Eşşek Sıpaları 01-01-1970 03:00 Devresi yananlar servise lütfen! 01-01-1970 03:00 Tuhaf ama Türkiye... 01-01-1970 03:00 Türkiye'de çocuk olmak! 01-01-1970 03:00 Umre'ye Beleş Bir Yolculuk Yapmak İster Misiniz? 01-01-1970 03:00 Harflerden uygun olanları bir araya getirin başlığı siz yazın 01-01-1970 03:00 Washington portakal.. . orda kal! 01-01-1970 03:00 Carolin Artık Seni Sevmiyorum 01-01-1970 03:00 Maklubenin Ölümcül Sırrı 01-01-1970 03:00 Ali babanın bir çiftliği var! 01-01-1970 03:00 Fehminizm' de Dinde Güncelleme Konusu 01-01-1970 03:00 Ortadoğu’yu Anlamak 01-01-1970 03:00 Kültür kuvvetleri komutanlığından kamuoyuna önemle duyurulur! 01-01-1970 03:00 Izdırabı gül suyuna bastılar! 01-01-1970 03:00 Deistlik tehlikesine karşı ne yapıyoruz? 01-01-1970 03:00 Bipneliğin lüzumu yok! 01-01-1970 03:00 Numan Kurtulmuş Bey'le Görüştüm 01-01-1970 03:00 Doğumumdan önce: 01-01-1970 03:00 Genelkurmay başkanımızla görüştüm! 01-01-1970 03:00 Acun Ilıcalı Gerçeği 01-01-1970 03:00 O Rab ki kalemle yazmayı öğretti! 01-01-1970 03:00 Bir cahillik ettim! 01-01-1970 03:00 Aman ne İslamcıyız amma... 01-01-1970 03:00 Şeytan İmparatorluğu 01-01-1970 03:00 Teşekkürler reis! 01-01-1970 03:00 Bas git lan! 01-01-1970 03:00 Kaybedecek vakit yok! 01-01-1970 03:00 Midesi el verecek, yüreği yetecekler okusun bu yazımı! 01-01-1970 03:00 Arvalap adası yolcusu kalmasın! 01-01-1970 03:00 Uyuşturucu Konusuna Gireceğim Ortak Arıyorum 01-01-1970 03:00 Ucuz zeytin yemeyin. İçinde hilesi vardır 01-01-1970 03:00 Berkecan Yehova’nın şahitlerinden olmuş. Bizim Memed olmaz deme! 01-01-1970 03:00 Sirkeci garında neler oluyor! 01-01-1970 03:00 Karolin seni de seviyorum! 01-01-1970 03:00 Kanal İstanbul mu, kanalizasyon mu? 01-01-1970 03:00 Biz destan yazıyoruz, okur musun kardeşim? 01-01-1970 03:00 Bir masal anlat bana baba, içinde nikah olmasın! 01-01-1970 03:00 Yıl 2071 01-01-1970 03:00 Wıshhh! Duydun mu gı; Gastamonu Türk Dünyası Kültür Başkenti Olmuş! 01-01-1970 03:00 Bir sorum var arkadaşlar! 01-01-1970 03:00 Aklını kiraya vermeyen, kardeşlerim! Birileri de hayatlarımızla ve hayallerimizle kumar oynamasın artık! 01-01-1970 03:00 Amerika’da Müslüman bir lider dua bekliyor! 01-01-1970 03:00 Mezarlıklar müdürlüğünde tanıdığı olan var mı? 01-01-1970 03:00 Dökülecek gözyaşımız kaldı mı? 01-01-1970 03:00 Reisle görüştüm! 01-01-1970 03:00 İnsanlığın alemi yok! 01-01-1970 03:00 Eğitebildiklerimizden misiniz? 01-01-1970 03:00 Siz hiç at sidiği içtiniz mi? 01-01-1970 03:00 Tam bağımsız ve Müslüman Türkiye! 01-01-1970 03:00 Son Eşeğin Ölümü 01-01-1970 03:00 Herotürk Süperman'a Karşı 01-01-1970 03:00 Kültür kuvvetleri komutanlığına atandım! 01-01-1970 03:00 Mr. Nosam ve Bay Trump Kudüs’te cenaze namazındalar... 01-01-1970 03:00 Ne biliyoruz ki? 01-01-1970 03:00 Rüyama kurşun girdi, annneee! 01-01-1970 03:00 Kudüs ve tüm kutsallarımız işgal altında! 01-01-1970 03:00 Bu mesaj kendisini arayanlara ithaf edilmiştir! 01-01-1970 03:00 Noel Yaklaşırken 01-01-1970 03:00 Amerika'dan mektup var! 01-01-1970 03:00 Reis, niçin rezevr para altın olsun dedi? 01-01-1970 03:00 Çığlıklara kulak veren yok! 01-01-1970 03:00 Yeniden Samsuna Ayak Basalım, Milli Mücadele Başlatalım 01-01-1970 03:00 Bak gardaş! Bak bacım! 01-01-1970 03:00 Müslüman kafaları batı şekillendiriyor... 01-01-1970 03:00 Öğretmenler günü kurtlu olmasın! 01-01-1970 03:00 Siz hiç bebek öldürdünüz mü? 01-01-1970 03:00 Ayla Seni Seviyorum 01-01-1970 03:00 Beyaz zenciler modern köleler! 01-01-1970 03:00 Fetullahın Rüyaları 01-01-1970 03:00 Naim Süleymanoğlu öldü de Sanki Biz Ölmeyeceğiz! 01-01-1970 03:00