Bir STK kap kendine. Ya da belediyelerde bir makam. Devlette imtiyazlı bir mevki ya da.
Sonra başla çalışmaya...
Kapalı salonlarda bizzat davet ettiğin, seni alkışlayacak küçük kalabalıklara kocaman laflar et!
Din anlat, adaletten bahset, hürriyetin öneminden. Bir de eğitimle, bilimden!
Alkışlan!
Plaket al-plaket ver!
Yalaka fotoğraf kareleri oluştur.
Sosyal medyada paylaş.
İkinci hatuna hava at.
Etkinlik yaptık de, bültene koy yalancı gülücükleri.
Dava adamlığı liginde kendine yer kap.
Bütçeyi bi yerlerden edin.
...
Ama sakın sokaklarla ilgilenme.
Milleti küçümse.
Bizi anlamıyorlar de.
İtiraz edenlere aman verme.
Telefonları devreye sok. Muhaliflik ediyorsa, ekmeğinden et, ocağını söndür.
Halen kıymeti bilinmeyenlerden addet kendini.
Dava adamlığı gibisi var mı canım?
Halbuki ne diyor reis:
“ak parti, kapısından; kibir, riya, fitne, fesat, hizipçilik, bencillik, haram ve yalanın giremeyeceği bir partidir. Bu böyle biline. Kim ki partimizi heva ve heveslerinin aracı haline getirirse açık konuşuyorum külahları değişiriz."
Katiller içimizde!
Suçluyu arıyorsanız olay yerine bakın.
Katiller hele mutlaka cinayet mahalline geri gelirler.
Suç adına ne varsa işlenirken, hepimiz orada değil miyiz/değil miydik?
En azından susmadık mı, görmezden gelmedik mi?
Şimdi bu şikayetler neden?
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın demedik mi? Gemisini kurtaran hani kaptandı?
Şimdi mahalleyi yılanlar sarmış, ortalık feryat figan!
Toplum olarak bilumum suç ve suçlulara yardım ve yataklık yapmıyor muyuz?
Ne yani işlenen şunca suçu uzaylılar işlemiyor ki?
Başkaları diye işin içinden nasıl çıkarız?
Bu kafayla, bu gidişle bu günler iyi günler!
Toplum olarak çürüyoruz.
Şikayetlenmeyi bırakıp çözüme odaklanmamız gerekmiyor mu?
İşte Tunceli de soğuktan donarak ölen/şehid olan yavrularımız.
Ağıtlar yakalım elbet yüreğimizin donu-buzu çözülsün diye.
İyi de nasıl bir ihmal bizi 14'ün Sarıkamış’ına geri götürür ki?
Bu milletin yeni bir Çanakkale’ye ne takati var ne de Çanakkale destanını yeniden yazacak imanlı adamları.
Yeni cephenin AVM'ler olduğunu anlamayacak kadar da cahil ve bencil kaldık.
Okullarında yurdumun imansız yetişiyor nesillerimiz, ahlaksız da!
Televizyonlarından lağım akıyor...
Kürsüler, sahneler yalan söyleyen çokça adamla dolu.
Hocalar pastörlük aşamasında.
Pek az direneni kaldı dava'nın.
Azıcık ta sabra katık kıldığımız umudumuz.
Ey yüreğinde bir nebze de olsa iman kırıntısı kalmış kardeşlerim!
Toparlanın, birlik olun!
Üç kuruşa tamah etmeyin. Geçici makamlara harcatmayın kendinizi.
Bu dava hor, bu dava büyük!
Biliyorum; divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Durmak yok, cihada devam!
Fehmi Demirbağ