Düştüğü Yerden Kalkacak Ümmet

Ravza ZEYBEK

03-04-2024 12:59

En güzel sözlerin sahibinin adıyla… Allah’ın adıyla…

İnsan yaşamayı, tecrübelerinin ilmek ilmek örüldüğü, zamana attığı imzalarından başka bir şey değilmiş. İnsan nerden, nasıl kırılırsa, üzülür ya da mahzun olursa Allah onu  yine oralardan sevinir  ve oradan ayağa kaldırırmış.

Tarih tekerrür eder derler, derler de insan unutan, gaflet eden varlıktır.  Bu tecrübelerden istifade etmez de aynı hatayı yine yapar. İslam tarihinde önemli  ve acı bir yeri olan bir savaştır  Uhut savaşı…Yetmiş sahabenin şehit düştüğü yer.  Şehit olanların arasında Hz. Hamza (r.a) var ki acısı Allah Rasulünün yüreğini  en çok mahzun ettiğinden midir, bilinmez şehadeti bir ayrı acıtır yüreğimizi.

Uhut savaşının nedenleri,  seyri ve sonuçları üzerinde ne kadar çok konuşsak yazsak azdır. Uhut savaşında Allah Rasulünün  bir peygamber olduğu halde Müslümanlarla yaptığı istişareye uymuş,  Ayneyn tepesine yerleştirdiği askerlerin ‘Kesinlikle bulundukları yeri terk etmemeleri’ gerektiğini söylemesine rağmen savaşın kazanıldığı zannı ile, elde edilen ganimetlerden pay almak için bulundukları yeri terk ettiklerinde düşman askerlerinin tekrar saldırması sonucu Yetmiş sahabe şehit olmuş ve hatta Hz. Peygamber Efendimiz bu savaşta yaralanmıştır.

Biz yenilmenin, yenilgiye düşmenin ve yeniden ayağa kalkmanın ahlakını da Uhut’la öğrendik. Sonra ilahi bir ikaz ile başımıza gelenlerin kendi ellerimizle geldiğinin farkına vardık. Eğer bize verilen emri ve cihadın gayesini unutursak nasıl bir sonuç yaşayacağımızı görmüş olduk. Yaşayanlar örnek insanlar sahabe-i kiram ki (r.a) gelecek tüm Müslüman âlemine örnektir. Arkamızı dönüp baksak Uhut’ta yerini terk edenlerle göz göze gelebiliriz. Bir Medeniyet inşa etmek ve bu inşayı yıkmaya çalışan düşman da hemen arkamızdan ilerlemekte ve bizi gafil avlamak için fırsat kolladığının   farkına dahi varamayacağız.

Biz bu inşayı Endülüs’te gördük…

Bir medeniyet nasıl kurulur, zamana nasıl meydan okur, insanlık ilimle nasıl ihya olur  ve…Ve nasıl dünyaya dalmaya ve arkalarından gelen düşmanı fark edememek nasıl olurmuş, bir yürek sızısı olarak Endülüs’te yaşamış.

Endülüs ile tanışmam bir kitap ile olmuştu. Okuyan birçok kişinin yüreğine dokunan ‘Gariplerin Kitabı’ ile tanımıştım ben Endülüs’ü… Ders kitaplarında anlatılanların yaşanılan zulümlerin ve bir medeniyetin yok oluşunu az anlattıklarını Endülüs ve tarihini okuyunca gözyaşlarınızı tutamadan okursunuz.  Kutsal mekânların dışında iki yer var ki kaybedilen sevgilinin yolunu gözler gibi özlediğim, yokluğu ile yandığım yerlerden biridir Endülüs… Endülüs bir hüzündür küllerinden yeniden dirilmedir, kendisine yapılanı gelecek tüm insanlığa çığlık olup duyurmadır…

Gırnata’nın sokaklarında  dinleyenlere halâ ses verdiğini duyarsınız.El-Hamra ki, duvarlarında yazılı olan ‘Galip olan Allah’tır’ yazısı tüm gerçeği ve hakikati tüm insanlığa bağırır. Yok edilemeyecek tek hakikati, celladına ve tüm insanlara haykırır Endülüs...

Eğer biz,  dünya menfaatlerini geçici dünya için değişir isek var olma gayemizin dışında yaşamaya başlarsak,  Allah için kurulan medeniyetin  bin bir emeklerin yok oluşunu izlemek kaçınılmaz olur. Zaman değişse de insan aynı insanve o insan çok çabuk unutuyor ve tarih yeniden tekerrür ediyor.

Endülüs çok iyi okunmalı. İyi anlaşılmalı…

Uhut’ta şehit edilen Müslümanların mübarek cesetlerine yapılan zulümler ile Endülüs’te Müslümanlara yapılanlar arasında pek bir fark yok…Filistin’de,  Gazze’de Afganistan’da, Bosna’da ve tüm İslâm beldelerinde olan zulüm aynı…Acı aynı…

Günümüzde zulümler, savaşlar el değiştirmiş ama isimler değişmemiştir, değişmeyecektir. Arkamızda bizim bir an bir gaflet ile hareket etmemizi bekleyen düşman  var. Emri veren Allah  ve Allah Rasulünün sözünü dinlemez isek sonuç değişmeyecek. Kendi ellerimizle yaptıklarımızın başımıza gelmesi gecikmeyecektir.

Hatamızdan tövbe ile dönüp Allah’a yöneldiğimiz takdirde, Allah kırıldığımız yerden sevindirecek… Uhut gibi… Endülüs gibi… Ümmete en iyi derstir aynı zamanda…Dirilişe vesiledir Endülüs…Yüreğimiz acıyorsa yeniden sarılacak yaralar daha iyi bakacağız önümüze…Sezai Karakoç’un dediği gibi:

…‘Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır’

‘Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır’

DİĞER YAZILARI Amerikan Rüyası Bitti 01-01-1970 03:00 Özlenen Ramazan 01-01-1970 03:00 Bir Ayet- Bir Kadın- Bir Dizi 01-01-1970 03:00 Gazze Bize Ne Söyler 2 01-01-1970 03:00 Gazze Bize Ne Söyler (1) 01-01-1970 03:00 Köksüzlük Öksüzlük Mü! 01-01-1970 03:00 Cihad Zulme Karşın Hayat İçindir 01-01-1970 03:00 Câlût’la Savaşa Giderken Hepimiz İmtihan Nehrinden İçmişiz 01-01-1970 03:00 Gönlümün Gördüğü Şehir Semerkand 01-01-1970 03:00 Anadolu İnsanının Feraseti 01-01-1970 03:00 Zor Zamanlar Allah’la Kolay Olur 01-01-1970 03:00 Zararın Neresinden Dönersek 01-01-1970 03:00 Yaklaşan tehlikenin farkına var! 01-01-1970 03:00 Ne Oldu Bu Adamlara? 01-01-1970 03:00 Ne oldu bize? 01-01-1970 03:00 Mübarek Ola 01-01-1970 03:00 Bulanlar Arayanlardir 01-01-1970 03:00 Diriliş Zamanı 01-01-1970 03:00 Ben Şehit Olmak İstiyorum! 01-01-1970 03:00 Reddediyorum! 01-01-1970 03:00 Yine mi 28 şubat! 01-01-1970 03:00 Kimin modası! 01-01-1970 03:00 Bizim Çocukları Ateşe Atan Kim? 01-01-1970 03:00 Ölüm var! 01-01-1970 03:00 Hiç Şaşırmıyorum 01-01-1970 03:00 Ümitlerimiz Ölmeden Bu İşe Bir El Atın… 01-01-1970 03:00 Selamünaleyküm 01-01-1970 03:00 ATEŞ ve SU 01-01-1970 03:00 Buda Geçer Ya Hû 01-01-1970 03:00 Bir Milletin Tekrar Destan Yazması Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla… 01-01-1970 03:00 Kapımıza Dayanan Tehlike! 01-01-1970 03:00 Mazlumlar seni bekliyor! 01-01-1970 03:00 Modern Dünyanın Mağaraları 01-01-1970 03:00 Söz Allah’ın sözü 01-01-1970 03:00 Söz Allah’ın sözü 01-01-1970 03:00 Bu İşin Vebali Çok 01-01-1970 03:00 Mesele Kadın mı! 01-01-1970 03:00 Resmin Bütününe Bakalım 01-01-1970 03:00 Allah Var Gam Yok! 01-01-1970 03:00 Uygulamalara Kurban Oluyoruz 01-01-1970 03:00 Bizim Çocukları Ateşe Atan Kim? 01-01-1970 03:00 Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla… 01-01-1970 03:00 Firavun Hala Katlediyor Ya Musa Nerde! 01-01-1970 03:00 Özgürlük Ne İçin? 01-01-1970 03:00 Her Acı Büyütür Bizi… 01-01-1970 03:00 Küfür Tek Millettir 01-01-1970 03:00 Ağzımızın Tadı Yok Artık 01-01-1970 03:00 Allah İle Barış 01-01-1970 03:00 Anadolu’nun Özü Tasavvuftur 01-01-1970 03:00 Sibel Eraslan İçin… 01-01-1970 03:00 Dünyayı Terk Edenler Bize Ne Anlatır 01-01-1970 03:00 Âşurâ Bize Ne Söyler 01-01-1970 03:00 Mazlumun Ümidi Olmuşuz 01-01-1970 03:00 Gençlerimizi Harcamalarına İzin Verme! 01-01-1970 03:00 ‘Mü'minler Ancak Kardeştirler.’ 01-01-1970 03:00 Sevgi Kurban Olur Mu? 01-01-1970 03:00 Ölerek Dirilen Millet 01-01-1970 03:00 İstanbul Sözleşmesi Huzur Vermedi! 01-01-1970 03:00 Irkçıyım…Irkçısın…Irkçıyız… 01-01-1970 03:00 Ramazanı Özümüze Alalım 01-01-1970 03:00 Hayaller gerçek oluyor! 01-01-1970 03:00 Bir Ramen’den Öğrendiğim 01-01-1970 03:00 Tevükkül İmtihanı 01-01-1970 03:00 Mağalarımıza Dönüyoruz 01-01-1970 03:00 Bu yol nereye gider! 01-01-1970 03:00 Vardır Bir Hayır! 01-01-1970 03:00 8 Mart Ne Ki! 01-01-1970 03:00 Nişanın Tek Adı Kaldı 01-01-1970 03:00 Kıyamet Kopacak! 01-01-1970 03:00 Öz Bilinmezse Özellikler Çıkmaz Meydana 01-01-1970 03:00 Sahipsiz kalan çocuklar! 01-01-1970 03:00 Her şey hakikâti görmekle başlar! 01-01-1970 03:00 Yarın çok geç olabilir! 01-01-1970 03:00 En Büyük Örneğimiz 01-01-1970 03:00 Her çocuk özeldir! 01-01-1970 03:00 Uyuyan dev uyandı artık! 01-01-1970 03:00 Ömür Vakfiyesi 01-01-1970 03:00 Yaklaşan tehlikenin farkına var! 01-01-1970 03:00 Özür dileriz çocuklar! 01-01-1970 03:00 Dost kim? Düşman kim? 01-01-1970 03:00 Keşkesiz Aşklar 01-01-1970 03:00 Cibril Hadisi Üzerine 01-01-1970 03:00 Bulanlar arayanlardır! 01-01-1970 03:00 Bir Milletin Tekrar Destan Yazması 01-01-1970 03:00 Allah’ın boyası ile boyanmak gerek! 01-01-1970 03:00 Nereye bu gidiş nereye kadar? 01-01-1970 03:00 Kutlu bir şehit övülmüş bir şehadet! 01-01-1970 03:00 Sana Yazdım. 01-01-1970 03:00 Düştüğü yerden kalkacak ümmet! 01-01-1970 03:00 Nuh’un Gemisi 01-01-1970 03:00