İlla edep!

Asiye Tanrıöver TÜRKAN

24-06-2022 10:41

Sözü olana vereceği kulağı, kulağı olana vereceği sözü olan hayatı anlamlı kılma gayreti içinde olandır. Her söz içinde güzellikleri bulundurmayabilir. Lakin çoğunlukla ağızdan çıkan sözcükler bir bilgiye, bir tecrübeye, yaşanmışlığa binaen söylenmiştir. 

Şu bir gerçektir ki; edep illa ki edepli olanlardan öğrenilmez. “Edebi edepsizlerden öğrendim” diyen üstat Necip Fazıl, edebin her hâlükârda öğrenilmesi gereken en önemli hayat bilgisi olduğunu anlatmıştır.   

“İlla edep” tabiri söz dinlemenin insana verilen bir özellik olduğudur. Söz dinleme erdemliliğini yakalayan sözün en güzeline uyar. Söz söylemek isteyenleri kırmaz. Telafisi zor olan hatalar yapmaz, kazananlardan olur.  

İnsanın kendini güçlü bildiği, kimsenin bilgisine ihtiyacı olmadığını düşündüğü anlar en çok gönül incittiği, hata yaptığı anlardır. Her zorluğu yalnız başarabileceği düşüncesi, söylenen sözlere değer verilmediğinin ifadesidir. 

Sözün en güzeline uymak her yiğidin harcı değildir. İnsanın önünde güzele uymamak için o kadar çok mazeretleri vardır ki, buna kendilerini de inandırmışlardır. Güzel-çirkin, iyi-kötü, bilgili-bilgisiz vs. gece ve gündüz gibi bellidir.  

Bilenle bilmeyenin bir olmadığı gibi, dinleyenle dinlemeyen de bir değildir. Nasihat dinlemenin ve bu nasihate uymanın yaşı yoktur. Her bilenin üstünde bir bilen vardır. Bu bilgi ve yaşanmışlıkları değerlendirmek de insanın gözünü açar, ayağını yere tam bastırır. 

Aslında herkes, bilginin ve bu bilgi ile hareket etmenin insanı sıkıntılara sokmayacağını, imtihanını kolay kılacağını bilir. Lakin engel olan toplumun insana yüklediği ön bilgiler, zaaflar ya da söz söyleyenin bilgisine güvenmemesi vardır. Lakin unutulmamalıdır ki; insanın imtihanı hep de bu zaafları ile olmaktadır.  

Zaaflarını bilen ve kişiliğini kaybetmemiş olanlar, imtihanından “gemisini kurtaran kaptan” edasıyla başarı ile çıkarlar. Kişiliğini kaybetmiş, öz güveni olmayan, bağımlı olan ve söz dinlemeyen yürekler büyük acılar çekmeye mahkumdur. 

Sözüm o ki; sözün en güzeli dinlenilsin ve uyulsun. Aksi takdirde büyüklerin tabiri ile; burun, pisliğin içinden çıkmayacaktır. “Kendi düşen ağlamaz” tabiri de eskilerde kalmıştır. Zira ağlayan hem düşen, hem de etrafında kendisini canı gibi sevdikleridir.  

İş işten geçmeden öncelikle sözün  en güzeline uyup hayatımızı yaşanılır kılmak gerek. Hak Teala güzel söze uyulmasının insanın hayatını kolaylaştıracağını, doğru yola ileteceğini müjdelemiştir. İlgili ayet şu şekildedir:  

“Sözü dinleyip en güzeline uyanları, Allah’ın doğru yola ileteceği müjdesini ver. Onlar, sağlam duruşlu olanlardır.”(Zümer 39/18)

Sağlam duruşlu olmak, elbette bir bilgi ve tecrübe ürünüdür. Bilgi ve tecrübe de bir emek işidir. Emek olmadan yemek olmadığı her aklı başında olanın malumudur. Emek vermek, öncelikle sözü olana kulak vermekle ve hayatına bir hedef koymakla olacaktır.

Hedefli olanlar hedefi doğrultusunda gayreti olanlardır. Doğru bilgi ile hedefe giden yollar aşılmalıdır. Hedefini başarmış insanların açtıkları yollarda yürümek, yaptıkları hataları görmek, söz dinlemek hedefe insanı daha çok yaklaştıracaktır.

Yılmadan, bıkmadan, usanmadan, her başarısızlıkta tekrar deneyerek, düştüğünde tekrar kalkıp kaldığı yerden yürüyerek hedefe ulaşılır. Karanlığın en fazla olduğu zaman, güneşin doğmasına en yakın olduğu zamandır.

Asıl mesele şudur ki; söz dinleyip uyanlar büyük hatalar yapmayacak, yaptıkları hatalardan da hemen dönmenin erdem olduğunu fark edeceklerdir. Zira yapılan hatalar öylesine büyük yaralar açmakta, kalpler öylesine kırılmaktadır ki tamiri yıllar almaktadır.

Selam olsun; sözün en güzelini dinleyip uyanlara, yaşanmış hayat tecrübelerine güvenenlere, kendilerine söz söyleyenlere kulak verenlere, kalpler kırmadan hal ve hareketlerine dikkat edenlere, yaptıkları yanlışlıkları fark edip kendisini düzeltenlere… Zira sağlam duruş budur.

DİĞER YAZILARI Gönüllerimize inşirah ver! 01-01-1970 03:00 Suyumuzu bozarsak duru bakışımız olmaz! 01-01-1970 03:00 Zulümden yorgun düşen bizler! 01-01-1970 03:00 Göz aydınlığı eşler ve evlatlar! 01-01-1970 03:00 Dualarımız Neden Kabul Olmuyor! 01-01-1970 03:00 Algılarımızla mı oynanıyor! 01-01-1970 03:00 Oyun başladı! Rolüne hazır mısın? 01-01-1970 03:00 Sadece Saniyelerle 01-01-1970 03:00 Başarı; altın kafeste sunulan kadeh misalidir! 01-01-1970 03:00 BİR DAKİKA! 01-01-1970 03:00 Kıyamda Olmayan Kayyum Olamaz! 01-01-1970 03:00 Dayanın Uygurlu Kardeşlerim! 01-01-1970 03:00 The secret, sırra vakıf olmak! 01-01-1970 03:00 Kuyuya atılan taşlar! 01-01-1970 03:00 Amaç, araç ve semboller! 01-01-1970 03:00 Hak, gerçek nedir? 01-01-1970 03:00 UYANMAK! 01-01-1970 03:00 Amaç, araç ve semboller! 01-01-1970 03:00 Vicdanın Sesi Kesilmezse Aklın Sesi Duyulur! 01-01-1970 03:00 Canım Babama Atfen 01-01-1970 03:00 Bizi af edin gençler..! 01-01-1970 03:00 Sabreden Nezaketle Taçlanır 01-01-1970 03:00 Dinsiz Bir Toplumda Hayal Ön Plandadır! 01-01-1970 03:00 Yaslandığın yer kadar güçlüsün! 01-01-1970 03:00 Gönlüm Uçmak İstiyor! 01-01-1970 03:00 Dünyanın bize ihtiyacı var! 01-01-1970 03:00 Ruh iklimimizi canlı tutalım! 01-01-1970 03:00 Rahmet, Mağfiret, Kurtuluş... 01-01-1970 03:00 Geldi rahmet ayı! 01-01-1970 03:00 Hâlâ vakti gelmedi mi? 01-01-1970 03:00 Bilim ilerledikçe din biter mi! 01-01-1970 03:00 Mavi Dünya Gemisi Batıyor! 01-01-1970 03:00 Zaman Ahir Zaman! 01-01-1970 03:00 Varlığını kabul etmeyen farkındalık oluşturamaz! 01-01-1970 03:00 Hayaller ve Rüyalar 01-01-1970 03:00 Güncelleme kime göre ve nasıl yapılmalı! 01-01-1970 03:00 Durum, yorum, sonuç! 01-01-1970 03:00 Psikoterapi Eğitimleri Ve Anlam Arayışı 01-01-1970 03:00 Yerdeki gölgeler! 01-01-1970 03:00 Selam Yerdeki Gölgelere Takılmayanların Üzerine Olsun 01-01-1970 03:00 Zaman her derdin devasıdır! 01-01-1970 03:00 İkinci ilişkiye yelken açan birinciyi gözden çıkarmıştır! 01-01-1970 03:00 Müslümanların ilki olmak! 01-01-1970 03:00 İyilikle Kötülük Bir Olur Mu! 01-01-1970 03:00 Başka bir aile mümkün mü! 01-01-1970 03:00 Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az! 01-01-1970 03:00 Güncelleme kime göre ve nasıl yapılmalı! 01-01-1970 03:00 Çocuklarımıza ölümü nasıl anlatalım! 01-01-1970 03:00 Rakip Mi Ekip Mi Olalım! 01-01-1970 03:00 Müslümancılık oyunu mu oyunuyoruz! 01-01-1970 03:00 İnsana iman, gence haya, aileye mutluluk yakışır! 01-01-1970 03:00 Nokta! 01-01-1970 03:00 Hâlâ vakti gelmedi mi! 01-01-1970 03:00 İlim mi bilim mi! 01-01-1970 03:00