Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
‘Ümit’ Kelimesi dilimize Fars dilinden geçmiş olup ‘Umut’ anlamına gelmektedir. ‘Umut’ demektir? Umut; ummaktan doğan duygu, bu duyguyu veren kimse veya şey. Olması beklenilen olacağı düşünülen şey, ümit .
İnsan için geleceğe umutla bakmaktan daha güzel ne olabilir değil mi? Bu umutla bakış ve daimi ümitli olmak da Rabbimizin bize verdiği ihsanlardan birisidir.
Bir yılı aşkındır küçük dünyamız öyle hızlı bir değişim geçirdi ki eski normal hayatımıza bazen dönemeyecekmişiz gibi bir hisse kapılmıyor değilim. Salgın hastalıktan ziyade televizyonlarda seyrettiğimiz olumsuz ve insanın insana yaptığı zulümler daha bir ağır geliyor. İnsandır ne yaşarsa yaşasın yaşadıklarına göre şekillenebiliyor ve Allah’ın yardımını talep edenler sabır denen bir gizli güçle güçleniyorlar âmenâ... Bunun içindir ki bu yazımız da Yüce Rabbimizin güzel sözleri aydınlatsın kalplerimizi çünkü buna çok ihtiyacımız var.
Rabbimiz Yüce Kitabında; ’Allah’ın izniyle belirlenmiş ecel dolmadan, bir nefsin ölmesi söz konusu olamaz. Kim dünya sevabını isterse, ona veririz. Kim ahiret sevabını isterse, ona da(istediğinden) veririz.Şükredenleri mükâfatlandıracağız.(Âli-İmran 145) buyuruyor. Allah’a olan tevekkülümüzün ve ona olan itimadımızı bir daha gözden geçirmeye sebep zamanları yaşarken gönlümüze inşirah olan bu ayetler içimize su serpiyor.
Bir yıl içinde kimleri kaybetmedik ki.Tanıdıklarımız ya da tanıdıklarımızın tanıdıkları çok yakınlarımız…Hâlâ kaybetmeye devam ediyoruz. Biliyoruz ve inanıyoruz ki bu kayıplar eceli gelenlerdir. Dünya bize bas bas bağırıyor ’Benden size bir hayır yok ‘ dercesine ama bizler kulaklarımızı ona sağır etmişiz. Yok kardeş yok, bu dünya mü’mine göre değil zaten.
‘(Başlarına gelen sıkıntılarda) sadece şöyle söylemekle yetindiler: ‘Rabbimiz! Günahlarımızı ve işlerimizde var olan aşırılıklarımızı bağışla! Ayaklarımızı sabit kıl! Kâfirler topluluğuna karşı bize yardımcı ol.’ (Âli-İmran 147)
Eskiden ömürler daha bir bereketliydi sanki. Ya da bize öyle geliyordu. Şimdi ne zamanı değerlendirebiliyoruz ne şu kısacık ömrü. Birçok iş yapıyoruz ama hiçbir şeyin tadını alamıyoruz! Neden’ diye sorduğumuzda hep şu gerçekle karşılaşıyoruz. O kadar zulüm var ki, Bir can bin candır, bir canda ki zulüm binlerce canı vurur. Bize yansıması huzursuzluk, sıkıntı olarak çıkar karşımıza ve bunca nimetin içinde ‘Neden’ der dururuz.
Yüce Rabbimiz ‘ (Dualarına karşılık) Allah, onlara dünya sevabını ve ahiret sevabının en güzelini verdi. Allah, Muhsinleri/ kulluğunu en güzel şekilde yapmaya çalışanları sever.(Âli-İmran 148)
Hayat isterse en son gününü yaşasın ki bizim için en son gün ne zaman bilmiyoruz, asıl gayemizden ve Rabbimizin rızasını kazanmak için gayretimizden vaz geçmemek insanı motive eden ve geleceğe ümitli/ umut dolu bakmaya sebep olacak tek duygudur. Yani diyoruz ki ‘Allah var gam yok!’