Bende birçok aklı başında ve az çok düşünebilen insan gibi Ekrem İMAMOĞLU'nun bir proje olduğuna inanıyordum.
Fakat buna rağmen bunun tek başına kafamda ki bazı taşların yerine oturmasına yetmediğini, beynimi mıncıklayan bazı soruların cevapsız kaldığını gördüm.
Ta ki oyun içinde oyun, onun içinde de başka bir oyun, plan olduğunu fark edene kadar.
Uzun süredir kendi kendime "Reis FETÖ ile GLADYO’yu, sonrasında da FETÖ’yü birbirine kırdırarak devleti ve orduyu tam olarak olmasa dahi büyük oranda bu pisliklerden temizlemeyi başarmışken nasıl olurda AİLE, EKONOMİ ve ADALET bakanlıkları, KADEM ve bunların yaptıkları, yapmadıkları ve Suriyeliler konusunda neden duvara tosladı" diye soruyordum, son seçimler öncesinde yaşananlar ve seçim sonuçları ortaya çıkınca bu sorunun doğru cevabını bulduğumu düşünüyorum.
Nasıl mı?
Dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışalım.
Bölgemizde ülke olarak bizim de mecburen dahil olacağımız bir savaşın yakın bir tehlike olduğu artık su götürmez bir gerçek olarak karşımızda duruyor.
Kimilerinin Armagedon, kimilerinin de Mulhemeyi Kübra (büyük savaş) dediği bu savaş sonrası yeni dünya düzeninin kurulacağını ve haritaların yeniden çizileceğini artık sağır sultan bile biliyor.
Savaşın yaşanacağı coğrafyanın merkezinde bulunan Türkiye de bu harita değişikliğinden payına düşeni öyle veya böyle alacak, hatta almak zorunda.
Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin geleceğini ve akıbetini bu bölgesel savaş belirleyecek.
Muhtemelen de bu savaş sonrası bilinen şekliyle TC Devleti yıkılacak ve yerine yeni bir Türk devleti kurulacak, tıpkı Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması ve TC devletinin aynı topraklar üzerinde kurulması gibi.
Yine kuvvetle muhtemeldir ki bu büyük değişimi gerçekleştirmek isteyen güç veya yapı bu savaş sırasında ve sonrasında mevcut TC devletini, devleti kuran zihniyete (CHP) parçalatacak ve akabinde Armagedon savaşı sonrası kurulacak yeni Türk devletini ise ılımlı sosyal demokratlar ve sivri tarafları törpülenmiş Siyasal İslamcılar, Müslüman kimlikli Kürtler ve muhafazakar Milliyetçilerden oluşan yeni bir konsorsiyoma kurduracak.
Bu şekilde mevcut devletteki halkın kutuplaşmalarla, parasını, zamanını ve enerjisini boşa harcamasına sebep olan Kemalizm'den, radikal İslam'dan ve Ateist Kürt milliyetçilerinden, kafatasçı Türkçülerden, PKK vb. problemlerden temizleyecek.
Böylece bir taş ile bir kaç kuş avlamış olacak. Aksi takdirde yenidünya düzeninde mevcut haliyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kendi ayakları üzerinde durma, hatta yaşama şansının kalmadığını düşünüyorlar.
Yani özetle söylemek gerekirse...
Bu topraklar üzerinde kurulacak olan 18. Türk Devleti şimdiden hayırlı olsun.
Diğer taraftan, bu mevcut yapı-zihniyet yeni devletin millete çok pahalıya patlayacak olmasını da bu milletin ödenmesi gereken zorunlu bir fatura olarak tıpkı kurtuluş savaşında olduğu gibi.
Çünkü onlara göre halk devlet için vardır ve her tatlı tatlı yemenin acı bir faturası olur ve bu halk da bu faturayı ödemek zorunda.
Çünkü bu yapının anayasasına, yani amentüsüne göre HALK DEVLET İÇİN VARDIR.
Bu arada hayatını ezberletilmiş sloganlarla ve derinlemesine düşünmeden yaşayanların haricindekilerin son yıllarda sıkça sorduğu DEVLET NEDİR/KİMDİR ve NE İÇİN VARDIR sorusuna hala tam ve doğru bir cevap bulamamış olması bu zihniyetin planlarını tam manasıyla uygulama işini zorlaştıracak gibi.
Ayrıca kendisini bir halt zanneden birisi olarak bu güne kadar bunu göremediğim için kendime kızıyorum ama sanırım birileri Tayyip ERDOĞAN ve Ekrem İMAMOĞLU dahil bu milletin tamamını bu projeleri için programlıyor ve hazırlıyor.
Yani sadece İmamoğlu değil, çoğumuz farkında masaj dahi koskoca bir millet bu projenin bir parçası.
Ama...
Bu birilerinin evde ki hesabı çarşıya uyacak mı, daha da önemlisi Allah bu hesaba, projeye razı olacak mı, onun hesabı ne? onu da ömrümüz olursa zaman gösterecek.
Allah hesap yapanların ve hesap bozanların en büyüğü ve en hayırlısıdır.
Görelim Mevla’m neyler, neylerse bizim için hayırlı ve güzel eyler inşaallah.
Selam ve muhabbetle...
Abdullah BİR