Bizi takip eden vefalı okuyucularımızın basiretli ve objektif olanları bizim samimi bir Müslüman olarak dilimiz döndüğünce, ilmimiz-ömrümüz yettiğince burada ve başka mecralarda Müslüman Türk Ailesi – Milleti - Devleti olarak içinde bulunduğumuz sıkıntıların görünürdeki ve asıl sebeplerini yazmaya, bu sebeplerin liste başında yer alan sözde Müslüman gerçekte ise SÜSLÜMAN ve FEMİNAZİ PRENSESLER’i, SİYASİLERİ, BÜROKRATLARI, DİN ve İLİM ADAMLARINI içinde bulundukları gaflet uykusundan uyandırmaya çalıştığımızın farkındalar.
Ancak dünyanın öbür ucunda (Y.Zelanda’da) ki sözde gavurlar bile İLÜMİNATİ denilen yapının tetikçisi olan bir köpeğin eliyle yaptırdığı Müslüman katliamı sonrasında oyunu fark edip, gerçekleri gördüğü ve binler ile ifade edilen rakamlar ile toplu halde gaflet uykusundan uyanıp Müslüman oldukları halde yurdumun miras yedi Müslümanları kendisini uyutanlara hala “bana biraz daha ninni söyle de uyanmayayım” diye yalvarmaya, kendisini dönüşü olmayan, pişmanlıkların fayda etmediği hesap günü uyanışından ve iş işten geçmeden önce uyandırmaya çalışan basiret ve İlim sahibi insanlara da “git başımdan, ben böyle iyiyim, mutluyum” diyerek var gücüyle saldırmaya devam ediyor.
Fakat bu durum daha fazla böyle devam etmez, edemez.
Allah koyduğu kanunlarını yok, helallerini haram, haramlarını helal sayarak Müslüman Türk Milleti ve İslam Ümmeti üzerinden kendisine savaş açan zalimlere, o zalimlerin zulmüne bilerek veya bilmeyerek sözleri, eylemleri ve oyları ile destek olan tavşan körlüğüne yakalanmış basiretsizlere ve hainlere daha fazla müsamaha göstermez, şans vermez ve sessiz kalmaz.
Bu nedenle en başta AK PARTİ olmak üzere bu Vatan, Millet, Devlet ve Ümmetin güçlenmesi ve var olması için çalıştığını söyleyen, idida eden bütün siyasi partiler, Müslüman ve vatansever siyasetciler, cemaatler, STK lar, ilim ve din Adamları, eğitimciler, akademisyenler, anneler ve babalar bugünden tezi yok Müslüman Türk Aile yapısının altını oyan, Müslüman kızlarımızı-kadınlarımızı cehenneme odun yapmaya çalışan her türlü yasaya, kişiye, kuruma ve eyleme ( ETCEP-CEP İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı kanun, Süresiz Nafaka, Çocuk İcrası, Kadının Beyanının Esas Kabul edilmesi, Feminist Dernekler ve Vakıflar )karşı dilinin döndüğü, ilminin ve gücünün yettiği kadarıyla sesini yükseltmelidir.
Aksi taktirde yarın iş işten geçtikten sonra EYVAH demenin hiç kimseye faydası olmayacaktır.
Çünkü;
BU ÜLKENİN EN ÖNEMLİ "BEKA SORUNU" AİLE 'dir.
AKSİNİ SÖYLEYEN ve İDDİA EDENLER “YA HAİNDİR YA DA BASİRETSİZ KÖR”
Abdullah BİR