Kendi küçük dünyasında bireysel sıkıntılar, küçük maddi hesaplar ve makam peşinde koşan yurdum insanının büyük bir çoğunluğu belki farkında değil ama içinde bulunduğumuz süreç Müslüman Türk devleti' nin dünya'nın zalim/kahpe devletlerinin (israil, ingiltere, almanya, iran, rusya, çin ve abd) maskesi altında global çeteye karşı verdiği 2. kurtuluş savaşı'dır.
Bu nedenle;
Türkiye'de bulunan ve yaşayan " mollalar, melleler, şeyhler, seyyidler, şıhlar, hocalar, alimler " ve hasılı islami hassasiyeti ve ilmi olan, eli kalem tutan, sözü muteber Türk - İslam alimi, vatan-millet-devlet ve ümmet sevdalısı her müslüman ve türk'ün 1934 de ki soyadı kanunu ile halkımızın içine yerleştirilmiş egola ideacı rum, taşnakçı ermeni, Siyonist Yahudi hainlere karşı milletimizi bilgilendirmeleri, sanat, ekonomi, siyaset, eğitim, adalet ve silahlı kuvvetlere sızdırılmış Müslüman ve Türk görünümlü, ama gerçekte Müslüman Türk düşmanı kahpelerin algı operasyonlarına, yalanlarına ve ihanetlerine karşı ( oy vermeyerek, verilmesini engelleyerek, o hain terörist ve hainlerin çağrılarına uymayarak ve eylemlerine destek olmayarak, söylediklerine yaptıklarına sessiz kalmayarak vb) mücadele etmeleri bu satılmış ve hain zihniyete destek vermemeleri veya Allah’a savaş açan bu zalimlerin söyledikleri yalanlara, yaptıkları zulümlere sessiz kalarak onların yaptıklarına meşruiyet kazandırmalarının vebalinin çok büyük olduğunu bilerek her ortamda ve her fırsatta Müslüman Türk milletine son 110 yılda yaşatılan acıları ve bu kriptoların gerçek yüzünü anlatmaları, hatta gerekirse bu şeytanın asabına karşı canları pahasına ilimleri, makamları, paraları ve bedenleri ile mücadele etmeleri kaçınılmaz olmuştur.
Aksi taktirde;
Herkesin yaptıklarının, söylediklerinin ve yapması, söylemesi gerektiği halde yapmadıkları ve söylemediklerinin hesabını vereceği o "din günün" de bu şerefsiz kafirlere hizmet eden, hizmet etmese de sessiz kalarak yaptıklarına zımmen onay verenler"in hesabının çok çetin olacağı muhakkakdır.
Unutulmamalıdır ki;
Benim gibi cahillerin sadece sahip olduğu 3 kuruşluk ilmin hesabını; milletin islam alimi ( kanaat önderi, cemaat lideri vb ) hoca, bilim adamı, siyasetçi kabul ettiği kişilerin ise kendi hesaplarının yanında içinde bulundukları ve önünde yürüdükleri toplumun da hesabını vereceği ilmi, islami ve itikadi bir gerçektir.
Diğer taraftan;
Dün'ün vefakar, cefakar, gariban ve mazlumu olduğu halde Allah’ın kendilerine verdiği izin ile bugün'ün müteahhidi, sanayicisi, iş adamı, makam ve para sahibi olanların da dün Allah’a verdikleri sözü, ne için yola çıktıklarını, nereden geldiklerini ve yola çıkarken nereye gitmek istediklerini, şimdi nerede olduklarını yollarında, amaçlarında ve niyetlerinde bir sapma olup olmadığını yeniden gözden geçirmeleri, yollarında, hedeflerinde, amaçlarında, kalplerinde ve niyetlerinde zerre miktarı da olsa bozulma, sapma oluşmuş ise bir an önce rotalarını yeniden ve samimiyetle yola çıktıkları ilk gün ki hedefe (nizamı alem ülküsü, ilay-i kelimetullah sevdası, güçlü-mutlu-huzurlu Türkiye ve hedefine) çevirmeleri bu ümmet'in ve Türk milleti'nin hayrına olacaktır.
Herkes bilmelidir ki aksi bir durumda;
Maddi ve manevi kayıpların yaşandığı, nefislerin ve dünyanın putlaştırıldığı bu ahir zamanda; "ben kendime bakarım, gemisini kurtaran kaptandır" cahilliğine ve bencilliğine kapılanlar başta olmak üzere herkes çok sey kaybeder.
Yani;
Herkesin kaybettiği bir yerde "az'dan az gider çok'tan çok gider" bu nedenle, herkes aklını başına alsın.
Çünkü;
Kıyamete 5 var ve...
Zaman ""ben"" değil, ""biz"" olma zamanı.