Adına “MEDYA” ( radyo, Tv, Sinema, Gazete, İnt. dergiler vb) denilen GÜÇ gördüğüne ve duyduğuna inanma kolaylığını ARAŞTIRMA, İNCELEME ve DOĞRULAMA’nın zorluğuna tercih eden insanın bu KOLAYCILIK hastalığını EN İYİ ve VERİMLİ sekil de kullanarak toplumlara dayatmak istedikleri YALANLARI, İFTİRALARI “MUTLAK ve TARTIŞILMAZ GERÇEK” olarak kabul etmekte zorlanmıyorlar.
Özellikle Kanada, Avustralya, ABD ve Avrupa da yasayan ve günlük hayatın koşuşturmasına kendini kaptırmış sıradan insanların “insanlara, olaylara ve hayata dair düşüncelerinin tamamına yakınını” medyanın belirlediğini ve yönlendirdiğini düşündüğümüzde, öğrendiğimizde medyanın insanlar üzerinde ki belirleyici gücünün gerçekliği ve büyüklüğü net olarak ortaya çıkmaktadır.
“Üzüm üzüme baka baka kararır”
“Kır/beyaz atın yanında yatan ya huyundan ya suyundan kapar”
“Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim”
“Hamama giren terler”
Türünde ki atasözlerimizden de açıkça anlaşılacağı üzere uzun süre yukarıda saydığımız ülkelerde yaşayan Müslüman ve Türk kimlikli SIRADAN İNSANLARIN da bir süre sonra içinde yaşadıkları topluma ayak uydurdukları, onlar gibi yaşamaya ve düşünmeye başladıkları, sahip oldukları Müslüman veya Türk kimliklerini kaybettikleri, hatta AMELİ ve İTİKADİ/İMANİ manada da zaafa uğradıkları inkâr edilemez bir gerçektir.
Nitekim bu tür insanlar sözde sahip oldukları Müslüman ve Türk kimlikleri nedeniyle İslama saldıran zalim yapının en sevdiği ve ön plana çıkarttığı PİYONLARDIR.
Özellikle bu konuda ( Müslümanlara ve İslama saldırı) öne çıkan, medyatik ve çok bilinen insanların çoğunluğunun (sahip oldukları pasaport ve kimlik bilgileri haricinde) Müslümanlık ve Türk’lük ile hiç bir bağı ve alakası olmayan sözde Türk ve Müslüman, ama gerçekte truva atı insanlar olduğunu da bu verilere eklediğimizde zalimlerin bu tür hain erkek ve kadınları neden İDOL, ROL MODEL, ÖRNEK İNSAN olarak tercih ettiklerini ve asıl amaçlarının ne olduğu daha iyi anlıyoruz.
Fetullah GÜLEN, Nazlı ILICAK, Bekir ÇOŞKUN, Yılmaz ÖZDİL, Can DÜNDAR, Uğur DÜNDAR, Orhan PAMUK, Celal SENGÖR, Mısırlı yazar Neval el-SAADAWİ, Azer NEFİSİ, Betty MAHMOUDİ, Duygu ASENA, Balçiçek PAMİR, vb sözde Türk ve Müslüman kimlikli kadın ve erkekler zamanı geldiğinde BİZE KARŞI kullanılmak üzere içimize sokulmuş ve bizimde bilmeden koynumuzda beslediğimiz KRİPTO HAİNLER, ALLAH, KİTAP, TÜRK ve MÜSLÜMAN DÜŞMANLARI nın bazılarıdır.
Bu ve benzeri kripto hainler içinde yasadıkları veya gerçek kimlikleri ortaya çıkmadan hemen önce kaçtıkları ülkelerden olan ABD de her bir saniyede bir kadının şiddet gördüğünü ve her bir dakika da bir kadının ise öldürüldüğü gerçeğini gözlerden saklamak suretiyle temelleri zulüm ve sömürü ile atılmış ve aynı şekilde varlığını devam ettiren ABD ve BATI ya methiyeler ve övgüler düzerken, sözde kendi ülkesi olan Türkiye yi ve halkı Müslüman olan ülkeleri her fırsatta yerden yere vurur, hatta tasmalarını elinde tutan zalim sahiplerinin övgüsüne mazhar olabilmek için kendisi fırsat üretir.
Biz aklı başında, az çok mektep medrese görmüş Müslümanlara düşen en büyük görev ise ilmimiz ve ömrümüz yettiği sürece ismi bizden, mayası ve ruhu zalimlere ait olan bu Kripto hainlerin yüzlerindeki maskeleri düşürerek gerçek amaç ve kimliklerini deşifre etmektir.
Aile, vatan, millet, devlet ve ümmet düşmanı bu kripto hainlerin gerçek kimliğini ifşa etmek Allah’ın ilim ve yetenek verdiği biz kullarının üzerine farzdır.
Ancak;
Kendisini sıradan ve gelenekçi Müslüman olarak gören insanlarımızın da “Ben Türk ve Müslümanım” diye ortalıkta dolaşan herkesi ÇENGELKÖY HIYARI zannederek bir avuç tuz ile o hainlerin peşlerinden koşmadan önce gerçek Çengelköy hıyarları konusunda bilgi sahibi olmaları da sıradan insanların üzerine vaciptir.
Çünkü, “kişi sevdiği ile beraberdir” ve hesap gününde “BEN ONLARI MÜSLÜMAN SANMIŞTIM, YANILMIŞIM, BENİ KANDIRDILAR” vb mazeretler ile hiç kimsenin hesap gününden, sorumluluktan ve cezadan kurtulma şansı yok.
Aklı başında, sorgulayan, araştıran ve hıyar peşinde koşmayan basiretli, Tahkiki İman sahibi Müslümanların mevlid gecesini tebrik eder; bu gecenin Müslüman Türk Milleti ve İslam Ümmeti için hayırlara vesile olmasını dilerim.
Selam ve dua ile…
Abdullah Bir