Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
Bakara Suresi, 49. Ayet:’ Sizi dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı hatırlayın. Onlar, kadınlarınızı diri bırakıp, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.’
Yazıma bu güzel Ayeti Kerime ile başlamak istedim. Malum yine karantinalı günlerdeyiz. Benim gibi ücretli bir öğretmen bu yıl görev alamamışsa ne yapar bu zamanları fırsata çevirip bol bol kitap okuyup, yine çok sevdiğim belgesel programları izleyerek sıkılmamaya çalışır. Yine bir belgeselde tarihe ‘Çiçek Soykırımı’ olarak geçen 1867’ de Kanada’nın Kuzey Pasifik Sahili Yerli İnsanlarına bağışıklık sistemlerine yabancı olan çiçek mikrobunu yayıp tam bir soy kırım yapıldığını öğrendiğimde Rahmetli Cahit Zarifoğlu’nun ‘Ben bu çağdan nefret ettim’ dediği gibi nefret ettim! Öyle ki on iki kişilik bir aileden bir gecede üç kişi kalacak kadar salgın hastalık korkunç bir seyir göstermiş. Sonrasında Pasifik Sahillerine gelen ‘Beyaz Adam’ aşıyı da beraberinde getirip kahraman olmuş. ( Bu arada aşıya karşı değilim) Ama bu son bulmuyor ve bu adamlar yerli halkı misyonerlerin eğitim verdikleri Kanada yatılı okullarında çocuklara kendi kimlik gelenek ve tüm inançlarını terk etmeleri için baskı ve zulüm görüyorlar. Dil Soykırımı, Din Soykırımı, Kültür soykırımı uyguluyorlar. Hatta o kadar ileri gitmişler ki zorla kısırlaştırmayla nüfus azaltılmış. Yukarda ki Ayete konu olan firavunun ne yapmış?
Yer Mısır ve Firavun, dönemin en güçlü iktidar ve gücü elinde bulunduran kişi. Öyle ki kendini tanrı olarak görecek kadar haddi aşan bir zavallı. Bir rüya görür ve rüyanın yorumundan korkar. Çünkü rüya yorumcular firavunun saltanatını doğacak bir erkek çocuğun bitireceğini haber verirler.
‘Kuşkusuz ülkesinde Firavun ululuk taslamış,(ayrımcılık yaparak) halkını da gruplara ayırmıştı. Gruplardan birini erkek çocukları kıyımdan geçirip kızları sağ bırakarak güçsüz düşürmek istiyordu. Hiç kuşkusuz o huzur ve güveni bozanlardandı’ Kasas Suresi 4. Ayet
Firavun kendince bir çözüm bulmuş ve gücünün önünde tehlike olarak gördüğü özellikle İsrailli hamile olan kadınların çocuklarını katletmişti. Tam bir soy kırım yaşanmış. Yüce kitabımız bize Firavundan, Karun’dan haddi aşan topluluklardan ve kavimlerden haber verir. Günümüzde tarihi eser olarak onlara bakar ve ibret almaya çalışırız. Kur’an bize haber verdiği bu Firavunları Mısır müzelerinde görmekteyiz. Dediğimiz gibi tarihi eser gibi ortada duruyorlar. Ne Firavun kaldı ne de Musa (a.s.) .Binlerce yıl önce yaşanmış olan bu olayları Allah bize boşuna örnek vermez. Firavunlar da ölür ama Firavunun savunduğu zulüm değirmeni devam eder. Firavun’un karşısına çıkan bir Musa varsa onların tüm hile ve oyunlarını Allah’ın izniyle yok eder kıssa bize.
2020 tüm dünya için büyük sıkıntıların yılı oldu. Bu çağın insanının hızlı bir gelişmişlikle şımardığı zamanda bu virüs tüm hızı kesti. Tüm komplo teorileri ortaya korku salmaya devam ederken Firavunun tüm erkek çocukları katletmesi gibi dünya nüfusunun belli bir kısmına hedef alan, başlangıcını ayarlayıp muhtemel ki bitiş tarihini de kendilerinin bildiği, bize bir imtihan olan zamanları yaşıyoruz. Firavunlar meydandaysa Musa’lar nerde?
Allah’ın dinini için gayret gösteren İsrailli kadınlar nerde? Yoksa biz çok çabuk ümitsizliğe kapılıp sabır ve tevekkül etmeyen Müslümanlar mı olduk?
‘ Oysa biz o ülkede güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak, onları (ülkelerinin )varisleri kılmak istiyorduk.’ Kasas 5. Ayet Buyurur Rabbimiz.
Şimdilerde Pasifik Kıyılarındaki Yerli Halk kendi özlük haklarını almış ve yeniden gelenek ve kültürlerinin ihyası için çalışmaktalar. Gün gelecek ki Firavunun sarayında büyüyen Musa (a.s.) gibi Batı içinde büyüttüğü Musa’larla birlikte Hak ve hakikati savunacaklar. O zamana kadar bize sabır, gayret ve ümit dip Rabbimize verdiğimiz söze sadık kalmak düşer… Selametle