En güzel sözlerin sahibinin adıyla…
Allah’ın adıyla…
William Russell “Büyük işler, büyük hayaller kurma özelliği olan insanlarca başarılmıştır” der. Bir öğretmenin müfredatın içinde yer alan konuları dersinde işlemesinin yanında öğrencisinin gönül ve fikir dünyasına girebilmeyi başarması lazım gelir ki o öğrencinin hayal dünyasında bilgi yer edinsin geleceğine yön versin.
Birçok kişiler eğitim sisteminden şikâyet eder. ’Çok ezberci..’ ‘Çok hazırcı..’ ‘Nerde o eski eğitimler...’ Gibi birçok söz duyarız. Doğru bizim aldığımız eğitim ile günümüz çocukların aldığı eğitim bir değil. Olmamalı da zaten. Bizlere dayatılmış, zorlanmış, mecburlanmış bir eğitim aldık. Güzel yanları olduğu kadar eksik yönleri de bir hayli fazlaydı.
Şimdilerde çocuklara, hayallerinin peşine nasıl gitmeleri gerekiyor bunu öğretmeye çalışıyoruz. Bizim dönemimizde hayal kuramazdınız. Kursanız bile ‘Sen çocuksun karışma otur oturduğun yerde! ‘ denirdi. Şimdi tüm imkânlar yetenekli ve hayalleriyle barışık çocukların ellerinden tutmak için kurulmuş. Öyle ama ne zaman bu ülkedeki çocuklar hayallerini gerçeğe dönüştürmeye başladı önce hayallerinden vuruldu. Önlerine engeller çıktı. Ülkenin gelişmesini istemeyen zihniyet hayallere pranga vurdu.
Hatırlarsınız 28 Şubat denilen bir darbeyi yaşamış biri olarak hayallerinden nasıl vaz geçermiş insan çok iyi biliyorum ben. Hayal kurmayı bıraktık mı? Hayır! Çünkü inanan bir Müslüman imtihan denilen bir eğitime iman etmiştir bir kere ve ‘Başa ne gelirse bizim hayrımıza’ der hayra yorarız. Ama hayal kurarız. Bu dünyaya dair olsa da olmasa da bizim hayallerimiz ahirete kadar uzanır.
On sekiz yıl önce kurulan bir parti ve onun kurucusu olan Cumhurbaşkanımız, insanlara yeniden hayal kurmayı öğretti. Kendisi kurduğu hayallerin peşine düşen bir dava ve gönül insanı olduğundan her konuşmasında geleceğe umutla bakmayı ve umut ekmeyi vaat etti. İnsanımız tam da hayallerinden, inançlarından vurgun yemiş yaralı kuşlar misali yeniden hayal etmeye ve umutlarını yeşertmeye başladı ki her seferinde bu malum zihni karalar, yeşeren ümitleri kesmeye ve karanlık emelleri için ellerinden gelen karalama ve çamur atmaktan çekinmediler.
“Hayaller bizim kim olduğumuzun aynasıdır” der Barbara Sher. Neyin hayalini kurmalı? Fatih Sultan Mehmet neyin hayalini kurmuştu? Övülmüş bir fethin hayaliydi bu, Mimar Sinan her bir eserinde önce hayalini kuruyor sonra inşa ediyordu. İnsanlık tarihine yön veren çağ açan çağ kapayanlar medeniyetler kuranlar hep hayal kuranlar olmuştur. Rahmetli Adnan Menderes’in bir hayali vardı. Rahmetli Turgut Özal Türkiye için birçok hayali vardı bazılarını gerçekleştirdi bazısı yarım kaldı!
Şimdi, kendini ülkesinin hayrına ve insanına hizmet etmeye adayan birinin kurduğu ve hayata geçirdiği güzelliklerden ve hayallerinden vurmaya çalışanlar var. Selçuk Bayraktar bu ülkeye ve ülkenin çocuklarına hayaller kurmayı ve bu hayalleri gerçekleştirmek için hem emeğini, zamanını, ömrünü kendi ifadesiyle ruhunu koymuş bir öncü rehberdir.
Günümüzün büyükleri çocukları anlamıyor…Çocukların aklını okuyamıyor…Hayallerine bile dokunamıyorken bunu başarabilen insanın, önünü kesmek ancak sığ bir bakış sahiplerinin ve art niyet taşıyan nereye ve kime hizmet ettiği belli olmayan onun bunun köpekliğini yapanların işidir. Bu şekilde davrananların unuttuğu bir şey var. Bu millet gözünü açtı! Hayallerine, inancına ve ülkesine sahip çıkanları nasıl koruyup kollayacağını iyi biliyor artık.
Çocuklar ve gençler hak ve hakikati çok daha iyi biliyorlar. Muhakeme ediyorlar, özgür düşünüyorlar. Evet, bizim yaşayamadığımız bir çocukluk ve gençlik yaşıyorlar ama gelişen ve değişen dünya dengelerin kodlarını iyi çözüyorlar. Gereksiz kavgalardan faydasız sürtüşmelerden haz etmiyorlar. Senin gibi olmuyorlar, bizim gibi de olmayacaklar. Vakti zamanında ideolojiye kurban verilenlerden olmayacaklar. Kirli siyasetinize gülüp geçecek ve onlar yollarına devam edecekler. Çünkü bu yol açıldı ve çocuklara önce hayallerine sahip çıkmaları gerektiğini öğreten rehberleri var…Var olsunlar…Hayırda koştursunlar inşallah..
Ravza Zeybek