En güzel sözlerin adıyla… Allah’ın adıyla…
‘’(Ey Rasülüm) Şüphesiz sen yüce bir ahlâk üzeresin’’(Kalem Süresi 4.ayet).Buyuruyor yüce rabbimiz. Yüce dinimiz en güzel ahlak ile Kur’an’ın ahlakı ile ahlaklanmamızı ister ve emreder.
Değişen dünyada bozulan bir ahlak yapısını ve sonucunu her alanda görmekteyiz. Nereden baksak bir haftadan beri sosyal medya tam bir rezilliğe ve ahlaksızlığa doğru kaymış durumda. Baktığınız zaman dindar ve düzgün insanların ağızlarından çıkan kelimeler, hakaretler, küfürler… İftiralar, yalan yanlış halkı bir yerlere çekmeye ve galeyana getirmeler… Ne oluyor bizlere? İnanan insanların vereceği tepkiler böyle mi olacak? Başkası bizi ilgilendirmez ama kardeş kardeşe bunu yapar mı diye sorası geliyor insanın…
Eskiden yani bundan bir yirmi yıl öncesi veya daha düne kadar Ülkemde yapılan seçimlerden dolayı bir birine kinlenmez, hakaret etmez, küfürler savurmazdı… Kimse kimsenin hangi partiye oy verdiğini bilmez, bilse de saygılı olurdu ve açıktan bunu söylemek de ayıp karşılanırdı. Şimdilerde neredeyse açılan sandıklardan kim kime oy vermiş üzerinde yazıyor gibi bir tahammülsüzlük aldı başını gidiyor. Küslükler, hakaretler, kötü söz ve ithamlar…
Bu saydıklarımızı bir güruh yapardı niye yaptıklarını da bilirdik… Hiç unutmuyorum bu güruhtan biri bana İmam Hatip’e giderken Konak Meydanında ‘Allah sizin cezanızı verecek’ demişti. Sadece öylece donup kalmıştım. O vatandaşa göre, başımda ki örtüden dolayı Allah beni cezalandıracaktı! Acımakla karışık bir tebessümle yoluma devam etmiştim. İşte o güruh, bugün de hala sokaklarda kapalı veya inanışından dolayı örtülü insanlara sözlü hakaretlerde bulunabiliyor.
Yıl oldu 2019 ve zihin olarak bir ilerleme olumlu bir değişim olmadı. Olmasını bekliyor muyum? Hayır! Ben beklemiyorum. Biliyorum ki hak ve batıl kıyamete kadar var olacak ve batılın Hakka olan düşmanlığı devam edecek. Zor da olsa saygıyı öğrenmelerini bekleyeceğim ve ümit edeceğim.
İnsanlara bakıyorum herkes bir şeyci! Partiliden çok partici, Türk’ten çok Türkçü, Kürtçü ve daha bilmem neci!
İslam olan yok, Müslüman şahsiyetini taşıyanlar çok az, Kur’an’ın Ahlakı hiç bilinmiyor… ’Nereye bu gidiş’? ve Nereye kadar?
İnancını yaşantıya aktarmazsan yaşamın bir inanç haline gelir derdi büyükler. Görüyoruz ki delinin biri kuyuya taş atıyor ardından da tüm taşlar peşi sıra geliyor. Bu sosyal medyada dönüp duran haberler, yalan yanlış ve gayri ahlaki görselleri rahatlıkla paylaşan dindarlarımız kendinize geliniz!
Biz duyduklarımızdan, gördüklerimizden ve bunlara alet olup yalanı ve fitneyi çoğaltmamızdan hesap vereceğiz. Bu durumlarda nasıl davranmamız gerektiğini bize söyleyen Allah Rasulü şöyle buyurmuştur:
‘’Vâkid İbnu Muhammed babasından, o da Abdullah İbnu Amr İbni’l-As radıyallahu anhüma’dan anlattığına göre demiştir ki: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, bir gün parmaklarını kenetledi ve dedi ki: “Ey Abdullah İbnu Amr! Ahidleri bozulup şöyle karmakarışık hale gelen bir kısım ayak takımı (hezele) kimselerle baş başa kalırsan ne yaparsın?”
“Ne yapmamı tavsiye edersiniz, Ey Allah’ın Resûlü!” dedim.
Buyurdular ki: “Güzel bulduğun şeyi yaparsın, kötü bulduğun şeyi de terkedersin. Kendi yakınlarının (hallerini düzeltmeye) yönelirsin. O hezele takımı ve onların cemaati ile de (uğraşmayı) terkedersin.” (Buhari, Salat 88, Fiten 13; Ebu Davud, Melahim 17, (4342); İbnu Mâce, Fiten 10, (3957).
Boş ve faydasız işlerle uğraşmak yerine daha hayırlı bir yolda biraz gayret göstermiş olsak, birçok olumsuzlukların önüne geçmiş oluruz… Umutluyum ve bu umudu her gün büyütmek istiyorum… Elimden gelen buysa buradan söylemeye de devam edeceğim inşallah…
Ravza ZEYBEK