Teknolojiye köle oluşumuzun onu kutsamadan bir gün dahi geçirmeyişimizin üzerinden ne vakit geçti bilmiyorum. Hatta ben bu yazıyı bilgisayarımda yazıyorum ardından whatsapp veya mail ile göndereceğim oradan da yine bu teknolojik araçlarımız sayesinde vazifemizi yapıp, sonra diğer sosyal medya denilen mecralarada arada bir bakıp ‘Kim ne demiş’ diyeceğim. Haber sitelerinden telefonuma gelen son dakika haberleriyle en sıra dışı bir haber var mı onu kovalayacağım. Ardında günlük köşe yazarları ne yazmış ona bakacağım. Kölesi haline geldiğim ayinleri tekrar edip duracağım! Çünkü bu teknoloji benden böyle yapmamı istiyor!
İki gündür telefonlarımıza gelen mesajlarda bir mesajlaşma uygulamasının silinmesi yönünde mahalle baskısı oluştu bile. Sebep? Kişisel verilerimiz kullanılabilirmiş. Daha önce kullanılacak bir şey olduğunu anladıklarında kullanmıyorlar mıydı? Şimdi mi açtık gözümüzü diyeceğim ama ben buna bile şüpheyle bakıyorum. Bu yine kimin oyunu demek geliyor içimden ve altından bir çapanoğlu çıkacak diye bekliyorum. Çünkü bu teknoloji bana bu güvensizliği öğretti!
Bir anda ne oldu da galeyana geldik anlamadım. Yahu kardeşim sen bu akıllı telefonu kullandığın müddetçe bu bilgiler zaten bu küreselcilerin ellerinde. Tüm bilgilerimizi ellerine vermişiz tüm sırları ortaya dökmüşüz şimdi paçalarımız tutuşmuş. Bilginin en büyük silaha dönüştüğü zamanlardayız ve biz hala sırlarımızı koruyamamaktan dert yanıyoruz. Çünkü biz bu teknolojiye yenildik!
Bizler istesek de istemesek de telefon numaranızdan tutun, gezmeye gittiğiniz yerlerin fotoğrafları için açtığınız konumlarınız, yer bildirimleriniz bunların hepsi veri olarak toplanıyor zaten. Adamlar istedikleri an siz izin verseniz de izin vermeseniz de bunu zaten kullanırlar. Bunlara alternatif olarak sunulanlar bunlardan farklı değil. Çünkü teknoloji en büyük düşmanımız oldu artık!
Özel bilgisayarınızdan özel telefonunuzdan nereye tıkladığınıza kadar, nerede hangi konuda yorum yazıp, beğendiğiniz her şeyi biliyorlar. Biz verdik ellerine bu bilgileri. Bu adamlar bu bilgiler üzerinden, bizim kullandığımız daha doğrusu kullanmaya mecbur kaldığımız her bir uygulama üzerinden büyük büyük paralar kazanıyorlar. En son ABD senato baskınından sonra Trup’ın tüm internet hesaplarının asıya alınması dahi bizi bir kez daha düşündürmeli ve bu kölelikten kurtulmalı. En azından teknolojinin kölesi olmak yerine izin verdiğimiz ölçülere riayet ederek kendimiz bir sınır çizmeliyiz. Çünkü teknoloji de kul yapısıdır unutmamalı!
Benim olaylara bakış açımda bir de inanç boyutu var ki, ne seslerimiz, ne yaptığımız bir hareketler dahi kaybolmuyor ve bunlar o büyük mahkeme için zaten toplanıyor. Ben en çok bunlara bakıyorum. İsteyerek veya istemeyerek birinin kalbini kırdım mı? Kul hakkına girdim mi? Haram veya helâle dikkat kesiliyor muyum? Yapacağım bir iş de bir davranışta Allah’ın rızası olur mu? Olmaz mı? Bunlardır önemli olanlar. Çünkü teknoloji ilah değildir!
Teknolojiyi bir araç olarak görüp nasıl kullanmamız gerek bir kez daha gözden geçirmemiz gerekiyor galiba. Sırları muhafaza edebilmek de bir hüner. Kaldı ki önümüze gelen her uygulama için tüm bilgilerimizi paylaşmayalım. Mahremiyete uygun olmayan paylaşımlardan, en özel günler ve görüntüleri paylaşmayalım. Gün gelecek bu da bir imtihan olarak karşımıza çıkmayacağının bir garantisi yok.