Eğitim ve Maneviyat

Memiş OKUYUCU

16-10-2023 17:18

Türkiye’nin ve dünyanın mevcut eğitim sistemlerini, iki kanatlı hale getirip kendi potansiyellerini orta koyabilecek metodik çabalar her zaman ilgi görmekte.

Doktora çalışmaları için bulunduğu Kanada’da sancı haline getirdiği medeniyet paradigmasına yol açma çabaları bu çalışmanın teorik temelleri geliştirmesini sağlamış.

Bahreynli yazar Zehra Ez- Zire’nin Eğitim ve Maneviyat isimli çalışmasından söz ediyorum.

Elbette sancısı derinden duyulan şeylerin doğumu gerçekleştirilebilir!. Kendi kök ve medeniyetinin insiyaklarıyla/iç çabalarıyla harekete geçmiş yazarımız. Önce mevcut eğitim sistemini felsefi ve ilmi usüllerle analitik bir zihinle anlama ve anlamlandırmalara tabi tutmuş. Özellikle eğitim sahasında egemen iki görüş olan pozitivist paradigmayı ve yorumcu/inşacı paradigmayı detaylı şekilde tahlil etmiş. Tespit ve teşhislerini kendi medeniyet penceresinden de değerlerle mukayeseli bir şekilde ortaya koymuş. Yaşadığı diyalektik sancılar, zihin ve yol açıcı bir çalışmanın ortaya çıkmasını sağlamış. Eserde belirlenen bazı görüşler,  günümüzde gerçek anlamda yol gösterici niteliğe büründürülmüş. Eğitimin esasları pek çok yönü ile ele alınıp inceltilerek idraklere çıkış pencereleri açılmış. İnsanlığın geleceğine açılan eğitim pencerelerinden kuvvetli bir umut ışığı yakılmış. Eğitimin araçsallaştırıldığı, insanın ve ailenin tarihindeki en büyük bunalımının yaşatıldığı bir çağda bu çalışmalar gerçek anlamda nefes aldırıcı nitelikte. Hakikate pencere açabilmek için insanın iki kanadının birden harekete geçirilmesi demek bu durum.

Eğitim konusunda dominant gerçekliği savunan pozitivist paradigmanın ve pek çok gerçeklik olabileceğini öne süren yorumcu paradigmanın ortak bir noktası var. O da insanı ve hayatını bu dünya ile sınırlı tutmaları. Bu dünya ile sınırlı bir insana yüklenen anlam çehre ve muhteva olarak farklılaşarak, cılız bir iradeye büründürülmekte.  Böyle bir insan tanımın en özet noktası, bütün kaynakları tüketmeye yönelen bir insan tasavvurunu esas almasında yatmakta. Bizim insan tasavvurumuzda ve eğitim paradigmamızda insan sorumluluk ve iradesiyle birlikte bir tercihe muhataptır. Yani insan iradesinin yanında ihtiyarı ile kendisini yükselten bir değer kazanmakta. Bu tercihin temelinde insanın faniliği ve ahiret bilinci yatar.

Tevhit teklik ve birlik, diyalektik ise zıt fikirlerin bulunduğu bir çatışma alanını anlatır.  Biz Müslümanlar olarak ölçülerimizin esası hayatın bugününü içine alan, ahiret hayatını hatırlamalarımızın parçası haline getirecek bir çerçeveye dayanmakta. Bu dünya da maddi ve manevi sahip olduğumuz her şeyi lütuf/Latif çerçevesine dayanır. Bu dünya hayatı, maksatlı bir yolculuk ve ürün, eser ve yaşayışa dayalı çabaları içine alan ‘’ekin tarlası’’ mahiyetindedir. 

Bugün için yeryüzündeki eğitim kurumları insanı sadece akıl sahibi varlıklara indirgemiş durumda. Bu nedenle aklî yetenekleri gelişmiş ama manevi yönden zayıf ve kifayetsiz insanlar yetiştirmekteler. Buradaki asıl mesele insandaki manevi yön ihmal edildiği için öğrenciler iç benlikleriyle manevi bağ kuramamaktadırlar. Temel eğitim meselemiz bu iki alanla birlikte bir bütünlük oluşturamamaktan muzdariptir.

Bu bağlantısızlığı bir çeşit beden ile zihin arasında bağ kuramamak olarak da anlayabiliriz.

Maneviyat derindeki bir iç idrak iken, dini ritüeller bunun bir tezahürüdür. İlahi emirlere uygun ibadetlerini yerine getirmek günümüz kadınlarına ve erkeklerine toplum içinde kendi kurallarına göre yaşayabilmesi için gerekli araçları sağlar. Bu anlamdaki kadındaki maneviyat onur, güç, şefkat ve nezaket; erkekteki maneviyat ise vakar ve ahlak ile eş değer görülebilir.

 

Maneviyat insanın içinde yaptığı bir yolculuktur. İçte, sessiz ve sezgilerinden ilhama dayalıdır. Maneviyat yanında bir kadın için mahremiyet barındırır. Mahremiyet kadının ve erkeğin meselesine kendi içinde çözüm üretmesidir. Birey, kadın olsun erkek olsun meselesini ifşa etmez. Psikoterapist ya da başka birinden yardım alarak değil çözümünü kendisi üretendir. Bireyleşme bizim kişilik inşa sürecimizin en önemli temelidir. Derdini Allah’a açandır. Ondan yardım dileyen. Fert Allah’tan ister. Allah’a yakarır ve dua eder. Yalınızca ondan niyaz eder.

Eğitimimizde bilgi(ilim) ve eylem (amel) uyumluluk ister. Bir senkronizasyon gerekir. Bu da ‘’binanın tuğlaları’’ mesabesinde empati kurdurabilecek fikriyat inşa etmekle mümkün olabilir. Bunun için de iyilik, yardım ve dayanışma duygusunu birlikte inşa etmek gerekir. Cemiyetini ve insanlığı iç dünyasında duyduracak bir duygu olmalı.

Bunun için öğrenciye önce empatiyi sonra da ‘’ötekine’’ kendini iyi hissettirecek bir dili benimsetmeli. Stuart Mill empatiyi, ‘’kişinin kendinden farklı bir zihni anlama ve diğerlerinin hislerine dalabilme becerisi’’ olarak tarif eder.

 

DİĞER YAZILARI Yeni Müfredat Taslağı Nasıl Bir Model Sunuyor? 01-01-1970 03:00 Maarif Muhiti, Eğitim Modeli 01-01-1970 03:00 Maarifin Türkçesi 01-01-1970 03:00 Millî Eğitim Şûrası Üzerine 01-01-1970 03:00 Hârezmî Eğitim Modeli 01-01-1970 03:00 Ankara’da Bir Eğitim ‘Ada’sı 01-01-1970 03:00 Bir Fikir Adamı Ali Fuad Başgil 01-01-1970 03:00 Türkiye'de Şehirli Dindarlık 01-01-1970 03:00 Doğunun Yedinci Adami: Mehmet S. Aydin 01-01-1970 03:00 Istiklal Marşi Ve Akif’in Öğretmenliği 01-01-1970 03:00 Türkiye’de Bir Üniversiteye Rektör Olmak 01-01-1970 03:00 Eskimeyen Zaman Efendisi: Ali Fuad Başgil 01-01-1970 03:00 Tarihe İz : Muallim Mahir İz 01-01-1970 03:00 Eskimeyen Zaman Efendisi: Ali Fuad Başgil 01-01-1970 03:00 Kalpten Gelen Bir Söz 01-01-1970 03:00 Maarif Televizyonu 01-01-1970 03:00 Muallim 01-01-1970 03:00 Bir Maarif Adami Olarak Mustafa Öcal 01-01-1970 03:00 Boğazköprü’de Yanaşık Düzen Ya Da Bir Fasl-I Cenaze 01-01-1970 03:00 Tıp Dili Bizim Neyimiz Olur? 01-01-1970 03:00 Eğitimin Ele Alinacak Yani 01-01-1970 03:00 Dünyanin Sahili Selameti: Kalkınmış Türkiye 01-01-1970 03:00 Evvel Giden Ahbaba Selam Olsun 01-01-1970 03:00 Üniversiteler Türkiye’ye Ne Zaman Yetişir? 01-01-1970 03:00 Vakar Abidemiz: Ayasofya Camii 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin Temel Eğitim Meselesi: Meslekî Eğitim 01-01-1970 03:00 Geleceğin Meslekî Eğitimi: Büyük Türkiye 01-01-1970 03:00 Meslekî Eğitim Üniversitesi 01-01-1970 03:00 Mütehassis Olmayan ‘Eğitim Uzmani’ Olur Mu? 01-01-1970 03:00 Kıran Günlerinde Meşk Ve İçe Yolculuğumuz 01-01-1970 03:00 Yeni Bir Sistem Ve ‘Yenilmişlerin’ Düzeni 01-01-1970 03:00 Bir Dönüştürme Projesi: Köy Enstitüleri – 2 01-01-1970 03:00 Bir Dönüştürme Projesi Köy Enstitüleri 01-01-1970 03:00 Ederini Tüketen Düzen Ve Biz 01-01-1970 03:00 Akif’in Türkiyesi, Türkiye’nin Akif’i 01-01-1970 03:00 Yüzümüzü Ak Edecek Bir Söz 01-01-1970 03:00 Üreten Nesil Çağı Yönetir 01-01-1970 03:00 Kalbinin Dili Olmayan Şair: Akif 01-01-1970 03:00 Münevver Ya Da Çınlayan Nağme Olmak 01-01-1970 03:00 Tuba Ağaci, Bambu Ağaci 01-01-1970 03:00 Tarihin Inkilap Etmesi 01-01-1970 03:00 Geleceğin Dünyasi 01-01-1970 03:00 Gelişler Ve Geri Gidişler 01-01-1970 03:00 Hak Temelli Bir Reforma Doğru 01-01-1970 03:00 Söylesem Tesiri Yok, Sussam… 01-01-1970 03:00 Maarif reformu neden şart? 01-01-1970 03:00 Yazmak Ve Yazarak Yaşamak 01-01-1970 03:00 İlim iktidarı, memleketin imarıdır! 01-01-1970 03:00 Maarifin ahlâkı var mı? 01-01-1970 03:00 Maarifin örfü yok Orff’u var! 01-01-1970 03:00 Eğitimde Dezavantajlı Gruplar Ve Maarifin Adaleti 01-01-1970 03:00 Dört çeker, ne kadar çeker! 01-01-1970 03:00 O şehre varmaz isek! 01-01-1970 03:00 Durduramayacaksınız! 01-01-1970 03:00 Türkiye’nin Yurt dışı Öğrenci Perspektifi 01-01-1970 03:00 FETÖ’nün Eğitim Boyutu 01-01-1970 03:00 Maarifimize Çankırı Modeli 01-01-1970 03:00 Utangaç Sunumlu ‘Zoraki Ve İstendik’ İnsan 01-01-1970 03:00 Maarif nedir? 01-01-1970 03:00 Seçimin galibi: eğitim sistemidir! 01-01-1970 03:00 Eğitimi Terbiye Etmek 01-01-1970 03:00 Ecnebi memleketlere öğrenci gönderme meselemiz! 01-01-1970 03:00