Televizyon, bir kitle iletişim aracı olarak aynı zamanda bir sihirli kutu. Toplumu ve insanı araçsallaştırmaktan tutun da, icad edildiği kapitalizmi yeniden üretmesi gibi çok çeşitli sistem eleştirileri mevcuttur. Kitleleri pasifize edip, tüketici bireyler haline getirerek reklam sektörüne pazarlamak gibi bir fonsiyon icra ettiği de sistemik televizyon eleştirileri arasındadır. Kaldı ki bu reklam sektörü de kontrol ettiği finansman gücü ile televizyonların program muhtevalarını kontrol ya da manipüle edebilmektedirler.
Günümüzde şekvacı olduğumuz, genel örf ve cemiyet yapımızla uyumlu görmediğimiz bir çok televizyon programının arkasında, içeriden ve dışarıdan reklam veren bazı sermaye gurupları ve mütegallibe yapıların olduğu, tahminden öteye malum olmaya başlamıştır. Reklam verenlerin, televizyon yöneticileri ile örtülü/açık reklam mutabakatları mevcuttur. Yazılı olmayan anlaşma kısımlarında ‘sizinle bu sene reklam anlaşması yaparak çalışacağız. Bunun karşılığında ayakkabı ile girilen ev ve farklı aile ilişkilerini yansıtan (‘aile programı’ adıyla bilinen malum programlar) programlar yapın.’’ şartları ile televizyonlar ve program muhtevaları yönlendirilmektedir/yönlendirilebilmektedir.
Cemiyetimizin son kalesi aile, çarpık örnekleri barındıran kadın programları ile yine belli sermaye kesimlerinin kontrol ettikleri tüketim düzenini baskısı altındadır. Yozlaşmış örnekleri evlerimize boca eden televizyon programların belli merkezlerin yönlendirme ürünü olduğunu bugün artık bilmeyen kalmadı. Bu tarz programların özellikle reklamlar üzerinden yönlendirildiği basın, televizyon ve bütün medya aleminin malumudur.
İşte tam da bu noktada cemiyet olarak kendi gerçeklerimize dönmek durumundayız.
Televizyon halen, tüm zamanların en tesirli iletişim aracı olmaya devam etmektedir. Konum, biçim ve şartları değişse de televizyon, iletişimde birinici sıradaki yerini korumakta. Şimdilerde youtube vb alternatif iletişim kanalları ön plana çıkmakta. Görüntülü iletişimin günlük hayattaki ve öğrenmedeki yeri de tüm zamanlara göre en başta gelen önemini korumaya devam etmektedir. Maarif ise hayatımızın içindeki önemini tüm zamanlardan daha fazla artırarak korumakta. Hayatın her aşaması, her alanı bir eğitim gerektirmekte. Her eğitimde de televizyon vb görüntülü iletişim araçları önemle yer almaya devam etmektedir.
Tüm bu cephelerden bakınca Türkiye’ de bir Maarif Televizyonuna ihtiyaç vardır diyebiliriz. Sadece maarif alanına hitap eden ve yalnız maarif alanı ile alakadar olacak bir MAARİF TELEVİZYONU cemiyetimiz ve ülkemiz için pek büyük bir hizmet ifa edebilir.
Kurulacak yeni bir kanala; Maarif Televizyonu adını vermeli. Ya da Türkiye’nin maarif teşkilatı gözetim ve koordinasyonunda Maarif Televizyonu adı ile yeni bir eğitim kanalı kurulmalı.
Kanalın muhtevası, sadece maarif alanı ile sınırlı olmalı.
Öğretmenlerin örnek çalışmaları, ayrıcalıklı talim/terbiye örnekleri, iyi öğretmen ve öğrenci çalışma örnekleri, Anadolu’nun bağrından yeşermiş zevk, estetik, mana ve incelik yüklü öğrenci faaliyetleri bu kanalın kapsama alanına girmeli. Kimlik ve kültür davamız bu kanalın ana yayın sermayesini teşkil etmeli.
Maarif Televizyonu dogmatik düşüncelerden sıyrılmış, tüketime esir birey zihniyetinden uzak, ilmi hakikatlere ve ülkemizin millî ve cihanşûmül ideallerine hizmet etmeli.
Folkloründen, türküsüne, oyunundan, çocuk ninnilerine, manilerine, tekerlemelerinden, ağıtlarına, atasözlerimizden, deyimlerimize, terimlerimize; kadar bu toprakların medeniyet ve kültürüne dair ne varsa bu televizyona konu olmalı.
Maarif Televizyonu, halkımız için bayram yeri, bir seyrangah, bir talim, terbiye, ders, işlik, folklör, edebiyat ve tarihin canlandırıldığı bir alan olmalı.
Tarihi bir değerimizi, tarihi bir eserimizi hayranlık ve takdirle izleyen, mana alemine yolculuk eder gibi seyreden bir öğrenci ve öğretmen görüntüsü bu kanalın temalarını oluşturmalı. Bu kanalla öğrencilerimiz, geleceğimize dair hayaller kurabilmeli.
Hak ölçüsü ile mizan, izan, irfan ve maarifi içine alan tüm kavram ve düşünce alanlarımızdan örnekler kapsayan, her öğrenci ve öğretmen faaliyeti, bu kanalın kapsama alanına girmeli.
Düşüncelerimizin yapı taşları olan kelime ve kavramlarımız en güzel Türkçe örnekleri ile Maarif Televizyonunda hayat bulmalı.
Anadolu’daki her kademe okullarımızın sosyal kültürel faaliyetleri ile Türkçe sahasındaki çalışmaları bu kanalda yer bulmalı. Okulların şiir, edebiyat, kültür ve mahalli kültür üzerine çalışmaları yer almalı Maarif Televizyonunda. Kültürümüze ve irfanımıza dair çok değerli çalışmaların tekrar nasıl canlandığını ve insanımızın yerden biter gibi dirilen kapasitesini bir görmeli maşeri vicdan.
Geleceğimize yolculuğun umut yüklü serüvenini başlatmalı hasret ve iştiyak yüklü yürekler ile.
Bunca geniş teşkilat ağına sahip olan maarif teşkilatımız; eğitim, öğretmen, öğrenci desteği ile bir Maarif Televizyonu için en büyük muhabirlik ve muhabere ağını teşkil edecektir.
İnanıyoruz, sizlerde inanın. Türkiye bunu başarabilir.
Sağlıcakla kalınız.