Türkiye’nin nerede ise son yarım asrında eserleri, konferansları, tebliğleri, yürüttüğü ilmi çalışmaları ve yetiştirdiği talebeleri ile yer almış bir maarif adamıdır Mustafa Öcal. Resmi künyesinde “din eğitimi” alanı gözükse de aslında tümüyle yoğunlaştığı çalışma alanı maariftir. Maarifin tarihi, tarifi, teorisi, metodolojisi ile keyfiyet alanı Öcal Hoca’nın uğraş alanları içerisinde yer almaktadır.
Mustafa Öcal, 1949 yılında beş çocuklu bir ailenin son çocuğu olarak Yozgat’tın Darıcı köyünde dünyaya geldi. İlköğrenimini doğduğu köyde 1960 yılında tamamladı. Sonrasında ailesiyle birlikte Yozgat merkeze yerleşen Öcal, bir yıl Kur’an Kursuna devam etti. Akabinde 1961-62 öğretim yılında Yozgat İmam Hatip Okuluna kaydoldu, 1969 yılında mezun oldu. Aynı sene Kayseri Yüksek İslam Enstitüsüne girerek yüksek öğrenime başladı. Yüksek öğrenimini sürdürürken, dışarıdan fark derslerinden imtihana girerek 1971 yılında Kayseri Sümer Lisesinden de diploma aldı. Hedefi, bir taraftan dinî yüksek öğrenimini devam ettirirken ikinci olarak bir de üniversite tahsili daha yapmaktı. Üniversiteye giriş imtihanlarında iyi bir puan aldı. Aldığı puan kendisinin Hukuk, Siyasal Bilgiler Fakültesi vb. fakültelere girmek için yeterli idi. Ortaöğretimdeki çifte diplomasını üniversite seviyesinde de çiftlemek arzusunda idi. Ancak gerekli bütün kayıt evraklarını hazırlamasına rağmen mevzuat engeline takıldı. Aslında askerlik görevinden tecilli olmasına rağmen, askerlik şubesindeki görevli sivil memurun; “askerlikle ilgisi yoktur” belgesini vermemesi sebebiyle arzuladığı fakülteye kayıt yaptıramadı. Yüksek İslâm Enstitüsündeki tahsilini devam ettirerek mezun oldu.
Mart 1974’te Artvin Hopa Lisesinde Din Bilgisi ve Ahlâk Dersleri öğretmeni olarak göreve başladı. İkibuçuk yıl orada görev yaptıktan sonra 1976 yaz aylarında 4 ay süreli kısa dönem askerlik görevini ifa etti. Askerlik sonrası Bursa Necatibey Kız Meslek Lisesi öğretmenliğine atandı. Bir yıl da burada görev yaptı.
Ekim 1977’de 38 yıl boyunca kesintisiz görev yapacağı ve pek çok talebe yetiştireceği Bursa Yüksek İslâm Enstitüsüne (o zamanki adıyla) Öğretmenlik Bilgisi Dersleri Asistanı olarak atandı. Öğretmenlik Bilgisi Dersleri adı daha sonra Pedagojik Formasyon Dersleri olarak değiştirildi. Yani hoca kendi penceresinden bir isimlendirme ile ilm-i terbiye kürsüsünde vazife yapmaya başlamış oldu. 1982 yılında Yüksek İslâm Enstitüsünün İlâhiyat Fakültesine dönüştürülerek Bursa Uludağ Üniversitesine bağlanması üzerine burada görevine devam etti.
Yüksek İslâm Enstitüsü asistanlığı döneminde, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Sosyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Âmiran Kurtkan Bilgiseven’in danışmanlığında yapmaya başladığı “XIV. Yüzyıl Osmanlı Kültüründe Tasavvuf ve İslâmiyet Bütünlüğü” konulu asistanlık tezini 1983 yılında tamamladı. Üniversitenin kurduğu jüri önünde yaptığı tez savunması neticesinde kendisine “Dr.” unvanı verildi. 1988 yılında Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinde Din Eğitimi Anabilim Dalı yrd. Doç.lik kadrosuna atandı.
Mustafa Öcal Hoca, öğretmen olarak göreve başladığı yıl (1974) okul programları arasında ilk defa yer alan Ahlâk Bilgisi dersi için henüz ders kitapları hazırlanıp yaygınlaşmamıştı. Kendisi görev yaptığı lisedeki öğrencileri için ders notları hazırlayarak teksir yoluyla çoğaltıp öğrencilerine okutmaya başladı. Böylelikle Hoca yazarlığa ilk adımını atmış oldu. Yüksek İslâm Enstitüsü asistanlığı döneminde ise 1978 yılında iki meslektaşıyla birlikte ortaokullar için Ahlâk Bilgisi kitapları hazırladılar, ülkenin belli bazı bölgelerinde ders kitabı olarak okutuldu. 1994 yılında ise başka iki arkadaşıyla birlikte ilkokul, ortaokul ve liseler için 8 adet Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi kitabı yazdılar. Yazdıkları bu kitaplar Milli Eğitim Bakanlığı onaylı olarak 7-8 sene boyunca tüm Türkiye’de okutuldu. Mustafa Öcal’ ın hocalığı, kitap yazarlığı, araştırmacılığı bu şekilde başlayıp zamanla bir ivme kazanarak devam etti. İnsiyakî olarak doğrudan eğitim / maarif alanına girmiş oldu.
Bursa Yüksek İslâm Enstitüsünde asistan olarak göreve başladıktan sonra, -kendi tabiriyle- kendi kendisini “otodidakt’’ olarak maarif alanında yetiştirip geliştirmeye çalıştı. Çünkü yukarıda bilgi verildiği gibi, danışman hocasının ısrarı üzerine yaptığı doktora tez çalışması asıl branşını oluşturan eğitim alanında kendisine fazla bir katkı sağlamadı. Buna rağmen rahmetli olan hacasını, kendisinin tez danışmanlığını yapmasından dolayı minnet ve şükranla anmakta, rahmet dilemektedir. Bundan sonra Hoca meslek hayatı boyunca kendi kendine bir hedef belirleyerek yoğun dersleri arasında araştırma çalışmalarını sürdürdü.
Öcal Hoca, bir taraftan Bursa Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinde pedagojik formasyon ve Din Eğitimi derslerine girerken, diğer yandan 30 yıl boyunca aynı üniversitenin Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünde de “Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi ve Öğretim Yöntemleri” dersleri verdi.
Hocanın kitap yazma çalışması / yöntemi; önce ders notları hazırlamakla başlayıp, birkaç senelik zaman içerisinde geliştirerek kitaplaştırma şeklinde devam etti. Bu yöntemle Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği öğrencileri için hazırladığı ‘Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi ve Öğretim Yöntemleri’ kitabı çok sayıda baskı yaptı ve birçok Eğitim Fakültesinde meslektaşları tarafından da okutuldu, okutulmaya devam edilmektedir. Kitabı ele alıp incelediğimizde; her konuda önce öğretmen adayı gençler için dinî ve ahlâkî bilgiler verilmekte, devamında ise bilgilerin çocuklara nasıl öğretileceği konusunda öğretim yöntem ve teknikleri anlatılmaktadır.
Bir akademisyen olarak Mustafa Öcal Hoca, hem iki fakültede hocalık yaptı ve hem makale ve kitap yazma şeklinde ilmî çalışmalarını aralıksız devam ettirdi. Yarısı kendi ismiyle / tek başına, diğer yarısı ise arkadaşlarıyla komisyon halinde kaleme aldıkları veya bölüm yazarlığı yaptığı kitaplarının sayısı 50’yi buldu.
Öcal Hoca’nın yukarıda bahsedilen arkadaşlarıyla birlikte hazırladıkları Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi ders kitaplarının dışında ilk bilimsel kitabı “Din Eğitimi ve Öğretiminde Metodlar” ismini taşımaktadır. TDV tarafından yayımlanan kitabın ilk baskısı 1990’da yapıldı. Kitabın ilk basımı yapıldıktan sonra birkaç yıl boyunca İlâhiyat Fakültelerinin birçoğunda ortak ders kitabı olarak okutuldu. Yurt dışında Müslümanların da yaşadığı bazı ülke ve bölgelerde de okutulan bu kitabın 2019 yılında kitabın 11. baskısı yapıldı.
Bilimsel çalışmalarından birini oluşturan “Osmanlı’dan günümüze Türkiye’de Din Eğitimi” isimli kitabını birkaç yıl boyunca İlâhiyat Fakültesinde ders kitabı olarak okuttu. 2016 Nisan ayında emekli olan Hoca, emeklilik sonrasında da çalışmasını devam ettirmektedir. Adı geçen (Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Din Eğitimi) isimli kitabını 5 cilt halinde genişletmeye çalışırken, 2019 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğünden; Genel Müdürlük Arşivlerindeki belgelerden yararlanarak Türkiye’de açılan ilk 7 İmam Hatip Okulunun tarihçesini yazması için bir teklif aldı. Teklifi kabul etmesi üzerine kendisine Bakanlık adına resmi görevlendirme yapılmıştır. Belgesel nitelikli ve kısaca “Öncü 7’ler” olarak vasfedilen çalışma ile “Türkiye’de açılan ilk 7 İmam Hatip Okulunun 70 yıllık Serüveni”ni yazmaya başladı. Söz konusu çalışma 7 cilt halinde 2021 yılı başlarında tamamlanmış olacaktır. Bakanlığın teklif ettiği çalışmanın öne alınması sebebiyle yarım bıraktığı Osmanlı’dan Günümüze Din Eğitimi’nin de tamamlanarak yayımlanması halinde imzası bulunan kitap sayısı 60’ı geçmiş olacaktır.
Öcal Hoca’nın diğer bazı kitapları hakkında bilgi verilmesi gerekirse;
Yayımlanmış olan en geniş kapsamlı çalışması “Tanıkların Dilinden Cumhuriyet Döneminde Din Eğitimi ve Dinî Hayat’’ ismini taşımaktadır. 3 ciltlik bu kitapta; Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinden, İmam Hatip Okullarından, Yüksek İslâm Enstitülerinden ilk yıllarda mezun olmuş, zaman içerisinde dinî ve ilmî sahada önemli hizmetler yapmış / yapmaya devam eden 32 hocayla yapılan mülâkât / söyleşi yer almaktadır. Kitapta yer alan şahısların isimlerine bakıldığında onların her birinin memleketin ilim ve irfanında öncülük yapan isimler olduğu anlaşılmaktadır.
Bir başka çalışması; “Diyanet İşleri Başkanları ve Hizmetleri” isimli bin küsür sayfalık kitaptır. Bu çalışmada önce kısa bir Diyanet tarihi verilmekte, sonra rahmetli olan Başkanların hayat hikâyeleri anlatılmaktadır. Akabinde ise hayatta olan Başkanlarla mülâkat / söyleşi yapılarak hizmetleri anlattırılmaktadır.
Kezâ; benzer bir çalışması ise “Kuruluşundan Bugüne MEB Din Öğretimi Genel Müdürülüğü ve Genel Müdürler (1961-2015)” adlı çalışmasıdır. Bu çalışmasında da Diyanet İşleri Başkanları ile yaptığı yöntem izlenmiştir. Söz konusu üç ayrı çalışması ile Öcal Hocanın, Türkiye’de Din Eğitimi tarihine ışık tutucu, ufuk açıcı ve kalıcı tespitler yapıp miras bıraktığı anlaşılmaktadır.
Bunlardan başka yine din eğitimi tarihine ışık tutan iki çalışması daha yayımlanmıştır: Birincisi; “2013’te yayımlanan; “Bursa İmam Hatip Mektebinden İmam Hatip Liselerine (1924-2002)”, İkincisi ise 2015’de yayımlanan; “90. Yılı Münasebetiyle Bozok İmam ve Hatip Mektebinden Yozgat İmam Hatip Liselerine (1924-2014)” ismini taşımaktadır. Öcal Hoca, bu iki ayrı şehre ait İmam Hatip Okullarının tarihi serüvenini kayda geçirmiştir.
Hoca, görev yaptığı Bursa İlâhiyat Fakültesinin tarihini yazmayı da ihmal etmedi. Fakültenin 30. Yılı vesilesiyle “Kuruluşundan Günümüze Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi” ismiyle 2005 yılında fakültenin tarihçesini kaleme alarak yayımladı.
Hocanın, İmam Hatip Liseleri ile ilgili üç ayrı kitabı daha yayımlandı: Birincisi; 1994 yılında yazdığı “İmam Hatip Liseleri ve İlköğretim Okulları” ikincisi; “Medresetü’l-Eimme ve’l-Huteba’dan İmam Hatip Liselerine” üçüncüsü; “100. Yılında İmam Hatip Liseleri” ismini taşımaktadır. Öcal Hocanın bu kitaplarında, kuruluşundan günümüze İmam Hatip Liselerinde görülen olumlu olumsuz gelişmelerle bu bağlamda yapılan tartışmalar yer aldı.
Bunlardan başka; Öcal Hoca’nın kaleme aldığı; “Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme”, “Eğitimde Rehberlik”, “Yaz Kur’an Kurslarında Kur’an ve Dinî Bilgiler Öğretimi”, “Genç Din Eğitimcisine Mektuplar”, “Bir İmam Hatip Masalı” gibi kitapları yayımlandı. Ayrıca editörlüğünü yaptığı eserler, dini sahada hizmet yapmış zatlardan bazılarının hayatını ve hizmetlerini kayda geçirdiği eserleri de bu bağlamda hatırlanabilir.
Öcal Hocanın kitaplarının dışında, 100 civarında yayımlanan bilimsel makalesi ve sempozyumlarda sunduğu tebliğleri / bildirileri yayımlandı.
Görülüyor ki Mustafa Hoca, yaptığı çalışma ve yazdığı eserleri ile bir eğitim / din eğitimi külliyatı oluşturmuş, bir başka ifade ile geniş bir maarif külliyatı oluşturmuştur, oluşturmaya devam etmektedir. Bütün bunca çalışmaları ile kendisi çok değerli bir milli maarif hafızası haline geldi.
Mustafa Öcal Hoca doğal olarak ilk zamanlar dar bir alanda ismi yavaş yavaş duyulurken zamanla eğitim ve din eğitimi alanında giderek çoğalan çalışmaları ile temayüz etti. Artık bütün Türkiye’de görüşlerine müracaat edilen bir maarif adamı haline geldi. Bu çerçevede 1996 yılında yapılan 15. Milli Eğitim Şûrası için hazırlık mahiyetinde Bursa’da 32 sivil toplum kuruluşunca eğitim ve din eğitimi alanında tespit ve teklifler yapmak, gidişata dair hal çareleri oluşturmak maksadıyla bir organizasyon yapıldı. Bu sivil inisiyatifin teklifi üzerine Mustafa Hoca’nın kaleme aldığı rapor üzerinde mutabakat sağlandı. Ancak daha etkileyici olması düşüncesiyle rapor İstanbul’a havale edildi. Rapor 72 sivil toplum kuruluşunun temsilcisi konumundaki Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfınca “15. Milli Eğitim Şûrâsı ve Okullarımızda Din Eğitimi ve Öğretimi (Rapor kitap)” ismiyle kitap haline getirildi. Rapor / kitap 3 000 adet yayımlanarak, şûra üyelerine ve konuya ilgi duyan kurum ve kuruluşlara iletildi. Raporda Türkiye’nin mevcut eğitim sistemine dair araştırma ve bilgiye dayalı, özellikle de tıkanma noktalarına işaret eden sahih tespitler yer almaktadır. Bu tespitler çerçevesinde raporun sonunda kısa, halkın ihtiyaçları doğrultusunda anlaşılır ve özlü teklifler sunulmaktadır. Rapor, bir maarif mütehassısının, bir terbiye ve talim hocasının kaleminden çıkması hasebiyle toplumun ihtiyaçlarına ciddi çözüm önerileri ihtiva etmektedir.
Mustafa Öcal, maarif tarihimize ve İslâm maarif tarihine özel olarak eğildi. Çalışmalarını bilhassa bu alanlara teksif etti, eserler verdi. Bu konuda çeşitli kurum, kuruluş ve üniversitelerde maarifimiz ve maarif tarihimiz üzerine seminer ve konferanslar verdi.
Ömrünü ilim hizmetlerine vakfeden Hoca, vazife yaptığı her alanda adanmış bir ruhla çalıştı. İlim vakarını ve istikametini muhafaza etmeyi akademik etiket taşımaya tercih etti. Yaptığı çalışma ve ortaya koyduğu eserlerle Türkiye’nin sayılı millî maarif mütehassıslarından bir oldu.
Mustafa Öcal, Dinî eğitimin aslında Hıra Mağarası’nda nazil olan Alak Suresi’nin ilk 5 ayeti ile başladığını ifade eder. Dördüncü ve beşinci ayetlerde Rabbimizin; “kalemle yazı yazmaktan, insana bilmediğini öğretmekten bahsettiğine” dikkat çeker. Bu anlamda ayetlerin İslâmî eğitim ve öğretim bakımından çok önemli olduğunu hatırlatır.
Öcal, İslamî eğitimin kurumsal hale gelmesini Suffa’daki faaliyetlerle başlatır. “İslâmın ilk eğitim merkezi, ilk yatılı okuludur Suffa” der. Atalarımız, Büyük Selçuklular Bağdat’ta medreseyi kurdular. O tarihi esas alırsak yaklaşık 1000 yıllık medrese ve üniversite geleneğimiz var” der. İlk Osmanlı medresesinin ise 1330 yılında İznik’te faaliyete geçirildiğini hatırlatır. Bu tür hatırlatmalarıyla Hoca, bu konudaki geçmiş birikimimize ait zihin ve ufuk açıcı tespitlerde bulunur.
Mustafa Öcal 2016 yılında 42 yıllık devlet ve millet hizmeti sonrası yaş haddinden emekli oldu. Maarif alanında talebe yetiştirme faaliyetleri, ilmî çalışmaları, sivil toplum akiviteleri, maarif okumaları, seminer, konferans, tebliğ ve kitapları ile milli maarif alanında ve millî hafızada mümtaz yerini aldı.
Meslek hayatında Hoca, 9 doktora, 18 de yüksek lisans tezi çalışmasına danışmanlık yapar. Hocanın rahle-i tedrisinden geçen güzide talebelerinin önemli bir kısmı Prof., Doç. veya Dr. unvanıyla üniversitelerde hizmet yapmaktadırlar. Ayrıca, gerek İlâhiyat Fakültesinde ve gerek Eğitim Fakültesinde yetiştirdiği binlerce talebesi ise; öğretmen, okul müdürü, Milli Eğitim Müdürü, Genel Müdür, akademisyen, imam hatip, vaiz, müftü olarak yurt içinde ve yurt dışında önemli hizmetler ifa etmektedirler.
Hizmetine duyulan ihtiyaca binaen emeklilik sonrası bu sefer başka bir maarif kademesinde göreve çağrıldı. MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından Bursa’da 2016’da açılan ve Türkiye’nin yüzakı maarif projelerinden biri olan Uluslararası Murad Hüdavendigar Anadolu İmam Hatip Lisesinde resmen görevlendirildi. 70 ülkeden talebelerin öğrenim gördüğü bu okulda; 3 üniversiteden 13’ü Prof. diğerleri Doç. olan ve aralarında bir emekli din görevlisinin bulunduğu, birkaçı İlâhiyatçı büyük çoğunluğu muhtelif branştan toplam 22 akademisyenden oluşan “Akademik Bilim Kurulu” oluşturdu. Kendisinin ve üyelerin tamamen fahri / gönüllü olarak hizmet yaptığı bu kurul, okulda danışmanlık ve rehberlik faaliyetleri yapmaktadır. “Geç kalmış ama çok önemli bir devlet projesi” olarak nitelendirdiği Uluslararası Murad Hüdavendigar AİHL’de İslâm âleminin geleceğini aydınlatacak olan gençlere cihanşümul eğitim yapılmaktadır. Bu okulun eğitim kadrosu ve öğrencileri Öcal Hoca ve akademik bilim kurulu üyesi akademisyenlerin bilgi ve tecrübelerinden faydalanmaktadırlar. Hoca, insanlığa iyilik ve adalet götürme ideali ile donanmış maarif gönüllüsü yetiştirmek üzere çalışmalarına el’an bu okulda devam etmektedir.
Sağlıcakla kalın.