DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Memiş OKUYUCU
Memiş OKUYUCU
Giriş Tarihi : 13-07-2020 17:59

Vakar Abidemiz: Ayasofya Camii

Her milletin, her devletin tarihinde iniş çıkışlar vardır. Yedi bin yıllık geçmişi olan bu milletin tarihinde pek çok yokuşlar, büküşler ve  inişler olmuştur. Son iki yüz yıllık tarihimizde batının teknik ve teknolojik alanda kurduğu düzenin gölgesinde geçen bir zaman dilimi oluştu. Bu tarih dilimi içerisindeki en önemli kırılmayı da Birinci Dünya Harbi teşkil etti.

Birinci Dünya Savaşı o zaman ki adı ile Umumi Harp bizim için tarihte yaşadığımız en büyük trajedilerden birini oluşturdu. 2 milyon 850 bin asker mevcudu ile girdiğimiz harpten büyük kayıpla çıktık. 1 milyon kadar şehit, yaralı, kayıp ve esir verdik. Bu harp neticesinde ordumuzun büyük bir kısmını kaybettik.

‘Galipler dayatırlar.’  Ve Birinci Dünya Harbi sonrasında da bu durum bizim için öyle olmuştur.

 Yenildiğimiz bu savaş sonunda galipler kendi ‘galipler düzenini’ bize dayattılar.

İngiltere’nin öncülüğündeki zamanın galip devletleri, bu dayatmalarına daha baştan işgal kumandanlarının telkinleri ile başladılar. Bu cümleden olmak üzere, tarihi çağrışımları nedeni ile başkentin İstanbul olmaması gerektiği, Ankara olmasının onlara göre uygun olacağı, halifeliğin kaldırılmasına kadar bir çok madde başlığı bu şekilde oluşturulmuştır. Hatta Lozan’da İsmet Paşa’nın oturacağı koltuğa kadar galiplerce bir fark oluşturulmaya çalışılmış. Delegasyonumuzun itirazı üzerine ‘siz sadecce Yunanlıları yendiniz’ diyerek kendilerince bir psikolojik sınır oluşturulmuştur. Bu dayatmaların haddi hududu aşmasıyla da bir ara Lozan’da görüşmeler kesilmiş. Sonra gene başlamış ve 24 Temmuz 1923’de anlaşma imzalanmıştır.

Kurulan Cumhuriyete dayalı yeni devletimiz de bu dayatmalar gölgesinde varlığına devam etmiştir.

1934 yılında müzeye çevrilen Ayasofya Camii’nin durumu da ‘galipler dayatmasının’ bir ürünüdür. Çünkü sembolleri unutmayan batı zihniyetinin bilinç altında, Türklerin varlığı bir kadim Şark Meselesi olarak duruyordu. Ayasofya ise o sembolün en merkezi yerinde duran hikayenin adı idi. O  tarihte müzeye çevrilen Ayasofya milletimizin sinesinde bir hüzün kaynağı olmuştur. Günümüze kadar camiye çevrilmesi yolunda çabalar devam etmiş. İlim, kültür ve siyaset alanında Ayasofya hiç gündemimizden düşmemiştir.

 Ayasofya 567 senedir hakimiyetimizin nişanesi, bir vakar abidemiz idi. Müzeye çevrildiği tarihten beri de milletimizin bir vakar meselesi olmuştur. 86 yıl sonra 24 Temmuz 2020 tarihi itibari ile gücünü, kudretini tekrar toparlayan Türk Devleti, Ayasofya’yı tekrar camiye çevirmiştir.

1944-1947 yıllarına kadar İngiltere öncülüğünde devam eden Türkiye’deki galip devlet rejimi o tarihten sonra Amerika kontrolüne geçmiş. O dönemimize atıf yapan bir batılı düşünür ‘Türkler durdurulmuştur’ demiştir. Bahsettiği tabi ki tarihe yürüyüşümüzün durdurulmasıdır.

Miiletimiz üzerine giydirilen bu deli gömleğini,  yaşadağımız asrın başlarından itibaren parça parça  yırtıp atmış. Ve tekrar kendisinin ve bütün insanlığın tarihine doğru yürümeye başlamıştır. Batının çöküşünün başladığı bir zamanda hemde tarihe yürüyüşümüz başlamıştır. Batının zevali, bizim de kemalimizin ufukta göründüğü bir çağa doğru döndü zaman.

Yapmamız gereken daha çok işlerimiz var. Önce kendi tarihimizle yüzleşmeliyiz. Tarihimizi ideolojik pencereden değil, artık ilim/bilim çerçevesinden okumalıyız. Geçmişimize ‘zafer’ ya da ‘hezimet’ olarak değil, hakikat penceresinden bakmalıyız.

Alman idarecileri birinci dünya harbi arkasından kendi halklarına dönüp, ‘yenildik ve bu ağır savaş şartları bize dayatıldı ey halkımız’  dediler. Akabinde de birleşerek, Versay Anlaşmasını yırtıp attılar. Biz de kendi geçmişimizle yüzleşerek, dayatma şartlarını hep beraber ve kalanları ile birlikte tarihin çöp sepetine atmalıyız.

Dünya hiç bu kadar yaşanılamaz hale gelmemişti. Gelir dağılımı bozukluğu had safhaya çıkmış. Aile ve insanî değerler olabildiğince yerlerde sürünmeye başlamış. Dünyanın hemen her bölgesinde huzur ve adalet ortadan kaldırılmış. Kan ve göz yaşı bütün insanlığa tek seçenek olarak dayatılır olmuştur. İnsanlık batı tesirinde geçen son iki yüz yıllık dönemde, tarihinde gördüğü en karanlık çağını yaşar olmuştur.

Mütekebbirlerin kan ve göz yaşı ile sağladıkları yeryüzü düzeninin çöküşü, milletimizin ise çıkışı görülmeye başlandı.

Şimdilerde küresel vizyon deniliyor. Kendi çağdaş kızılelma idealimizi inşa etmeliyiz. Birliğe daha çok ihtiyacımız var. Dirlik ise her zamankinden daha fazla lazım bize. Adaletimize bütün insanlık muhtaç hale gelmiştir.

Milletimizle birlikte olan, milletimizle yanyana yürüyenler kazanacak.

Bizim haricimizde kalanlar ise  herkesiyle, her şeyiyle kaybedecek.

Sağlıcakla kalın.

NELER SÖYLENDİ?
@
Memiş OKUYUCU

Memiş OKUYUCU

DİĞER YAZILARI Türkçe Tartışmak Türkçeyi Tartışmak Ölümünün 50. Yılında muallim mahir iz Ölümünün 50. Yılında muallim mahir iz Eğitimde Üç Zarf ve Empatik Bir Müzakere Yeni Müfredat Taslağı Nasıl Bir Model Sunuyor? Eğitim ve Maneviyat Maarif Muhiti, Eğitim Modeli Maarifin Türkçesi Millî Eğitim Şûrası Üzerine Hârezmî Eğitim Modeli Ankara’da Bir Eğitim ‘Ada’sı Bir Fikir Adamı Ali Fuad Başgil Türkiye'de Şehirli Dindarlık Doğunun Yedinci Adami: Mehmet S. Aydin Istiklal Marşi Ve Akif’in Öğretmenliği Türkiye’de Bir Üniversiteye Rektör Olmak Eskimeyen Zaman Efendisi: Ali Fuad Başgil Tarihe İz : Muallim Mahir İz Eskimeyen Zaman Efendisi: Ali Fuad Başgil Kalpten Gelen Bir Söz Maarif Televizyonu Muallim Bir Maarif Adami Olarak Mustafa Öcal Boğazköprü’de Yanaşık Düzen Ya Da Bir Fasl-I Cenaze Tıp Dili Bizim Neyimiz Olur? Eğitimin Ele Alinacak Yani Dünyanin Sahili Selameti: Kalkınmış Türkiye Evvel Giden Ahbaba Selam Olsun Üniversiteler Türkiye’ye Ne Zaman Yetişir? Türkiye’nin Temel Eğitim Meselesi: Meslekî Eğitim Geleceğin Meslekî Eğitimi: Büyük Türkiye Meslekî Eğitim Üniversitesi Mütehassis Olmayan ‘Eğitim Uzmani’ Olur Mu? Kıran Günlerinde Meşk Ve İçe Yolculuğumuz Yeni Bir Sistem Ve ‘Yenilmişlerin’ Düzeni Bir Dönüştürme Projesi: Köy Enstitüleri – 2 Bir Dönüştürme Projesi Köy Enstitüleri Ederini Tüketen Düzen Ve Biz Akif’in Türkiyesi, Türkiye’nin Akif’i Yüzümüzü Ak Edecek Bir Söz Üreten Nesil Çağı Yönetir Kalbinin Dili Olmayan Şair: Akif Münevver Ya Da Çınlayan Nağme Olmak Tuba Ağaci, Bambu Ağaci Tarihin Inkilap Etmesi Geleceğin Dünyasi Gelişler Ve Geri Gidişler Hak Temelli Bir Reforma Doğru Söylesem Tesiri Yok, Sussam… Maarif reformu neden şart? Yazmak Ve Yazarak Yaşamak İlim iktidarı, memleketin imarıdır! Maarifin ahlâkı var mı? Maarifin örfü yok Orff’u var! Eğitimde Dezavantajlı Gruplar Ve Maarifin Adaleti Dört çeker, ne kadar çeker! O şehre varmaz isek! Durduramayacaksınız! Türkiye’nin Yurt dışı Öğrenci Perspektifi FETÖ’nün Eğitim Boyutu Maarifimize Çankırı Modeli Utangaç Sunumlu ‘Zoraki Ve İstendik’ İnsan Maarif nedir? Seçimin galibi: eğitim sistemidir! Eğitimi Terbiye Etmek Ecnebi memleketlere öğrenci gönderme meselemiz!
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA