15 Temmuz’un üzerinden 3 yıl geçti. Türkiye, tarihinde daha önceleri hiç rastlamadığı türden bir küresel kanlı darbeyi savuşturdu. Askeri, siyasi, ekonomik, kültürel ve diğer tüm piyasa enstrümanları ile birlikte eğitim alanında örgütlenmiş bir yapı olan Fetö’nün giriştiği darbe, milletimizin gösterdiği kahramanca bir direniş ruhu ile bertaraf edildi.
Kısaca 15 Temmuz olarak bilinen ve halkın lisanına böylece yerleşen bu darbe girişimi bir çok yönü ile tartışıldı, konuşuldu… Halende konuşulmaya da devam ediyor!. Fetö’nün eğitim boyutunun bu yıldönümlerinde yeteri kadar da demeyeceğim; hemen hiç tartışılmadığını, konuşulmadığını, çoğu kere gündeme bile gelmediğini gördüm!. Bu örgütü ortaya çıkaran ana zemin, eğitim boyutu çok geniş ve karmaşık bir alan. Son 15 Temmuz’dan sonra böyle bir yazı üzerinde düşünmeye karar verdim!. Bu yazı çıktı ortaya.
Her yönü ile bir uluslararası örgüt olan Fetö ve eğitim ilişkisinden bahsederken meselenin karmaşık, küresel ve genel ölçekte olması problemin boyutları konusunda bize ipuçları oluşturmaktadır. Bu örgütün ilk nüvelenme, yeşerme, olgunlaşma, kök salma, yayılma ve hakimiyetini pekiştirme stratejilerinde en çok kullandığı alan, genel olarak eğitim alanı olmuştur. Fatö’nün temelleri, eğitim alanında atılmış, iskeleti ve omurgası eğitim sektöründe inşa edilmiştir.
Peki neden eğitim?
Türkiye’de ailelere rahatlıkla girebilmenin en kolay yoludur, eğitim!. Her aile ile bir güven köprüsü kurabilmek için de emin bir yoldur eğitim. Eğitim kısaca sihirli bir anahtar gibidir! Çocuğunun istikbali sözkonusu olunca tüm aileler daha bir yakin ile meseleye yaklaşırlar. Çocuk ve gelecek boyutu nedeni ile eğitim, her ailenin girişine açılan kapısıdır!
Gelelim Fetö ve eğitim ilişkisine!.
Eğitim Fetö için; her aileye, Türkiye’nin her bölgesine ve giderayak dünyanın her bir bucağına, 160’tan fazla ülkesine ulaşılabilen temel bir örgütlenme sektörü haline gelmiştir. Fetö’nün eğitim boyutu başlı başına çalışılıp, oluşturduğu örgütlenme biçimleri, yapısal olarak çalışma yöntemleri ve kademe kademe örgüt hiyerarşisini teşekkül ettirdiği, tüm yönleri ile ortaya çıkarılması gereken en temel alandır.
Fetö ve eğitim ilişkisinin boyutları nelerdir? Bu örgüt, eğitim alanını bu kadar yaygın olarak nasıl kullandı/kullanabildi? Ülke içinde ve dışında bu kadar yaygın bir eğitim/okul/yurt/dershane/kurs ağı oluşturmalarının sebebi nedir? Örgütün eğitim alanında bu kadar kolay ve hızlı genişleyen bir ağ oluşturabilmesinin altında yatan saikler neler?
Bütün bu soruların metodolojik bir şekilde araştırılıp, kapsamlı cevaplarının ortaya konulması gerekiyor.
Fetö eğitim ilişkisinin, ülke imkânlarının seferber edilerek, her devlet kurumunun kendi zaviyesinden yapacağı çalışmalarla yürüteceği bir program ve perspektif çerçevesinde, tüm boyutları ile ortaya konulması gerekmektedir.
Tespit edebildiğimiz kadarı ile başlıklar halinde eğitim sahasındaki Fetö’yü izah edelim:
İki yüz yıllık eğitim tarihimizin geldiği nokta itibari ile tüm vatandaşlarımızı kapsayacak; çok farklı, zengin kültürel ve tarihi mirası içine alacak, medeniyet mirasımızı tekrar yüklenip bayrağı daha ileriye taşıyacak, nesilleri toparlayacak bir mefkûresinin olmaması bu alandaki harici tesirlere açık kapı oluşturmuştur. Fetö eğitim sistemimizdeki bu boşluğu değerlendirerek kendine eğitimde çok geniş bir alan açmış, hayat ve vücut bulmak için bu boşluğu tuğla tuğla duvar örmek suretiyle kullanmıştır. Özellikle devlet okullarında uygulanmakta olan ideolojik bakış açısının toplumun tümünü içine alamaması neticesinde oluşan boşluktan istifade eden Fetö, bu alanda din ve dini değerleri olabildiğince kullanmış, milletimizin din değerlerini kendisine mefkûre şekline dönüştürmüş. Kitlelerle arasında bir kurduğu görünmez bağların şemsiyesi haline getirerek, devlet okulları ve diğer özel eğitim kurumlarına karşı, kendi eğitim kurumlarını güçlü bir alternatif haline getirmişlerdir. Bu alandaki açık halen devlet tarafından doldurulamadığı için başkaca yapıların hemencecik Fetö’nün yerini alabileceği sosyal alandaki ‘boşluk’ elan da devam etmektedir!.
kullanılmıştır. ‘İyi okul’,‘garanti gelecek’ kisvesi ile dershaneler tam bir kullanım ve halkı toplama aracına dönüştürülmüştür. Dershaneleri, devletin geleceğine yön verecek olan ilk elli bin, ilk yüz bin içindeki Üniversite, Fakülte ve bölümlere öğrenci yerleştirmek ve bu alanı kazanç/rant kapısı haline getirmek için bir araç olarak kullanmışlardır.
devşirme, eğitim piyasasına ve Türkiye’ye yerleşme ve kontrol etme aracına dönüşmüştür. Sayısal olarak kendi adlarına olan dershaneler, takriben piyasanın yüzde onu civarında idi. Ancak birde bu örgüt içinden yetişip te tam sayısı bilinmeyen ve kendi isimleri ile dershanecilik yapanların sayısını da bu listeye eklediğimiz zaman örgütün dershane sektöründe çok büyük bir güç oluşturduğunu görmek gerekmektedir!.
yayıncılık sektörü de örgütün temel beslenme alanlarından birini oluşturmuştur. Hatta diyebiliriz ki yayıncılık sektörü, örgütün en temel finans kaynaklarından birini teşkil etmekte idi. Fetö yayıncılık sektöründe oluşturduğu muhtelif yayınevi markası ve fason test, ders kitabı, sınav, soru bankası vs sınav aparatları ile tekel oluşturmaktan da öteye adeta yayın piyasasına çökmüştü. Yayın alanında ‘iyinin’ hangi markalar olduğunu ve fiyatlarını örgüt belirler hale gelmişti. Eğitim sisteminin de tamamı ile sınava dayalı bir sisteme dönüşmesi ile bu piyasaya tek başına hakim hale gelmiş oldular.
Bir diğer eğitim alanı da ÖSYM üzerinden oluşturduğu tekel ile kurguladığı mafyavari ‘sınav sistemi’ idi.
Fetö ÖSYM üzerinde kurduğu sistem ile sınav sorularında ayrı bir ‘sınav dili’ meydan getirdi. Bu sınav diline uygun sorular, soru kitapçıkları, test kitapları ve soru bankaları oluşturdu!. Kendi dershane ve okullarında karşılık ve açıklamalarını yalnızca kendi hocalarının bildiği bu sınav yazılımı çözümlemeleri ile kendi öğrencilerine çözümledikleri kodlamalarla belli bir avantaj sağladılar. Bu avantaj bir maraton koşusunda koşuculardan birine birkaç km ileriden başlatmak gibi bir manaya geliyordu. Bu yolla Fetö örgüte taraftar sağlama, avantajlı hale getirme gibi yönlerden büyük bir güç kazandırdı.
dershane ve kurslarını; piyasadan insan devşirme, beyin avcılığı yapma, örgüte eleman kazandırma, değiştirme, dönüştürme ve beyin yıkamak için birer üs ve hücre olarak kullanmıştır. Bütün Fetö eğitim basamakları ve eğitim kurumları örgütün teşkilat şemasının temelini teşkil eden yapılar haline dönüştürülmüştür.
ile devlet okullarındaki eğitimin niteliğini istismar ederek, örgüte alan açma, alan hakimiyeti kurma hususunda da, eğitim sektörünü sonuna kadar kullanmışlardır.
yeteri kadar önem verilmediğini düşünen ailelerin bu alandaki talebi de örgütün istismar alanlarından birini oluşturmuştur. Hem talebe toplama, hem de halkın kurdukları okullarına yardımını sağlama konusunda en çok istismar ettikleri hususlardan birisi de, öne sürdükleri ‘din eğitimi’ görüntüsü idi.
Fetö’nün eğitim boyutu, milletimizi adeta bir rüyadan uyandıran çok acı bir tecrübe olmuştur!. Dersler çıkarılarak milletimizin iyi niyet duygularının istismar edilmeyeceği, aydınlık yarınlarımıza hizmet edecek daha güçlü bir milli eğitim sistemi, ancak bu tür kötü niyetli yapıların önüne geçer!
Sağlıcakla kalın dostlar.
Memiş OKUYUCU