Direk konuya girelim. Türkiye’nin bundan sonraki hedefi ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ olmalıdır. Bütün ülke, millet, devlet; ticaret, ekonomi, eğitim, kalkınma vs. programlarını bu hedeflere göre yapılandırmalıdır.
Başta savaş ve savunma sanayi olmak üzere, gemicilik, silah sanayii, donanma, gıda sanayii, takım tezgahları, fabrika yapan fabrikalar, yazılım sektörü, havacılık sanayii, tarım ve inşaat sanayi ve ekipmanları, yerli elektrikli otomobil başta olmak üzere teknoloji üretimine dayalı bir sanayi kurulmalı.
Kişi başı milli geliri önce 25 bin, sonra da 50 bin dolar düzeyine çıkaracak bir Ekonomik Kurtuluş Savaşı vermemiz gerekiyor. Bunun için çaba, çalışma, taktik, teknik ve strateji ile beraber teknolojik anlamda ne gerekiyorsa üretmeliyiz. Sistem kurmalı, idealler oluşturmalı, hedef planlaması yapmalıyız. Bütün bu hedeflere bizi götürecek yol, yöntem, akıl, fikir, proje ne varsa hepsini birden devreye koymalıyız.
Bütün yeryüzünün petrolünü, doğal kaynaklarını ve insan emeğini ‘değerler götürmek’ adı ile sömüren, camdan saraylarda oturup aleme nizamat veren, dünyanın kibirli efendileri semirmiş durumdalar.
Gözleri insanlık, adalet namına artık hiç bir şeyi görmüyor. Bunların dizili küplerini devirmenin en kestirme yolu, Türkiye’nin ekonomik, sanayii ve ticari alanda kalkınması ile mümkün olacaktır. Bu ekonomik kalkınma, tüm insanlığı selamet sahiline çıkaracak, ekonomi temelli bir kurtuluş reçetesi olacaktır.
Yer kürenin her noktasını kan ve kaosa boğan, çağdaş bir sömürü düzeni ile insanlığı iliklerine kadar sömüren egemenlerin çarkını kırmanın en etkili yolu, Türkiye’nin kalkınmasından geçmektedir. Ekonomik tam bağımsızlığını gerçekleştirmiş ve yüksek teknolojiye dayalı gelişme sağlamış bir Türkiye, dünyaki sömürgeciliği kıran kilit/lider ülke olacaktır.
Ekonomik gelişme kaydedince bütün insanlık yanımızda ve arkamızda toplanacak. Toplanacak diyorum. Çünkü bütün kavimler, ülkeler, devletler, milletler, insanlar sömürülmekten bitap düşmüş durumda. Çaresizce sağa sola savrulmakta. Yüreklerde hüzünle yeşeren umutlar bir kurtarıcı medeniyet beklemekte.
Sömürgeciler, insanlığın maddi vardıklarını tükettikleri gibi hayallerini ve umutlarını da yok etmek istiyorlar. Barış deyip savaş, huzur deyip kargaşa çıkarıyorlar. Sömürgecilerin insanlığın tümüne sundukları tek reçete: ‘Ya sömürüleceksiniz, ya da öleceksiniz!’ şekline dönüşmüştür.
Yeryüzü bir Darüsselam’dır. Selam ve esenlik yurdudur. Esenlik ve barışın yeryüzünde hakiki banileri bizleriz. Yeryüzünü imar etme, insanlığa iyilik ve adalet götürme yolunda bir kalkınma için bütün mekanizmalarımızı harekete geçirmeliyiz. Böylelikle bütün insanlığa huzur ve saadet götürebilmek için güç toplamalıyız.
İnsanlığın üzerine 150-200 senedir çöken küresel çağdaş kölelik düzenini kırarak, yeryüzünü hakiki özgürlüğüne kavuşturmanın önünü açmış oluruz.
Biz merhamet medeniyetiyiz.
İnsanlığın tamamına adalet ve iyilik götürecek bir insan modelini ön plana çıkaralım. Bütün tecrübe, birikim ve ideallerimizi birleştirip, yeni bir çağ hedefi ortaya koyalım.
Ekonomik kalkınma ve ekonomik kurtuluş savaşı için, çok güçlü eğitim almış bir toplum inşa etmek gerekiyor.
Sistemli, ülke geleceği ve ihtiyaçlarına göre yapılandırılmış, milli ve insani hedeflerine inanmış insan mefkûresi olan bir maarif sistemi planlayalım.
Bu eğitimli toplum ile ekonomik kalkınmayı gerçekleştirebilir, bütün insanlığın ihtiyaç duyduğu adaleti sağlayabilir, bir yeryüzü medeniyeti kurabiliriz.
Sanatımızı, kültürümüzü, kimliğimizi kendi kavramlarımız üzerinden okumalara tabi tutalım.
İnsanımıza boyun ağrıları yaşatan demode ideolojik kalıpları kaldıralım. 19. Asır ideolojiler çağından kalma, bir kısım insanlarımızın zihinlerini işgal etmiş olan köhne inanışları bırakalım. Ansiklopedik, ezberci tarihte kalmış talim terbiye metotlarını da terk edelim.
Çağı ve gidiş yönünün doğru okuyan, bu çağın ruhunu yazmaya talip, çabası ve çalışmasi ile bir medeniyet iddiası ve medeniyet perspektifi taşıyan; alan, bölüm ve meslek planlamalarıyla nitelikli uzman ve ara elemanların olduğu nesiller yetiştirecek bir maarif kuralım.
Tarihi tecrübemiz var. İnsan malzememiz de...
Kavram ve değerlerimizi tekrar günyüzüne çıkararak, medeniyetimizin hizmetlerini bütün dünyaya götürecek yeni bir perspektif inşa edelim.
İnsanlığın tamamını sahili selamete çıkaracak tek ülke Türkiye. Ardında, önünde, yanında ve içinde olalım.
Sağlıcakla kalın.