Yeni bir dünya kuruluyor. Robotik bir dünya. Önümüzdeki 15 yıl içerisinde mesleklerin % 65’ini ortadan kalkacak. Robotlar, hayatın hemen bir çok alanında insan ve emeğin yerini alacak. Suudi Arabistan’da 500 milyar dolarlık bir robot üssü kurmak için çalışmalar yürütülmekte. Gelecekte iş ve gündelik hayatta, daha az insan daha çok robotların olacağı bir dünya olacak.
İnsanlık aleminin yaşam ve medeniyetine hayat verecek olan bizler, bu değişime ne kadar hazırız?
Bunun için…
Demode metodolojileri atıp, analitik zihin sahibi birey yetiştirmeyi idealize eden bir bakışımız,
Bireysellik adı ile bencillik ve atomize edilmeyi değil, birey kimliği ve şahsiyet inşasını hedefleyen bir duruşumuz,
Kimlik kültüre dair bir talim terbiye vurgusuna odaklı bir görüşümüz olacak çalışmaları daha çok yapmalıyız.
Karşılığı olmayan(sadece öğretmenlik formasyonu almış mezun sayısı 700 bini aşmış durumda) üniversite diploması yerine, gerçekçi ve bilim üreten bir üniversite modelini savunarak/geliştirerek bu dünyayı kalben, ruhen ve bedenen görecek bir gözümüz,
Aileyi, aile birliğini ve aile değerlerini savunup, aileye sahip çıkan üslubumuz ile bu dünyada sürülecek bir izimiz,
Dergahta, bergahta anlaşma, konuşma, kaynaşma ve dayanışma için yegane ortak buluşma alanımız Türkçe. İngilizce’nin giderek diğer tüm diğer dünya dilleri gibi Türkçe’yi de yutma istidadı mevcut iken... Ana dilimize sahip çıkma düşüncesini her müfredata, talebeye, örgün ve yaygın eğitimin merkezine işleyerek; bir sevgi, bir düşünce ve şuurunu geliştirerek bu dünyaya söylenecek bir sözümüz olsun.
Bütün bunların program ve ideallerini geliştirerek, bir büyük maarif ve insanlık hizmeti yapmış olacağız.
İnanıyoruz ki, bugünkü genel eğitim sistemi hakkında; her sesin, herkesin, her kesimin, içinde elbette söyleyecek bir sözü var.
Türkiye’de bugün 25 milyon öğrenci var. 50 milyon da bunların anne babaları bulunmakta. Nerede ise ülkenin tamamı.
Maarifin görevi, ülkenin medeniyet perspektifini devam ettirmektir!
Bu demektir ki, maarifimiz en temel meselemiz demektir.
Bütün bunların cevabını arayıp, çözümüne çalışabilsek bizim medeniyet yürüyüşümüze ne kadar büyük ve ayrı bir sinerji katacak değerler ile karşı karşıya olduğumuz daha iyi anlaşılacak.
Bir hayat ve varoluş alanımız.
Toplumsal kimliğimizin ve geleceğimizin iki başlı bir emniyet sübabı vardır: Ehliyet ve liyakat.
Ehliyet, liyakat ve toplumsal adaleti yerine koyup, topluma taç edecek yegane varlık nedenimiz ise, hakikat davamızdır.
Hakikat davamızı yerine koyabilmek için ve daha bir çok değerimizi yerine yerleştirebilmek için ‘hakkı bulup, hakka uygun davranmalı, hakkı tutmalı ve hakkı yerine koymalıyız’.
Hakk’ın hakikatini, cemiyet hayatına doğru çevirip, insanlığa adalet götürme mükelelfiyetimiz dahil çok şeyleri değiştirebiliriz. Bütün dünyanın her yerine hakkı yazmak için, maarifin temeline hakkı yazmalıyız.
Maarif, bizim iki yüz yıllık davamızdır.
Davasını gütmeye devam edeceğiz.
Sağlıcakla kalın efendim.