DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Memiş OKUYUCU
Memiş OKUYUCU
Giriş Tarihi : 06-05-2020 13:22

Yeni Bir Sistem Ve ‘Yenilmişlerin’ Düzeni

1840-1940 tam yüzyıllık bir dönem. Bu topraklarda geçen en muhataralı, en sancılı,  en uzun yüzyıldır. Bu yüzyıl ‘batılılaşma’, ‘garplılaşma’, ‘yenileşme’ yer yer ‘modernleşme’ vs yöntemlerle  ayakta kalma mücadelesi verilen bir dönemi kapsar.

Bu dönem,  bütün  medeniyet tarihimizin en kritik dönemini/ dönemecini  teşkil eder. Aydınımızda bu yüzyıllık dönemde, hakim olan ruhun tam adını koymadan dünü de, bugünü de anlayamayız. O dönem aydınlarına hakim olan ruhun psikolojik arka planına vakıf olmadan, diğer meselelerimize  isabetli bir teşhis koyamayız.

Peki neydi o ruh?

O ruh; sarsılma, savrulma neticesi oluşan bir gayri tabi hal idi. Arızi bir durum, adeta patolojik bir halet-i ruhiye  idi. Yaşananlardan; siyaset, bilim, maarif vs başta olmak üzere günlük hayata yansıyanlar, bir sarsılma ve savrulma neticesi oluşan ‘aşağılık’ duygusunun eseri idi. Çıkış ve çözümü kendinde çaresizliğe dönüştüren bir savrulma idi bu durum!. Bizi bütün bir alemde var eden ‘ İslam medeniyeti’, bu dönem aydınının zihniyet dünyasında bulunmamakta idi. Lügatlerinden böyle bir geçmiş ve kimlik aidiyeti çıkarılmıştı!.

Dönem aydınları tüm uygulamalarında çözüm, çare ve hatta çaba  üretmekte kifayetsizdiler. Kendilerinde hazır, taklit reçeteye sarılan bir psikolojinin izlerini görmek mümkün idi. Tabiatı gereği bir düşünce üretmesi de mümkün değildi bu zihin halinin.  Kaybettiği kimliğini, dehlizlerde, taklit bataklığında arayan, kendilerini ‘kültleştiren’ bir düşünce hakim olmuştu bu kesimde.

Cemiyete karşı  ‘irfanı tabiyet değiştiren’ birer lejyoner olmuşlardı.

Bu zümre, maarif ve kültür alanında kendi medeniyet iddialarından vazgeçmişti. Dönemin kültür ve maarif hayatına yön verenler, ‘batılı’ ve ‘batıcı’ olmakla insanlık aleminde tek başına var olabileceğini düşünen bir aydın kitle idi.

Düşüncelerine hakim olan batılı bakış ve yaşama biçimi, bu kesimlerce ideoloji haline dönüştürüldü. Sonrasında da bu yaşama biçimi etrafında bir sistem oluşturuldu. Oluşturulan bu sistem ‘kutsallaştırarak’ etrafında ateşli savunucular peyda edildi.  

İşte böyle bir bakışın hakim olduğu dönemin zirvesinde, bugünkü maarif sistemi temellendirildi. Projenin ilk ürünü/adımı  isim değişikliği idi. Proje hedefleri doğrultusunda  maarife,  ‘eğitim’ ismi  verildi. Üretilen dönüştürme projelerinin sonraki adımlarından biri de Köy Enstitüleri oldu.

Dönem ürünlerinin sosyolojisi, 21. asır başlarına kadar varlıklarını sürdürdü.  Bu kesimler, ‘yenik aydın’, ‘ezik aydın’, ‘sömürge aydını’, ‘batıcı aydın’ vs muhtelif sıfat ve isimlendirmelere ancak karşılık olabildiler. Savundukları ideolojiler çağının uzantısı ve taklidi görüşün şu anki durumuna,  ‘paradigması iflası etmiş’ yahut ‘mağlup ideolojilerinin sonu’ da diyebiliriz. Bir türden tükenmişlik yaşayan müflis ideoloji.

İdeolojiler çağının bitişi olarak da adlandırabiliriz.

 1989 yılında glastnost(açıklık) ve peresteroyka(yeniden yapılanma) politikalarıyla  kominizmin çöküşü,  ideolojiler çağının bitişinin tescillendiği tarih olmuştur. Bütün eserleri ile birlikte  batıcılık ideolojisi de,  o günden itibaren tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştır.

Bu aydın zümrenin savunduğu çizgi, Türkiye’de 2002’den sonra gelişen süreçle birlikte çok önemli bir toplumsal kırılmaya uğramıştır. Şerif Mardin bu kırılma ve o malum çizgiyi ifade babında, ‘cami, okulu yendi’ diyerek çok ilginç bir tespitte bulunmuştur.

Dönüştürme projesinin müellifleri, yenilgilerini bir başka cenahtan giriştikleri hareketle örtmek istediler. Umutsuz  bir çırpınışla son bir denemeye daha giriştiler: 15 Temmuz 2016 fetö darbe girişimi. İşte bu son  deneme, o kesimin elim ve malum sonunu getirmiştir.

İçinde toplum mühendisliği/dönüştürücülük barındıran bugünkü maarif sistemi işte o dönem zihniyetinin arka planında kuruldu. Bütün mevzuatı, öğretim programları, öğretmen yetiştirme sistemleri bir proje olarak o dönemden itibaren inşa edildi.

1924 yılında Türkiye’ye davet edilen John Dewey’i ve maarif sistemimizin kuruluş yıllarında kendisinden alınan raporu bu çerçevede görmek gerekiyor.

Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı ile   ABD arasında;  görünürdeki görevi  eğitim alanında işbirliği olan, ancak asıl görevi müfredat ve eğitim sistemimizi kontrol etmek olan Fulbragt(Fulbrayt) Komisyonu 1947 yılında  kuruldu.

Fulbragt(Fulbrayt) Komisyonunun başkanlığını 1984 yılına kadar da bir Amerikalı yürüttü. Bu komisyonun başkanlığına bir Türkün atanabilmesi, Milli Eğitim Bakanlığına Vehbi Dinçerler’in gelmesi ile ancak 1984’te  mümkün olabilmiştir.

Milli Eğitimin temelini teşkil eden ve yetiştirilecek insan modelimizin şekillendirildiği 1968 ilkokul programı, Amerikan Ford Vakfının gözetim ve kontrolünde yine bu dönemde hazırlandı.

İçinde kimliğimizin renklerini  barındırmayan, dilimizi öğretemeyen, bilimi 1920’lerin pozitivist anlayışıyla sunan,  neslimizi inkarcılığın pençesine sürükleyen mevcut maarif sistemimiz elan varlığını devam ettirmekte.  Bu maarif sistemi iflas edip tükenmiş batıcılık ideolojisinin saliklerince inşa edilmiştir. Bu sistem bir Türk kimliği tarifi barındırmamakta. Bu sistemin aile  değerleri ve aile kavramı bizim yapımızla imtizaç etmemektedir. Eğitim/terbiye usülleri de çok demode ve  ezbercidir.

Mevcut sistem milli kimliği inşa edici mahiyette değil. Bu hali ile, bizim geleneksel olarak toplumumuza yön verip, manevi ruh inşa eden milli merkezi de kuramamakta.

Sonuç olarak…

Yeni ve milli bir maarif inşa edilmelidir. Medeniyet perspektifimize sahip, hak ve hakikat duygusu taşıyan, akletme kapasitesi olan, zamanın ruhunu yazacak, tek geçerli referansın ehliyet ve liyakat olduğuna inanan, ölçülerimizi idrak ve şuur haline getirmiş,  kimlik vurgusu güçlendirilmiş, insanlığa iyilik götürme idealleri ile mücehhez bir maarif sistemi kurmalıyız.

Biz bir aile medeniyetiyiz. Aile değerlerimiz üzerinden toplum inşa edecek bir nesil hedefimizi; maarifimizin müfredatına, tüm sistematiğine yerleştirmeliyiz. Asırlardır ihmale uğramış bilim idealimizi hayata geçirecek, bir aşk ve  şuur ile medeniyetimizi yarınlara taşıyacak  perspektif ve metodoljiler kuracak nesil hedefi olan bir maarif sistemi inşa etmeliyiz.   

Özü, dünyayı imar edecek, insanı inşa edecek, yeryüzünde iyilik ve adalet  tesis edecek insan ideali olan bir maarif sistemi kurmalıyız.

NELER SÖYLENDİ?
@
Memiş OKUYUCU

Memiş OKUYUCU

DİĞER YAZILARI Türkçe Tartışmak Türkçeyi Tartışmak Ölümünün 50. Yılında muallim mahir iz Ölümünün 50. Yılında muallim mahir iz Eğitimde Üç Zarf ve Empatik Bir Müzakere Yeni Müfredat Taslağı Nasıl Bir Model Sunuyor? Eğitim ve Maneviyat Maarif Muhiti, Eğitim Modeli Maarifin Türkçesi Millî Eğitim Şûrası Üzerine Hârezmî Eğitim Modeli Ankara’da Bir Eğitim ‘Ada’sı Bir Fikir Adamı Ali Fuad Başgil Türkiye'de Şehirli Dindarlık Doğunun Yedinci Adami: Mehmet S. Aydin Istiklal Marşi Ve Akif’in Öğretmenliği Türkiye’de Bir Üniversiteye Rektör Olmak Eskimeyen Zaman Efendisi: Ali Fuad Başgil Tarihe İz : Muallim Mahir İz Eskimeyen Zaman Efendisi: Ali Fuad Başgil Kalpten Gelen Bir Söz Maarif Televizyonu Muallim Bir Maarif Adami Olarak Mustafa Öcal Boğazköprü’de Yanaşık Düzen Ya Da Bir Fasl-I Cenaze Tıp Dili Bizim Neyimiz Olur? Eğitimin Ele Alinacak Yani Dünyanin Sahili Selameti: Kalkınmış Türkiye Evvel Giden Ahbaba Selam Olsun Üniversiteler Türkiye’ye Ne Zaman Yetişir? Vakar Abidemiz: Ayasofya Camii Türkiye’nin Temel Eğitim Meselesi: Meslekî Eğitim Geleceğin Meslekî Eğitimi: Büyük Türkiye Meslekî Eğitim Üniversitesi Mütehassis Olmayan ‘Eğitim Uzmani’ Olur Mu? Kıran Günlerinde Meşk Ve İçe Yolculuğumuz Bir Dönüştürme Projesi: Köy Enstitüleri – 2 Bir Dönüştürme Projesi Köy Enstitüleri Ederini Tüketen Düzen Ve Biz Akif’in Türkiyesi, Türkiye’nin Akif’i Yüzümüzü Ak Edecek Bir Söz Üreten Nesil Çağı Yönetir Kalbinin Dili Olmayan Şair: Akif Münevver Ya Da Çınlayan Nağme Olmak Tuba Ağaci, Bambu Ağaci Tarihin Inkilap Etmesi Geleceğin Dünyasi Gelişler Ve Geri Gidişler Hak Temelli Bir Reforma Doğru Söylesem Tesiri Yok, Sussam… Maarif reformu neden şart? Yazmak Ve Yazarak Yaşamak İlim iktidarı, memleketin imarıdır! Maarifin ahlâkı var mı? Maarifin örfü yok Orff’u var! Eğitimde Dezavantajlı Gruplar Ve Maarifin Adaleti Dört çeker, ne kadar çeker! O şehre varmaz isek! Durduramayacaksınız! Türkiye’nin Yurt dışı Öğrenci Perspektifi FETÖ’nün Eğitim Boyutu Maarifimize Çankırı Modeli Utangaç Sunumlu ‘Zoraki Ve İstendik’ İnsan Maarif nedir? Seçimin galibi: eğitim sistemidir! Eğitimi Terbiye Etmek Ecnebi memleketlere öğrenci gönderme meselemiz!
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA