İstihdam, sanayi ve teknolojimiz; meslekler üzerinden yürüyerek üretime dönüşmekte. Ülkemizin ekonomi ve refahı da bu çark üzerinden ayağa kalkmakta.
Ekonomi çarkını ayağa kaldıran ana taşıyıcı kolon mesleklerin verimliliğidir. Mesleklerin üretime dönük verimliliği, nitelikli bir meslekî eğitim ile mümkün olabilmektedir.
Her işin, her sanatın, her mesleğin verimli, doğru, nitelikli yapılabilmesi ihtiyacı, nitelikli bir mesleki eğitimi zorunlu hale getirmiştir.
Kamu eğitiminin yaygınlaştığı son ikiyüz yılda meslekî eğitimin önemi daha da artmış, hatta stratejik bir değer kazanmıştır.
Meslekî eğitim, stratejik değerinin yanında günümüzde ülkelerin geleceğini belirleyici konuma gelmiştir. Hızlı üretim, hızlı tüketim çağında yaşıyoruz Zamana karşı bir yarış söz konusu.18. asırda yüz yılda bir yenilenen bilgi, günümüzde artık 28 saatte bir yenilenir olmuştur. Bilgi, hızlı üretilip, bir o kadar da çabuk tüketilen bir ‘nesne’ halini almıştır. Bu kadar hızlı üretilen ve tüketilen bilgi, günümüzde bir tüketim metasına dönüştürülmüştür. Böyle bir teknoloji dünyasında meslekler ve erbabının verimliliği daha da önem kazanmış durumdadır.
2006 yılında yapılan bir araştırmaya göre, bütün yeryüzünde 42 bin civarında meslek mevcuttur. Bizde ise 6900 kadar türde meslek, elan iş ve istihdam piyasasında üretime katkıda bulunmaktadır. 2030 yılı civarlarında akıllı robotlar piyasada ve üretim alanlarında çok büyük oranda yer almaya başlayacak. Şimdiden bazı ülkeler mahkemelerde bile akıllı robotları/sun’î zekayı devreye alma denemeleri yapmaktalar. Akıllı robotların piyasaya girmesiyle, mesleklerin yüzde 65’ i ortadan kalkacak.
Türkiye, üretiminin henüz yüzde 3,5 kadarını yüksek teknolojiye dayalı olarak yapabilmekte. Geriye kalan üretim şekli düşük teknolojilerle yapılmakta. Gelişen teknolojiye bağlı olarak önümüzdeki beş sene içerisinde üretim araçlarının yüzde ellisinin değişmesi gerekmekte/beklenmektedir.
Ülkemizin teknoloji ve sanayi alanında sınıf atlayabilmesi, yüksek teknolojiye dayalı üretim oranını hızlı bir şekilde yükseltmesi ile mümkün olabilecektir.
Türkiye’nin verimli çalışana ve verimliliği artıracak bilgili, iyi eğitimli ve teknoloji donanımlı yetişmiş meslek erbabına ihtiyacı var.
Bunun içinde teknolojiye dayalı yeni becerilerle üretkenliği yükseltilmiş, donanımlı, algıları açık, ekip ruhu taşıyan, eleştirel düşünceye sahip, yenilikçi, büyük Türkiye mefkûresi taşıyan bir mesleki eğitim sistemi kurması gerekiyor.
Mesleki eğitimde tarihi büyük bir tecrübeye sahibiz. Çağın bilgi ve teknolojisi yanında, ülkenin stratejisi ve hedefleri ile uyumlu bir mesleki eğitim sistemi toplumsal motivasyonumuzu olabildiğince yükseltecektir. Geleceğin büyük Türkiye’si yüksek teknolojiye dayalı bir üretim ve meslekî eğitim sistemi ile mümkün olabilecektir. Disiplinler arası geçiş kabiliyetine sahip, teknoloji odaklı, medeniyet perspektifimizi taşıyan birey nitelikli bir meslekî eğitim sistemi, bize kalkınmada sınıf atlatacak en temel alt yapı ihtiyacımızdır. Sistemimizi yeni baştan çalışmalı.
Meslekî Eğitim, Meslekî Terbiye
Meslek alanı ve ticari, ekonomik hayat; toplumuzun ana omurga sosyal tabakasını teşkil etmektedir. Bu nedenle yukarıdaki tanımdan yola çıkarak yetiştireceğimiz meslek erbabının meslek donanımı yanında, model insan, meslek adamı terbiyesi niteliklerinin de yükseltilmesi gerekiyor. Türkiye, artık küresel bir oyuncu ülke konumundadır. Meslek erbabımız da bu perspektif ile yetiştirilmelidir.
Meslek erbabının niteliğine değer katacak, iyi bir kimlik ve kültürel donanıma sahip bireyler olarak yetiştirilmeleri gerekiyor. Her meslek sahibinin yapacağı işin bilimle, medyayla, algılarla, mantıkla ilişkisi öğretilmeli. Klasik sistemimizde ince nezih davranış sahibi olmak karşılığı olarak edeb, adab kullanılırdı. Çağdaş yorumları ile öğrencilere moral, etik, ahlakî davranışlarımız bir edeb/adab olarak milli kimlik ideallerimiz doğrultusunda verilmelidir. Meslekî eğitim müfredatı bu istikamette yeni bir tanzime, ıslaha tabi tutulmalıdır. Sistem 1920’ler pozitivizminin baskısından arındırılıp, yerli ve milli hedef ve mefkûrelerimize daha uygun bir müfredat ve yapıya kavuşturulmalı. Teknoloji ve bilişim odaklı millî bir mesleki eğitim için yeni baştan bir reformu hayata geçirmeliyiz.
Meslekî Eğitimde Son Söz.
Meslekî eğitimde profilin yükseltilmesi, tüm maarif sisteminin ve beraberinde ülkenin performansının yükselmesini sağlayacaktır. Şu an talep ağırlığının yükselmesiyle popülerliği artan üniversitelerimizin mezunlarının günlük hayatta diplomalarının bir karşılığı bulunmamakta. Bu durumda toplumsal zeka kapasitemiz; hem meslekler alanında, hem de tüm alanlarda erozyona uğramakta. Bu erezyonu üretime döndürmenin tek yolu, meslekî eğitimi yerli yerine oturtmaktan geçmektedir.
Bu cümleden olmak üzere; bölgesel, yerli ve mahalli unsurlarımız sisteme daha çok dahil edilmeli. Dahil edilmenin de ötesine geçilerek, sistemin ortağı ve sahibi haline getirilmelidir.
Mesleki eğitimi daha fazla özerkleştirip, daha çok özel sektör ortaklığına açılmalı. Kurulum ve işletim aşamalarında sistem, özel sektörle birlikte yürütülmeli. Sistem verimliğini yükseltebilmek için teknolojik gelişmelere karşı mesleki eğitim, daha modüler bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Meslekî eğitimin geleceği ve meslekler hususunda risklerimiz ve fırsatlarımızı esaslı araştırmalara tabi tutmalı. Yeni imkan, yeni fırsat ve değerler ortaya çıkaracak fizibilite çalışmalarına ağırlık verilmeli. Son salgınla ortaya çıkan kabiliyet ve fırsatlarımızı etraflı ve sistemik araştırmalarla ortaya koymalı. Sistemimizin zaaf ve zayıf taraflarını geliştirmek için de metodik çalışmalar yürütmeli. Bilimsel temellere dayalı, ülke stratejileri ile uyumlu, dünyaya model olacak bir meslekî eğitim sistemini hayata geçirmek için üniversitelerimizle ortak çalışmalar yürütmeliyiz.
Mesleki eğitim meselesi bir medeniyet meselesidir. Meslekî eğitim meselesi bir varlık meselesidir. Mesleki eğitim meselesi memleket meselesidir.
Yakın nazarlar ile bakıp, hızlı bir meslekî eğitim seferberliğine girmemiz gerekiyor.
Sağlıcakla kalın.