Eğitim sistemimizi, mekteplerimiz üzerinden ele alalım. Şimdilerde okul denilse de bir kavram olarak mektep, 19 yüzyıldan itibaren maarif ve kültür hayatımızda yoğun olarak kullanılmaya başlanılmış. Kültürümüze ve irfanımıza yerleşmiş. Gündelik hayatımıza sinmiştir. Mektep, kitapla aynı köktendir. Branş, ekol, tâlim, büro, ajans ve ticarethane anlamları da mevcuttur. Kısaca mektep, hayattır.
Sistemin tamamına yakın kısmına yön veren bölümlere yakından bakalım:
İmam Hatip Okulları(Ortaokul-Lise):Pozitif ilimlerin, dini eğitim ve
öğretimiyle birlikte yapıldığı okullarımızdır. Üzerinde en çok durulan, en fazla sistem, müfredat ve muhteva tartışması yapılan okul türlerimizdendir. Uzun yıllara dayalı olarak yaşatılan iniş çıkışlardan sonra, son yıllarda daha istikrarlı bir yapıya kavuşmuştur. Öğretim kalitesinin yanında, giderek eğitim niteliklerini de yükseltmekte olan bir okul türümüz olmuş. Halkın tevecühünün artmasının da sağladığı özgüvenle, bu okullarımızın başarıları giderek yükselmiştir. İmam Hatip Okullarında % 40 din dersleri, % 60 fen ve kültür dersleri verilmektedir. Genel eğitim içindeki oranı % 14,5 seviyesine ulaşmış durumdadır. Yeni açılanlar ile birlikte, sistem içerisinde önem ve ağırlığını artıran bir okul türümüz konumuna dönüşmüştür. Kendi içinde oluşturduğu çeşitlilik, hem eğitim/terbiye hem de öğretim yönleri ile bu okullarımızın niteliğini daha fazla artırmıştır. İmam Hatipler, bu hali ile ve telif bir okul modeli olarak, eğitim sistemimizin ele alınacak bir numaralı okulları olma halini sürdürmektedir.
Fen Liseleri: Bilim adamı yetiştirme amaçlı kurulmuştur. Devlet
okulları içerisinde en yüksek puanla girilen okullarımızdandır. 2019 yılı istatistiklerine göre Türkiye’nin muhtelif yerlerinde açılan fen liselerimizin sayısı 316’dur. İçlerinde en gözde olanı ve en yüksek puanla girilebilenleri Ankara ve İstanbul’daki okullarımızdır. Fen liselerimiz, program ve kuruluş hedeflerinden ziyade, toplumdan yalıtılmış formatta ve üniversite sınavlarına odaklı insan yetiştirmeye devam etmektedirler.
Anadolu Liseleri: İlk açıldığı 1980’lerde Türkiye’nin eğitim-öğretim
anlamındaki en gözde ve üniversitelere en çok öğrenci gönderebilen okulları idiler. Şimdilerde bir miktar daha sıradan liseler haline gelse de, halen talep gören okullarımız olmaya devam etmektedirler.
Sosyal Bilimler Liseleri: İki bin iki sonrası dönemden itibaren kurulan
ve geliştirilen bir okul türümüzdür. Sosyal bilimler alanında Türkiye’nin geleceğine hizmet etmek maksadıyla seçme öğrenci alan gözde okullarımızdandır. Türkiye genelinde doksan iki sosyal bilimler lisesi mevcuttur. Diğer liselerden farkı, biri hazırlık olmak üzere beş yıllık bir eğitim-öğretim süresini kapsamasıdır.
Meslek Liseleri: Yakın geçmişte gözden düşer gibi olsada geçen yıl
itibari ile tekrar yükselişe geçen bir okul türümüzdür. Mesleklerin öneminin artması, bu okullara olan talebi tekrar artırmıştır. Son yaşanmakta olan salgın sürecinde meslek okullarımız, ortaya koyduğu performans ile önemini bir kez daha hatırlatmış. Uzun bir duraklamanın ardından konjonktüründe tesiri ile meslek okullarına olan talep, yeniden yükselmeye başlamıştır. Genel eğitim sistemi içerisindeki oranı % 37 seviyesindedir.
Proje okullarımız sınavla öğrenci alan, yüksek puanla girilebilen okul türlerimiz durumundadır.
Bu okullarımıza idareci atamalarında, diğer okul türlerinden farklı olarak, daha özel şartlar mevcuttur. Akademisyenlere de proje okullarında idari görev verecek şeklilde mevzuatta düzenleme yapılmış durumdadır. Devletin daha geniş imkanlar tanıdığı, ülke üretimi ve yönetiminde daha fazla beklentisi olan okullarımızdır. Sistemi henüz tam oturmadığı için bu okullarımız üzerinde tartışmalar sürmektedir. Telif bir okul modeli oluşturulmaya çalışılmaktadır. Son yıllarda bu okullarımıza olan talep artmış durumdadır.
Türkiye’de öğretim anlamında esas yarış YKS sınav sıralamasındaki ilk elli bin içindir. Üniversitelere girişteki ilk elli bin öğrenci sıralaması esas itibari ile yukarıdaki ilk dört okul türü arasındadır. Bunlara proje okulu olarak bilinen okulları da ilave edebiliriz. Meslek okullarının temel amacı, zaten meslek adamı yetiştirmek olduğu için buraya dahil etmiyoruz.
Bu açıklamalar ışığında Türk eğitim sistemi öğretmen, bina, araç, gereç, ekipman ve okullaşma oranları ile en yüksek seviyelerine geldiğini söyleyebiliriz. Yani nicelik olarak en üst seviyelere yükselmiş bir eğitim sistemimiz mevcuttur.
Sıra insanımızın donanım ve niteliklerini yükseltmeye gelmiştir.
Türk maarifinin bundan sonraki hedefi, maarifin niteliğini yükselterek insanımızın verimliliğini artırmak olmalıdır. Gelişme ve kalkınma hedeflerimize eğitimin birim katkısını olabildiğince fazlalaştıracak bir sisteme ihtiyacımız var. Bu hedefler doğrultusunda his ve fikriyatımızı daha da geliştirerek, gelecek nesillere aktaracak bir talim-terbiye sistemi inşa etmek gerekiyor. Bu maksatla; ‘ihtiyaç, okul, gelecek, Türkiye ve dünya’ denkleminde temel bir reform ihtiyacı zorunlu hale gelmiştir.
Genel bir maarif seferberliği ve maarif reformu ile sistem verimliliğini daha yüksek seviyelere çıkarmalıyız. Kapasitemizi ve enerjimizi daha fazla üretime yönlendirecek ve insanımızın hizmetine sunabilecek planlamalara ihtiyaç var. Sistem bir tarafına dokunuşlarla, bir yerine müdahale etmekle bırakılmamalı. Temelden ve tümüyle ele alınmalı. Gidişat, ülkenin istikameti ile mütenasip hale getirilmeli.
Milletin emeği, yüreği ve çabası ile olan her girişim değerlidir. Anlamlıdır... Ülkemizin geleceğinde katkısı olacak her adım kıymetlidir.
Bir zamanlar bu ülkeye nitelikli insanlar yetiştiren anadolu liseleri; uzak vatan köşelerinden toparlanarak getirilen çocuklarımıza ülkenin imkanlarının sunulduğu yatılı okul/öğretmen okulları; memleketimiz insanının el emeği göz nurunun sembolü meslek liseleri; din eğitimi ve ülke sevdasının şekil bulmuş hali imam hatip okulları başta olmak üzere milletimizin bağrından çıkıp, okullarından yetişerek millete/devlete hizmet edenlerin yetiştiği her okul ve her bir bireyi kıymetlidir.
Bu ülkeye hizmet eden her mektep, milletin mektebidir ve değerlidir.
Şimdi dünya üzerinde varlığımızı koruyup, rekabetimizi öngören bir maarif hedefi oluşturmalıyız. Yani hedef yenilememiz, yeni hedefler ortaya koymamız gerekiyor.
Metot, sistem, teknoloji geliştirerek; mekteplerimize daha fazla insanlığa iyilik götürme misyonu yükleyebiliriz. Kabiliyet ve kapasitemizi daha çok geliştirerek; kimliğimizi kültürümüzü daha ilerilere taşıyabiliriz. Muhakeme kabiliyetimizi ve hüküm verme kapasitemizi daha fazla artıracak yollar keşfederek; neslimizin üretim gücünü olabildiğince yükseltebiliriz.
Bunun için yeni hedefler oluşturalım.
Hayallerimizi büyütelim.
Sağlıcakla kalın.