Bir şey ispat edilecek ise sonuç belli ve tekdir.
Bu sonuca ulaşmak için de dayanışma ve yardım mümkündür.
İnkarda ise farklı sonuçlar vardır. Yanımda ve görüşümde veya inancımda yoktur gibi iddialara göre sonuçlar da farklı farklıdır.
Onun için bir noktada dayanışma olmaz.
Onun için de ispat kolay ve inkar zordur.
İşte bu hakikat noktasında,
imana karşı gelen kâfirlerin ve münkirlerin, inkarcıların kesretinin ve
zâhiren, görünüş olarak çokluğunun kıymeti yoktur.
Ve mü'minin, inanan insanın yakînine, sağlam ve kesin bilgisine ve
imanına hiç tereddüt, şüphe vermemek lâzım iken;
bu asırda Avrupa feylesoflarının, felsefecilerinin nefy, yok saymaları ve inkârları,
bir kısım bedbaht meftunlarına tereddüt verip,
mutsuz tutkunlarını şüpheye düşürüp yakînlerini izale,
kesin bilgilerini ortadan kaldırıp ve
saadet-i ebediyelerini, sonsuz mutluluklarını mahvetmiş.
Ve insanlardan her günde yaklaşık üçyüz bin adama isabet eden ölümü,
mevt ve eceli bir terhis mânasından çıkarıp
idam-ı ebedî, sonsuz idam olma sûretine çevirmiş.
Kapısı kapanmayan kabir,
daima idamını o münkire, inkarcıya ihtar etmekle
lezzetli hayatını elîm elemlerle, acı veren kaygılarla zehirliyor.
İşte, iman ne kadar büyük bir nimet ve
hayatın hayatı olduğunu anla! (20/98)
CENNET BAHAR KADAR KOLAYDIR
Daha önce de çok misallerle anlatılmıştır ki; hiç yoktan yaratmak, ikinci yaratmaktan çok daha zordur. Mektubat’ta bu konu güzel bir şekilde nazara verilmektedir:
وَ لِلّٰهِ الْمَثَلُ اْلاَعْلٰى
En yüce sıfatlar Allah’a aittir. (22/60)
Vâcibü'l-Vücûd'un mahiyet-i kudsiyesi, vücudu mutlak var olan, yokluğu mümkün olmayan Cenab-ı Hakk’ın kutsal ve kusursuz mahiyeti,
mâhiyat-ı mümkinat, varlığı Cenab-ı Hakkın var etmesine bağlı olan yaratılmışlar cinsinden değildir.
Belki bütün hakaik-ı kâinat, kainattaki gizli gerçekler, o mahiyetin esmâ-i hüsnâsından olan Hak isminin şuâlarıdır, Allah’ın güzel isimlerinden Hak isminin ışığıdır.
Mâdem mahiyet-i mukaddesesi, kusursuz özelliği,
hem Vâcibü'l-Vücûd'dur,
vücudu mutlak var olan, yokluğu mümkün olmayan Allah’dır CC.
hem maddeden mücerreddir, cismi olmayan, tektir,
hem bütün mâhiyata muhaliftir;
bildiğimiz hiçbir esasa uymaz,
misli, misâli, mesîli yoktur; eşi, örneği, benzeri yoktur;
elbette o Zât-ı Zülcelâl'in,
ezeli olan Allah’ın (CC), kudreti, güç ve kuvveti,
o kudret-i ezeliyesine nisbeten,
Allah’ın başlangıcı olmayan sonsuz gücüne kıyasla,
bütün kâinatın idaresi ve terbiyesi,
bir bahar,
belki bir ağaç kadar kolaydır.
Haşr-ı âzam ve dâr-ı âhiret,
cennet ve cehennemin icadı;
bir güz mevsiminde ölmüş ağaçların
yeniden bir baharda ihyaları, diriltilmeleri kadar kolaydır." (6/268)