Bir kere düşünelim, insanlar içinde gözü olmayan, eli ve ayağı olmayan, işitmesi ve konuşması olmayanlar bize ilham kaynağı olmuyorlar mı?
Ancak saydığımız bu durumlar yaşadığımız fani, geçici dünya hayatında, şükredip, sabredip, ibadet etmekle;
bunların sahiplerine ebedi hayatta sonsuz olarak dünyadaki görenlerden daha mükemmel gören,
daha güzel ve harika işiten ve
daha veciz ve belâğatlı konuşan imkanları kazanacaklardır.
Bu geçici dünyada ve ne kadar yaşanacağı belli olmayan bir hayatta, bunlar birer eksikliktir diye düşünülmez.
Ey ahali dikkat ediniz! Tek gözle görüldüğü halde Rabbim iki göz veriyor, tek kulakla işitildiği halde iki kulak veriyor, vb.
Bunlar ihsanatın ve sevginin şiddetini ve değerini göstermiyor mu?
O halde insan ne yapmalı?
Bütün bunlara karşı yaratanını tanımaz, itaat etmez ve muhabbet etmezse, değil insan, canavar bir hayvan da olabilir mi düşünülmesi gerekir.
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam diyor ki; siz ne istediniz de ondan mahrum kaldınız?
Bir evde bir ziyafette bulunan bir insan, bir iki çeşit yemekler karnını doyuracakken, onlarca çeşitli yemek ikramlarıyla karşı karşıya kalsa ne düşünür?
Bu ikram sahibi madem bana bu kadar değer veriyor...
Ben de bunun karşılığında onun hak ettiği hürmeti göstermeliyim, demez mi?
O halde şu görünen ikramlarla bize şefkatini ve merhametini gösteren sultana karşı şükür ve hürmet etmeliyiz.
Ben bir resim yapsam ve şekillerin, renklerin, gölgelerin, ışıkların en güzelini kullansam, ne söylenir?
Mükemmel bir resim olmuş, akla gelmeyen şeyler resimde işlenmiş.
Bu kadar yetiyor mu?
Bunlar bir de türlü türlü kokularla donatılmış, çeşit çeşit tatlarla tatlandırılmış, farklı farklı seslerle seslendirilmiş vs. ise;
Ne yaparsınız?
Döner döner bakarsınız ve her defasında başka şekilde anlatırsınız.
O resmi yapan olarak benim de o anlatımdan iştiyakım artar, anlatana karşı teveccühüm, muhabbetim, ilgim artar.
Kâinatta masnuat ve sanatlardan ne varsa, bakıldığı zaman akla ne geliyor?
Bu eser mükemmel, kusursuz, benzeri olmayan bir eserdir.
Bunun güzelliği baktıkça artıyor, usanç vermiyor.
İnsanı sıkmıyor, huzura kavuşturuyor.
Bu davranış da sanatkarın teveccühünü kazanmaya sebep olur.
Çünkü sanatkâr ilgi, övgü ve sevgi istiyor.