Adım adım referandum sürecine giriyoruz. Malum ilk tur oylamalarda her ne kadar CHP’li Milletvekillerinin engellemesi, Isırması, Burun kırması olsa da, Hamdolsun Anayasa Maddeleri 18’de 18 olarak geçti. İnşaAllah 20 Ocak, sarkma olursa 21 Ocak’ta TBMM’de Yeni Anayasa oylamalarının sonuçlarını hepimiz görürüz.
CHP’nin engelleme çalışmaları 2.Tur oylamalarında da sürecek olsada,20 Ocak sonrası son derece önemli. YSK, Referandum için 2 Nisan’a göre hazırlık yapsa da referandum tarihi Nisanın 2. Haftasına sarkacak ve Referandum tarihi 9 Nisan olarak açıklanacak diye bekliyorum.
20 Ocak ile 9 Nisan arası ise siyasette cadı avının yaşanacağı, Vatandaşın rahatladığı ve siyaset kurumunun soruları cevapladığı dönem olacak.
Hatırlanacağı üzere 5 Ocak’a kadar sıkıntılı dediğim süreçte birçok ardı ardına patlamalar, Suikast ve Terör olayları ile karşı karşıya kaldık. Eski dönem Tapınakçıların dönem sonu olan 5 Ocak sonrasına baktığımızda ise Terör olaylarının gevşediğini görüyoruz. Diyarbakır’da en son polisimize yapılan saldırıyı ise PKK’nın son çırpınışları olarak görüyorum. Silahlı terörün yerini bu ara Ekonomik Terör aldı. Malum Döviz üzerinden yapılan manipülasyonlar 5 Ocak’tan sonra daha da arttı. Ancak 12-13-16 Ocak’ta Merkez Bankasının repo ihalesi açmaması ile birlikte dövizin ateşi biraz düşmeye başladı ancak döviz üzerinde hali hazırda manipülasyonlar devam ediyor.
MERKEZ’İN REPO İHALESİ AÇMAMASI NE DEMEK?
Merkez Bankası, haftalık repo ihalesi açmayınca, bankalar için TL’nin maliyeti artıyor ve nedenle dövize talep yaratamadığı için de kurlardaki yükseliş frenleniyor.
Ekonomik Terör devam ederken Çin merkezli dünyanın yedinci en büyük bankası Bank of China, 300 milyon $ karşılığı Türk Lirası sermayeyle Türkiye’de faaliyet izni aldı. Ve 300 Milyon $ Türkiye’ye geldi. Türkiye için son derece önemli bu ekonomik hamle, Rant ve Döviz üzerinden manipülasyon terörü estirenlerin pek hoşuna gitmese de hala 50-60 Milyon $ hacimli işlemlerle döviz fiyatı yukarı çekilmeye çalışılıyor. Durum Ciddi Beyler..! Dediğimde döviz kurunun geri gelmesini 2 nedene bağlamıştım. 1. Neden Kar Realizayonu,2. Neden olarak ta Merkez Bankasının repo ihalesi açmaması. Kar realizasyonunu tamamlayanların bu hafta itibariyle tekrar döviz üzerinde maniple hareketlerde bulunacaklarını ve Merkez Bankasının da yeni enstrümanlarla bu hareketlere karşılık vereceğini tahmin ediyorum.
Türkiye’nin “Bank of China” hamlesi aslında Shangay 5’lisi olarak adlandırdığımız ekonomik topluluğun Türkiye’ye girişi demek. Bu da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönünü biraz daha Uzakdoğu ortak pazarına yöneleceğinin, AB Pazarının dağılma riski ve Halkın AB üyeliğine sıcak bakmamasından kaynaklı ikinci alternatif ekonomik topluluk içerisinde yoğunlaşacağımızın göstergesi.
13 Ocak’ta yazdığım “Durum Ciddi Beyler..” makalesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dövizle ilgili “Elinde silahı, bombası olan teröristle elinde doları, avrosu, faizi olan terörist arasında amaç bakımından hiçbir fark yoktur. Amaç, Türkiye’ye diz çöktürmek, Türkiye’yi teslim almak.” dediğini ifade etmiş ve eklemiştim!
“Halk, elindeki avucundaki dövizi bozdururken Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın olan birçok İşadamının ve holding sahibinin bu kampanyayı sessiz kalarak seyretmesini de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kalın harflerle not ettiğini düşünüyorum.” dedim.
Şimdiye kadar söylediklerimi akılda Tutarak!
Anayasa görüşmeleri devam ederken MHP Lideri Bahçeli Anayasa maddelerinin oylamasında maddelerin geçmemesi halinde TBMM’de ki Milletvekilliklerinin yenilenmesini gerektireceğini söyledi ve gerekçe olarak ta Meclisin çalışamayacağını gösterdi. Akabinde de Cumhurbaşkanı Erdoğan’da aynı şekilde açıklamalarda bulundu ve TBMM’den yeni Anayasa maddelerinin geçeceğini söyledi.
Bu bağlamda yeni Anayasa maddelerinin 2. tur oylamalarının da sorunsuz geçeceğini öngörüyorum. CHP’nin ise bu sözleri hemen Yeni Anayasa Maddeleri oylamasından vazgeçilsin ve Erken Genel Seçim yapılsın şekline döndüreceği aşikar…
Önce MHP Liderinin arkasından da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aba altından sopa göstermesi sadece MHP ya da Ak Partili vekillere değildi elbette. Zira ilk defa Milletvekili seçilen Milletvekillerinin emekli olabilmesi için 2017 Kasım ayına kadar yani 2 yıl Milletvekili olma şartı var. Bu da daha önce olası bir erken genel seçimin oluşmasında bu Milletvekillerinin emeklilik hakkını kazanamaması demek. 15 Temmuz öncesi HoCIA kontenjanından Milletvekili olanlara kısaca “Ya Yeni Anayasa maddelerine EVET” deyin “Ya da Milletvekili Emekliliğini unutun!” dendi.
20 Ocak sonrası ise işte bu kalın harflerle not edilen Siyasilerin ve Döviz Manipülasyonlarında sessiz kalan İş Adamlarının ve Holdinglerin yine kalın bir çizgi ile üstünün çizileceği dönem olacak. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın çevresi ve kurmayları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu dönemde ki kadar hiddetli ve sinirli olduğu bir dönem olmadığını belirtiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Halkın beklediği siyasi FETÖ temizliğini kontrollü bir şekilde 20-21 Ocak sonrası başlayacak ve 9 Nisan’da gerçekleşecek olan Referandum tarihine kadar devam edecektir. Bu temizlik Başbakan Binali Yıldırım eliyle Bakan, Milletvekili, Belediye Başkanı, İlçe Belediye Başkanı, İl Başkanı, İlçe Başkanı ve alt kademelerine kadar her noktada yapacağını şimdiden söyleyebilirim. Zira Kamu kurum ve kuruluşlarında ki Temizlikçi, Çaycı 15 Temmuz HoCIA darbesini yaptı algısı da ortadan kalkacak. “ByLock” programı kullanan siyasilerin, Döviz Manipülasyonları yapanların ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısına kulak vermeyenlerin de hesap vereceği dönem de bu dönem olacak.
Bu bağlamda hem siyasi temizliğin olduğu, Yeni yüzlerin siyasi arenada boy gösterdiği yeni bir döneme giriyoruz. Bu dönem aynı keza Hükümete yakın iş adamlarının da simalarının değiştiği bir dönem olacak. Yaşanacakları ise 8 Kasım 2016’da 10’dan sonra adlı makalemde yazmıştım.
Siyasi arena biraz karışırken, İş Adamları paniklerken, Halkın ise gidişattan memnun kalacağı bir dönemde 5 Ocak’a kadar sıkıntılı dönemin yavaş yavaş geride kaldığı Terör olaylarının hafiflediği rahatlama sürecinin başladığı dönem olacak. Şimdi Sulh dönemi ve Türkiye’nin bileğini bükemeyenlerin, Türkiye’nin elini öpme zamanı…
Orhan SARIKAYA