15 Temmuz İşgal girişimine ve nedenlerine bakarken aslında sorunun kaynağına neden olan Belediyeleri mercek altına almamız gerekiyor…
Türk siyaseti için milat kabul edilen günlerden birisi 7 Şubat 2012’dir. Zira bu tarihte MİT Müsteşarı Hakan Fidan gözaltına alınmak istemişti. Hatta o dönemde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Paralel yapıyı ilk 7 Şubat 2012’deki MİT olayında fark ettik” demişti. O dönemde Başbakan Erdoğan’ın ameliyata girerken tutuklanmak istenmesini de unutmayalım..
İlk sinyal buydu aslında ama pek kimse dikkate almamıştı…
Ardından 28 Mayıs 2013’de Gezi kalkışmaları patlak verdi. Gezi olaylarında İstanbul Büyükşehir Belediyesinde çalışan ve Polis formaları giyen zabıtalar ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi formalı Zabıtaların gezi protestocularını kışkırtmaları ise daha sonra tespit edilmişti.
Hatırlayın!!!!
Kim demiştik bu polis üniformalılar?! Gezicilerin çadırlarını yakanları hatırlayın…
Belediyeler sinyal veriyordu aslında ama kimse görmüyordu!!!
Ve akabinde 17/25 Aralık süreci geldi…
17/25 Aralık sonrası dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan bu yapıyı, Paralel Yapı olarak adlandırmış ve “Bunlar Terörist” demişti…
Ama gelin görün ki bu İhanet çetesine hiç kimse toz kondurmak istemiyordu. Dershaneler krizi yaşanırken de iktidar kanadında ki yetkili ağızlar “Hoca ile Reis anlaşır, Bakmayın böyle söylediğine Erdoğan’ın” sözleri yükseliyordu…
Başbakan Erdoğan söylemlerini ne kadar sertleştirirse sertleştirsin Ak Partinin o dönemde ki yetkilileri bu söylemlere kulak tıkıyordu. O gün o yetkililerle birlikte aynı çizgide hareket eden Belediye Başkanları ve İl ve İlçe Başkanları da bu uyarıya kulak vermiyordu…
Peki o dönemde de Belediye Başkanı olanlardan kaç tanesi görevden el çektirildi? 5-10-15?! hepsi bu kadar mı?
İhaleler yine FETÖ’nün şirketlerine veriliyor, Kamu da ki işe alımlarında hala FETÖ referans olarak gösteriliyordu. Bu işgüzarlıklarda en büyük pay ise belediyeler ve il özel idarelere aitti.
Adı CHP olsun, MHP olsun, HDP olsun, Ak Parti olsun değişen bir şey yoktu. 17/25 Aralık süreci yaşanmış ama kimse olayın vehametini anlamak istemediği gibi kamuda ki kritik görevler dahi FETÖ’nün esiri hale getiriliyordu.
Bir yandan FETÖ ile mücadele adı altında savcılar, hakimler, polisler, amirler vs.’ler görevden el çektiriliyor ama anında hemen yerlerine o dönemde deşifre olmamış Kripto isimler geliyordu. Belediye ve il özel idarelerde ki yapılanma ise hız kesmeden devam ediyordu.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan istediği kadar “Terörist Bunlar” desin dursun! Hangi belediye başkanı bu sözleri doğru düzgün dikkate alıyordu? Hemen hemen hiç birisi…
Özellikle Belediyelerde ki kadrolaşmalar sorulduğunda ise Belediye Başkanları “Efendim, Falanca Ak Parti …… kişisinin referansı ile alındı!” lafıyla adeta orta saha da top çevriliyordu.
Aslında 15 Temmuz İşgal girişimi göz göre göre geliyordu…
Verilsin ihaleler, Yapılsın İmar değişiklikleri, Alınsın Kadrolar...
Ve Pelikan Dosyası patlar ve dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu hem Parti başkanlığından hem de Başbakanlıktan ayrılmak zorunda kalır…
Yeni dönem artık başlamıştır, Başbakan Binali Yıldırım’dır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı çizgi de duran ve FETÖ ile mücadele de çareler aramaya kalkan Başbakan Yıldırım FETÖ ile mücadele de hem partisini hemde vatandaşı uyarmaya devam devam eder. Ama Duyan kim ki?!
Ahmet Davutoğlu’nun görevlerinden el çektirilmesi/çekmesi bazılarını aşırı derece de rahatsız etse de düzen aynı şekilde devam eder…
Al Takke, Ver Külah….
Ne zamana kadar? Ta ki 15 Temmuz HoCIA darbesine kadar…
15 Temmuz sonrası ise O Belediye Başkanları ve İl ve İlçe Başkanları bir anda FETÖ düşmanı olur çıkar! Sanki 15 Temmuz günü dahi FETÖ ile işbirliği yapan kendileri değildir. 18 Temmuz sabahından itibaren ise o belediye başkanları vatandaşın aklıyla dalga geçer gibi yönettikleri kurumlarda FETÖCÜ avına çıkar!
Ama! O olmaz Şu olsun, Şu olmaz Bu olsun…
Zira, onun referansı şu MV. Bunun referansı X iş adamı, Şunun referansı falanca…
15 Temmuz akşamına kadar ki verilen ihalelere ise şöyle bir göz gezdirilir!
Hemen göze batacak ya da batan bir kaç ihale apar topar iptal edilir…
Sonuç itibariyle bir iki başkan yardımcısı ve personel’in iş akdi fesih edilmiş, Birkaç ihale de iptal edilerek FETÖ ile mücadele de büyük yok alınmıştır!
İyi de hadi göstermelik de olsa 15 Temmuz öncesi neden bu temizlik operasyonlarını yapmadınız Ey Belediye Başkanları?!
İlla ki FETÖ darbesini mi yaşamalıydık?
ÇIT YOK!!!
Ama gelin görün ki, 15 Temmuz’dan sonra o Belediye Başkanları ve İl/İlçe teşkilat başkanları bir vatansever, bir vatansever oldular ki sormayın gitsin…
Hele, hele ki 15 Temmuz’dan sonra tutulan demokrasi nöbetlerini de kendi siyasi şovlarına dönüştürdüklerini de unutmadık!
250 tane şehidimiz var, 2.500’den fazla gazimiz var, Belediye Başkanları ve Yardımcıları ise demokrasi nöbetlerinde yaptıkları icraatları anlatıyordu…
Yas ve Matem Havası ile birlikte 15 Temmuz gecesi verilen yeni Kurtuluş Savaşının haklı gururu ile Kur’an tilavetleri ile nöbetler tutulacağına bol bol şunu yaptık bunu ettik propagandası yapmalarına da şahit olduk…
UNUTMADIK!
FETÖ terör örgütünü hem mali olarak hem de iş gücü olarak en çok güçlendiren Belediye Başkanlarından kaç tanesi görevden el çektirildi? Kaç tanesi makamını bıraktı?
15 Temmuz’dan sonra dahi 17/25 Aralık’tan itibaren FETÖ ile irtibatını kesmeyen kaç tane Belediye Başkanı hesap verdi?
Şimdi ise yanlışın daha da büyüğünü yapıyoruz!
HDP’li Belediye Başkanlarını görevden aldık, Yerlerine Kayyum atadık. Kimisini hapse attık kimisinin de hali hazırda mahkemeleri devam ediyor…
CHP’li Belediye Başkanlarını ise İç İşleri Bakanlığı görevden aldı FAKAT bu belediye başkanlarının yerine İl Genel Meclisi yeni başkan seçme uygulaması yaptı. Bu Belediyelerin özelliği neydi ki bu belediyelere de Kayyum atanmayıp yerine İl Genel Meclisinin tekrar seçim yaparak yeni bir CHP’li Başkan seçmesinin yolu izlendi?! Bu görevden alınan Belediye Başkanları şuan yargılanıyor ama hapse atılan var mı bir tane YOK!
Ak Partili Belediyelerde ise durum daha bana göre vahim!
Birinci kısma giren ve önce Parti’den istifa ettirilen birkaç isim daha sonra Belediye Başkanlığını bıraktı. Bu kategoriye girenlerin bir kısmı ceza aldı, bir kısmının ise yargılaması hali hazırda devam ediyor. Burada da il genel meclisi yeni başkanı seçti. Peki bu belediyelere neden Kayyum atama uygulaması yapılmadı?
İkinci guruba giren Ak Partili Belediye Başkanları ise ayak sürüyerek istifa ettirildi ve bu belediye başkanlarının yerine de il genel meclisi, ak partili yeni belediye başkanını seçti. Bunlara da Kayyum ataması yolu izlenmedi. Çünkü istifa etmek Kayyum ataması için yeterli sebep değil. Ama bu istifa eden/ettirilen Belediye Başkanları için ne bir soruşturma ne bir tahkikat ne de bir mahkeme kararı var? NEDEN YOK?!
HDP’li için ayrı uygulama, CHP’li için ayrı uygulama, Ak Partili için ayrı uygulama…
Bu mudur Adalet?!
İşin daha da kötüsü ise koltuğa Japon Yapıştırıcısı ile yapışmış olan Belediye Başkanları ve Ekipleri…
Bu Belediye Başkanları ise “Ne Kedi sütü dökmüş ne de süt mundar olmuş” havasında. Başkanlar ve Ekipleri hiç bir şey olmamış gibi aynı şekilde göreve devam ediyor. Sıkıştırdığınız da ise laf hazır! “Millet iradesi ile geldim, Millet iradesi ile giderim!” Merak etmeyin millet iradesiyle gideceksiniz gitmesine de, hala belediyelerde fink atan FETÖCÜ kriptoları önce sözleşmeli yapıp daha sonra avanta Memurluk yolu açtığınız PİÇ’ler ne olacak? İhale vermekte hala sakınca görmediğiniz ve sadece firma isimleri değişen ve ihaleden ihaleye koşan FETÖCÜ firmalar ne olacak? Firma isimleri değişince bu yeni FETÖCÜ firmalar da size göre aklandı değil mi?!
Millet görüyor, Hem de çok net görüyor. Kimin ne yaptığını, ne ettiğini hatta ve hatta kimlerin nasıl kamufle olmak için takla üstüne takla attığını da görüyor. Ama sanıyorlar ki deve kuşu misali kafalarını kuma görünce kendilerini kimse görmüyor!
2019 yılında 3 tane seçim var ve ilk seçim Mahalli İdareler seçimi. Eğer Ak Parti son viraja girdiğimiz 2018 yılı içerisinde Mahalli İdarelerde kendine çeki düzen vermezse, Görevden el çektirilen/çeken eski belediye başkanlarına yargı yolunu açmazsa, ayrıca mevcutta hala en büyük reisçi benim diye ortalarda salına salına gezen ne oldukları aslında belli olan belediye başkanları ile 2019 yılını karşılarlarsa Ak Parti siyasi hayatında görmediği kadar büyük bir hezimet yaşayacak…
Dedik ya Millet görüyor…
Bu arada dip not olarak ta şunu belirteyim,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2018 yılının ilk grup toplantısında kelimeler arasında Belediyelerde ki çalışmalara devam edeceğini söyledi…
Orhan Sarıkaya