Yenidünya düzeni artık kalıplaşmış değerleri yavaş yavaş yok ediyor. Yeni kapitalist sistem ile birlikte kalıplaşmış değerlerin büyük çoğunluğu önümüzdeki elli yıl içerisinde birer birer yok olacak. İyi de bu kalıplaşmış değerler neler? Kullanmış olduğumuz şuan ki paradan tutunda , insanoğlunun inanç sistemine hatta duygu ve düşüncelerine kadar her şey. Kısaca insanı insan yapan değerlerin tamamı…
Tabii ki bu Küreselciler ve ulusalcılar olurda Rothschild ve Rockefeller aileleri olmaz mı? Bu iki ailenin savaşıdır Ulusalcılık ya da Küreselcilik! ABD’li Rockefeller ailesi ulusalcı bir yapı ile devam derken İngiliz Rothschild ailesi küresel sermaye tarafında yer alıyor. Her ikisi de Yahudi aileler diye olaya bakarsanız tamamen yanılırsınız, Zira bu aileler her ne kadar da Yahudi aileler olsalardı aslında kabala inancına sahip ve faklı dini ritüelleri olan aileler. Haliyle bu aileleri sadece Yahudi Aileler olarak adlandırdığınızda çok şeyi kaçırırsınız!
ABD’li Rockefeller ailesi ABD Dolarının küresel sermaye de devamlılığını savunurken ki biz bunlara Ulusalcı diyoruz, İngiliz Rothschild ailesi ise ABD Dolarının artık devrini tamamladığını ve ekonomi de artık yeni enstrümanlar kullanmanın zamanının geldiğini savunuyor. Ve öyle ki önümüzde ki 10 yıl yada maksimum 15 yıl içeresinde sanal paraların yoğun olarak kullanılacağı ve kağıt paraların ise yavaş yavaş tedavülden kalkacağı bir dönem geliyor…
İngiltere hükümeti ve Kraliyet ailesi ise bu konuda farklı düşünüyor. Brexit sürecinin çıkmaza girmesi bu işin en büyük göstergelerinden. Çünkü ABD Doları üzerinden yenilen pasta oldukça büyük ve İngiltere'den son dönemde kaçan sermaye Brexit sonrası daha da büyüyecek ve Güneşin batmadığı imparatorluk olarak adlandırılan İngiltere'nin ekonomik karanlığa gömülmesi an meselesi olacak...
Türkiye ise bu işin neresinde? Ulusalcı bir yolda mı? Yoksa küreselci diye adlandıracağımız sermayedarla mı birlikte?
İşin aslını soracak olursanız ne Ulusalcı kanatta ne de Küreselci kanatta, Ancak Türkiye’nin bazı hamlelerine baktığınızda Küreselci kanada daha yakın politikalar izlediğini söyleyebiliriz. Öte yandan da öyle politikalar ve hamleler üretiyor ki kendi ulusal politikasını sürdürme noktasında zerre kadar ödün vermiyor.
İpek yolu projesi dünyanın en büyük Küreselci projesi ve bu projeye Çin, İngiltere, Rusya ve AB ülkeleri destek verirken ABD yani Rockefeller ailesi karşı çıkıyor. Türkiye ise Küreselci sermaye ile birlikte bu harekete destek veriyor ve adımlarını ona göre atıyor. ABD’nin sürekli olarak ipek yoluna karşı olduğuna dair açıklamaları ise maalesef ulusal medyada yer bulmuyor.En son 10 Mart 2019’da ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü ve Başkan Donald Trump'ın Özel Asistanı Garrett Marquis İtalyan hükümetinin Çin'in Bir Kuşak, Bir Yol Projesi'ne katılarak "meşruluk kazandırmasına" karşı çıktı. Ve Marquis "İtalya önemli bir küresel ekonomi ve büyük bir yatırım mekanıdır. İtalyan hükümetinin Çin'in gösteriş amaçlı altyapı projesine meşruluk kazandırmasına gerek yok" dedi.
Peki Türkiye İpek yolu projesinin neresinde?
İstanbul 3. Köprü diye adlandırdığımız Yavuz Sultan Köprüsünden geçenler bilir, Köprü üzerinde tam ortasına gidiş geliş olarak raylı sistem yapıldı. Senelerce süren ve yeni hizmete giren Gebze-Halkalı hızlı tren hattı da aynı zamanda İpek yolu projesinin bir ayağı olduğunu bilmemiz gerekiyor. Keza Çanakkale’de yapılan 1915 Çanakkale Köprüsü ve hali hazırda kullanımda olan Osman gazi köprüsü de Küresel Sermayenin Karasal taşıma noktasında desteklediği projeler.
Çin, ülke olarak yoğun nüfusu olan beslenme problemi olan aynı zamanda kendi içine kapanık bir ülke iken şimdilerde dünyaya ucuz mal temininde bulunan her kalitede ürünü yaptırabileceğiniz, Adı Komünist ama uygulamaları ile Küresel Sermayenin kapitalist sistemi olarak çalışıyor. Şimdiye kadar Çin, Ülke dışına yatırım yapmayan bir ülke iken, artık Çin dış ülkelere de yatırım yapan bir ülke konumunda. Özellikle Afrika Kıtasında birçok ülkeye yatırımlar yapıyor. Aynı keza kara Afrika diye adlandıracağımız ülkelere yüksek faizlerle borç para veriyor. Tabii ki bu borç paraların karşılığında ülke kaynaklarına Çinli şirketlerle ipotek koyuyor. Sri Lanka, Zambiya, Cibuti ödeyebileceğinden çok daha fazlasını Çin’e borçlanan ülkelerden. Yeni hedef ülkeleri ise Güney Afrika. Yoğun bir şekilde bu ülkelerin ödeyebileceğinden fazla bir şekilde borçlandırılması ile birlikte bu ülkelerin yer altı kaynakları ipotek altına alınıyor ve bu kaynakların Çin’e aktarılması ve Çin’in dünya üzerinde ki ticaret hacminin artırılması planlanıyor. Ödeme enstrümanı olarak ta sanal paraların önünün açılması planlanıyor…
Türkiye ise gerek Afrika üzerinden taşınacak hammadde için gerekse Avrupa’ya taşınacak ticari mallar için kritik nokta. Her iki anlamda da ulaşımın tamamen sağlanacağı lojistik destek verecek ülke konumunda.
Samsun’da, Adapazarı’nda, Konya’da kurulan hatta Kanal İstanbul’ un hemen yayında Avrupa’nın en büyük lojistik üssünü inşa ediliyor olması sizce tesadüf mü?! Mersin ve İzmir Limanlarının lojistik anlamında değerinin artması peki?
Alibaba'nın kurucusu, Çinli dar gelirli bir ailenin çocuğu olan, şu an ise Çin'in en zengin iş adamı olan Jack Ma’nın önümüzdeki yıllarda bize vermiş olduğunuz siparişleri 24 saat içerisinde size teslim edeceğiz demesi peki sizce neyin göstergesi?!
Türkiye’nin ise hali hazırda ve önümüzdeki yıllarda en büyük sorunu ise enerji. Petrol, Doğalgaz ve Elektrik üretimi hali hazırda Türkiye ekonomisinin en büyük çıkmazı. Nükleer Enerji santralleri ve yapılan barajlara rağmen hali hazırda enerji açığından dolayı her yıl milyarlarca dolarlık ithalat yapmak zorunda kalıyor.
Türkiye’nin doğalgaz arama için sondaj gemilerini kiralamak yerine satın alması aslında bu sorunu kökten çözme konusunda gayretini gösteriyor. Zira Akdeniz’de doğalgaz bulundu ve önümüzdeki günlerde bu doğalgazın çıkartılması için sondaj çalışmaları başlayacak. Bu da Türkiye’nin enerji açığını uzun yıllarca kapatacağı gibi dışa bağımlı hale gelmesinin de önünü kapatacak. Hatta Doğalgaz ihracatı yaparak Türkiye ekonomisini rahatlatacak hamleler yakın dersek yalan söylemiş olmayız….
Enerji açığı ve Enerji fiyatlamasının dolar üzerinden yapılıyor olması, Türkiye ekonomisi için en büyük handikaplardan bir tanesi. Aynı keza kırılgan ekonomik yapısından dolayı da dolar spekülasyonlarından en çok etkilenen ülkelerden bir tanesi.
Özellikle Akdeniz’de bulunan Doğalgaz ve Petrol yatakları Türkiye’nin kendi kendine yetebilirliği noktasında Ulusalcılık olarak adlandırırsak, Bu Petrol ve Doğalgazın sevkiyatı ile Küresel sermayenin yolunu açacağını görmemiz gerekiyor. Haliyle yakın gelecekte Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yerine Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ibaresi ile karşılaşırsak kimse şaşırmamalı. Buna Mukabil olarak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının merkezinin Ankara’dan İstanbul’a da taşınması elbette rastgele alınmış bir karar değil. Zira yenidünya düzeninde İstanbul sadece kültürel bir başkent değil, Ticaretin ve Borsaların merkezi konumuna hazırlanıyor.
ABD’nin ulusalcıları yani Rockefeller ailesi ise bu durumdan en rahatsız olanlardan. Zira ABD doları ile istediğinde aleni olarak tehdit eden ve istediğini yapan sistem için artık bitiş düdüğü çaldı çalacak…
Türkiye’nin S-400 Savunma füzelerine karşı çıkılması, Hatta S-400’ler alınırsa bunun karşılığında F-35 uçaklarını teslim etmeyiz diyende aynı keza Ulusalcılar yani Doların dünya üzerinde ki egemenliğinin sürmesi isteyenler, yani Rockefeller ailesidir. Türkiye, Rusya’dan S-400 alımlarından vazgeçse bile ABD’nin Ulusalcı kanadının Türkiye üzerindeki tehditkâr söylemleri bitecek mi? Elbette ki HAYIR!
Çünkü Türkiye Yeni Dünya Düzenine destek vermesi ile birlikte İpek Yoluna yatırım yapması, ABD’li ulusalcı kanadı yani Rockefeller ailesini oldukça kızdırıyor. Hatırlayın yine aynı keza TANAP Projesine ABD’nin ulusalcı kanadının karşı çıkmasını…
Sizin elinizde dünyayı sömürü aleti olarak kullandığınız bir ABD Doları gibi bir enstrüman olsa yok olmasını ister misiniz? Dünyanın hem jandarması olan hem de elinde ABD Dolarını kırbaç gibi kullanan bir sisteminin yok olmasının ABD’nin küresel güç ve Sermaye olarak yok olmasının ne demek hiç düşündünüz mü?
Hele hele ki ABD Dolarını yok edecek sisteme Lojistik olarak destek verecek ve Üretim ile hammadde merkezlerine yakınlığı ile Kilit ülke olan Türkiye’yi elinizden kaçırmak ister misiniz?
Önümüzde ki yıllar özellikle 2023’e kadar geçecek süre Hem Yeni Dünya Düzeni için Hem de Türkiye için çok farklı senaryoların dünya jeopolitik siyasetinde hazırlanacağı ve uygulamaya sokulmaya çalışılacağı hatta bazı noktalarda sokulacağı bir dönem olacak, O yüzden DİKKAT TÜRKİYE!!!!
Orhan SARIKAYA