Cumhurbaşkanı Erdoğan:” Türkiye özellikle son 3 yıldır bir ateş çemberinden geçiyor. Bu mücadelenin adını doğru koymak lazım. Cumhuriyet’ten sonra yeni bir Kurtuluş Savaşı veriyoruz. Üstelik tek cephede değil askeri, siyasi, ekonomik olarak veriyoruz. “
Başbakan Binali Yıldırım: “Uzmanlar şöyle hesap ediyorlar. ABD Başkanının göreve başladığı, ana kadar kurdaki oynama sürecek. 1,5 ay boyunca dalgalanma olacak. Merkez Bankası faiz kararını kendisi verdi. Biz taraftarı değiliz, inşallah hayırlı olur.”
Fırat Kalkanı Operasyonunda Türkiye 3 Askerini şehit verdikten sonra!
Başbakan Binali Yıldırım: “Konuyla ilgili Genelkurmay Başkanlığımızın muhataplarıyla gerekli askeri temasları devam ediyor. Nereden kaynaklandı, nasıl kaynaklandı, tekrarı olmaması konusunda da en kesin ve net şekilde uyarılar yapıldı muhataplara.”
Ulusal Basına Nasıl servis edildi peki bu haber?
Fırat Kalkanı Harekatı‘nda yürütülen operasyonlar kapsamında, 24 Kasım 2016 saat 03:30 sularında, Suriye rejim güçlerince gerçekleştirildiği değerlendirilen hava saldırısında, üç kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, biri ağır olmak üzere 10 kahraman silah arkadaşımız ise yaralanmıştır.
Satır aralarını çok iyi okumamız gerekiyor, Özellikle Başbakan Binali Yıldırım’ın sözlerini!
Ve Ufak bir dip Not daha!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Çok şey biliyorum ama anlatamıyorum, Belki zamanı geldiğinde bir kitap olarak bunları anlatırız.”
Elbette ki bir Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizlerden çok daha fazla şey bilmesi kadar daha doğal bir şey olamaz. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kurtuluş Savaşı veriyoruz sözleri ile başlayıp ardından Başbakan Binali Yıldırım’ın özellikle Fırat Kalkanı operasyonunda 3 Askerimizin şehit edilmesi sonrası canlı yayında açıklamalarına dikkat kesilirsek şunu direk söyleriz!
Türkiye ile ABD adı konulmamış bir savaşta, Savaşıyor!
Başbakan Binali Yıldırım, Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar’ın “tekrarı olmaması konusunda da en kesin ve net şekilde uyarılar yapıldı muhataplara.” sözleri aslında ABD ile görüşüldüğünü bizlere açıklamıyor mu? Yoksa Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar, Esed rejimi ile mi görüştü? Bu mümkün olmayacağına göre!!!
Peki Telafer’e saldırı yapan Uçak nereden kalktı?
Musul yakınlarında ki CIA/PYD Terör Örgütünün kontrolünde olan Havaalanından! Peki, nereye indi? Halep’te rejim kontrolünde ki Havaalanına!
DEAŞ ile Mücadele ettiğini söyleyen ABD/PYD ve Esed Rejim güçleri arasında ki bu denklemi çözebilir misiniz? Bu bize ABD Yönetiminin yıllarca İran’a ambargo uyguluyoruz diyerek kapalı kapılar ardından İran Yönetimlerine silah sağladığı gerçeğini hatırlatıyor. Hatırlayın! Yıllarca İran yönetimleri ABD’yi BÜYÜK ŞEYTAN olarak adlandırmıştı. Ancak ortaya çıkan belgeler aslında İran ile ABD’nin tam bir müttefik gibi davrandığını ortaya koydu.
CIA ve PYD’nin bölgede bir koridor açmak istediğini hepimiz biliyoruz. Hedefini gerçekleştirmek içinse DEAŞ ile bile anlaşma yoluna gidebilir. Daha önce de PYD ile DEAŞ’ın bölgede esir vs. anlaşmaları yaptığını biliyoruz. PYD, Avrupa ve ABD’nin de desteğiyle hayalini gerçekleştirmek istiyor.
Peki!
Fırat Kalkanı operasyonunda Telafer’de ki saldırıyı gerçekten Esed rejimini yaptığına inanıyor musunuz?
Kurtuluş Savaşı Fırat Kalkanı operasyonunda 3 Askerimizin şehit olması sonrası ise Suriye’nin Haseke iline bağlı Tel Temur ilçesinde terör örgütü PYD’ye ait askeri kampta şiddetli patlamalar oldu. Yerel kaynaklar, terör örgütü PYD’nin Tel Temur ilçesinde bulunan kampındaki yakıt depolarında nedeni henüz bilinmeyen bir şekilde yangın çıktığını ve 5 ABD Askeri ile 2 PKK’lı üst düzey yöneticisinin öldüğünü açıklandı.
Yine Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklamasına bir kez daha kulak kabartalım!
Başbakan Binali Yıldırım: “Türkiye’nin DEAŞ ile yaptığı bu mücadeleden bazıları memnun olmamış. Saldırı elbette ki karşılığını görecek”
Bu patlamanın sebepleri gün yüzüne çıkmayacaktır! Ancak Telafer’de ki 3 Askerimizin şehit olması sonrası ve Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklamaları sonrası olması da dikkate şayandır.
ABD’nin, Yeni başkanı Trump’ın görevine başlayana kadar PYD’ye olan desteği devam edeceğini görmemiz gerekiyor.8 Kasım’a kadar olan Türkiye/ABD ilişkilerinde ki gerginlik 21 Ocak 2017’ye kadar artacaktır. Trump geldikten sonra oradaki denklem değişebilir. Başka yöne evrilebilir. Nasıl bir gelişme olur onu önümüzde ki günlerde hep birlikte göreceğiz.
Bu bağlamda süreci ve Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı ABD’li Neocan çetesinin operasyonlarını Usul usul Musul-1 ve Usul usul Musul-2 anlatmıştım. Gerçek şu ki ABD’li Neocanlar 20 Ocak 2017’ye kadar geri sayım yaptıklarını ve her geçen gün biraz daha gerginleştiklerini görebilmemiz gerekiyor.
Ve Avrupa Birliği!
Malum hepimiz Avrupa Parlamentosunun Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını oylaması ve sonucunu biliyoruz. “EVET” oylarının çoğunluğu da dikkatimizden kaçmadı. Her ne kadar AP’nin kararlarının bağlayıcılığı olmasa da gergin olan Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini biraz daha gerdi. Hatta o gerginlik içerisinde Avrupa Parlamentosu Lozan Anlaşmasının Türkiye’de tartışılmasından dahi rahatsızlık duyduğu ortaya çıktı. Avrupa Birliğinin bir yandan Mülteci akınından korkarken diğer yandan da Türkiye’ye boyun eğdireceğini düşünerek hareket etmesi ise bizi yine başa döndürüyor! Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine! “Yeni bir Kurtuluş Savaşı veriyoruz.”
Kurtuluş Savaşı Bu kadar hengâmede son 3 yıldır Kurtuluş Savaşı verdiğimiz ve 15 Temmuzu yaşamış olan bu necip Millete rağmen, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun AB’ye“Ne olur bizi cezalandırmayın!” sözleri ise akla mantığa sığacak gibi değil. Türkiye’nin AB’nin kölesi ya da AB’nin emir eri olmadığını anlayamayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözleri Ana Muhalefet Liderinden ziyade Müstemleke devletin, Devlet başkanının sözleri gibi.
Almanya Başbakanı Angele Merkel’in Mülteciler konusunda elinin kolunun bağlandığının itirafı olan “B planım yok… Zor ama hali hazırdaki planın uygulanması için çok sıkı çalışıyorum” sözleri ise ortada dururken CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun EZİKLİK ifade eden sözlerini nereye koymalıyız?
Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı verdiği şu günlerde AB ve ABD’nin 15 Temmuz’da destekledikleri darbe kalkışması ortaya çıkmışken Ana Muhalefet Lideri Kılıçdaroğlu’nun AB’ye yalvarması, Döviz üzerinden spekülatif hareketler ile Suriye ve Irak üzerinden Türkiye’ye diz çöktüreceklerini sanmalar ise hala Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tanıyamamış olmalarından kaynaklı…
Neocan çetesine karşı yeni bir Kurtuluş Savaşı veren Türkiye için ise söylenecek tek söz var!
“GAZAMIZ MÜBAREK OLSUN, AMİN.”
Orhan SARIKAYA