Geçtiğimiz hafta 40 yıldır medya sektöründe olan Aydın Doğan ve Doğan Ailesi, Hürriyet de dahil olmak üzere medyadaki bütün yayın kuruluşlarını Erdoğan Demirören ve Demirören Ailesi’ne satarak, Medya sektöründen çıkmaya karar vermesi tüm Türkiye’de hem şaşkınlık hem de şok etkisi meydana getirdi.
Hatırlayacağınız üzere 2011 yılında Demirören ve Karacan ortak girişimine Doğan Yayın Holding, Holding’e ait Milliyet ve Vatan gazetelerini 73 milyon 960 bin dolara satmıştı. Geçtiğimiz hafta ise Doğan Holding, yazılı ve görsel medya bölümünde faaliyet gösteren ortaklıklarının tamamını Demirören Holding’e 1.1 Milyar dolar “işletme değeri”nden finansal borçların indirim konusu yapılması suretiyle 890 milyon dolar hisse değeri üzerinden satışı ve devri konusunda görüşmelere başlandığını açıkladı ve bunu KAP’a bildirdi. Satış konusunda da mutabakatın açıklanmasından sonra başlayan yasal işlemler hali hazırda devam ediyor.
Tabii ki bu satış birçok kişiyi şok ederken bir çok spekülasyonunda ortaya çıkmasına sebep oldu. Şöyle ki; Aydın Doğan’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğü ve bir baskı sonucu bu satış kararı aldığı şaibeleri bile ortalarda geziyor. Aydın Doğan bu tezi şiddetle reddetti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmediğini açıkladı. Ancak burada Cumhurbaşkanı Erdoğan ile değil de başka bir aracı ile görüşülüp görüşülmediğini açıklamadı.
Aklıma hemen daha önce Aydın Doğan’a itafen ortalarda gezen, Hani Başbakanların pijama ile karşılandığı döneme ait bir söz aklıma geliyor. “Türkiye’de iktidarları biz indirir, Yeni iktidarı biz belirleriz!” sözü. Haliyle bu sözden de insanın “Acaba bu defa tam tersi mi oldu?” sorusu akıllara geliyor. Bunu şuan bilebilmemiz mümkün değil. Ancak ileriki yıllarda bu konu da ortaya çıkar mı? ÇIKAR…
1.1 Milyar dolarlık satıştan sonra Aydın Doğan’ın 890 Milyon dolar eline geçecek olması yaklaşık alınacak paranın %20’sinin borçlara gideceğini gösteriyor. Bu da aslında Doğan Gurubunun ciddi anlamda borç sarmalı içerisinde olduğunu gösteriyor. Bu sıkışma sonrası alınan bir kararda olabilir, Yada bir takım aracıların araya girmesi ihtimali de, İlla ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşme olmadan. Ancak kabul etmemiz gereken borç sarmalı oldukça yüksek olduğu….
Tabii ki Doğan Gurubunun Medya sektöründen tamamen çekilmesini davul zurna ile karşılayanlar da var, Karalar bağlayanlarda…
Davul-Zurna ile karşılayanlar, “Bak gördün mü? Sen iktidarları biranda al aşağı bile ediyordun, Şimdi bak sen al aşağı oldun!” söylemini üretirken, Karalar bağlayanlar ise Medya’da artık muhalif düşüncenin tamamen ortadan kalktığını tekelci zihniyetin medyayı ele geçirdiğini ifade ediyor.
Demirören gurubunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın durduğu bir gerçek. Hali hazırda Demirören gurubunun bünyesinde bulunan Milliyet ve Vatan gazetelerinin de zaman içerisinde kabuk değiştirdiği ve çizgi değişikliği yaşadığı da bir gerçek. Doğan gurubundan satın alınan medya kuruluşları da elbette ki bu değişimden nasibini alacaktır. Ancak bu değişim nasıl, ne şekilde ve ne kadar sürede olacaktır sorusunun cevabını da önümüzdeki süreçte göreceğiz.
Doğan Gurubunun Medya sektöründen çekilmesi sadece Türkiye içi medya kuruluşlarını değil Doğan Medyanın diğer ortaklıklarıyla da yol ayrımına getirdi. Avrupa’nın en büyük yayınevlerinden biri olan Doğan Medyanın ortağı Axel Springer, Doğan TV’deki hisselerini tümüyle elden çıkaracağını duyurdu. CNN ise biraz daha temkinli yaklaşıyor. Amerikalı haber devi CNN, Amerika’nın Sesi Türkçe Bölümü’ne yaptığı açıklamada grubun yeni sahipleriyle görüşeceklerini bildirdi.
Mahalli, Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 1 yıl kala bir sürede Aydın Doğan neden medyadan çıktı bence asıl soru bu! Çünkü Aydın Doğan tam 40 yıldır medya sektöründeydi ve Aydın Doğan ismi artık Medya ile özdeşleşmişti. Önümüzde ki yıllarda bu sorunun cevabı ortaya çıktığında bence birçok sorunun da cevabı ortaya çıkmış olacaktır.
Ortalarda gezen bir diğer soru ise Demirören gurubunun bu kadar parayı nereden bulduğu? Gizli ortağının bulunup, bulunmadığı? Hatta bu konuyla ilgili olarak Katarlı gizli bir ortak senaryoları bile gündemde. Ancak bu konu taraflar yada Demirören gurubu açıklarsa ortaya çıkacak bir konu. Zira gizli ortak dediğiniz de bu kişi yada gurubun ortaya çıkma ihtimali yok. Bence 1,1 Milyar ABD Doları ile birlikte bu paranın ödeme şartları ve vadesi önemli. Bu açıklamalar yapıldıktan sonra gizli ortak vs. gibi bir çok soru da aydınlanmış olur.
Doğan Medya gurubunun satışı, İktidara muhalif olan Doğan Medya gurubu içerisindeki basın çalışanlarını etkileyecektir. Bir anda olmasa da peyderpey değişim söz konusu olacaktır.
Elbette ki siyasette bu satıştan etkilenecektir. CHP Kanadı Halk TV’yi daha fazla ön plana çıkartacaktır. Yazılı basında ise Sözcü gazetesine daha çok rağbet edeceklerdir. En çok üzüntü duyacak ise İyi Parti ve Genel Başkanı Meral Akşener olacaktır diye düşünüyorum. Zira Hurriyet’te gün geçmiyordu ki bir İyi parti ya da Meral Akşener haberi olmasın!
Cümlemizi yine, “Aydın Doğan’a ita fen ortalarda gezen ‘Türkiye’de iktidarları biz indirir, Yeni iktidarı biz belirleriz!’ sözüne istinaden seçimlere 1 yıl kala Aydın Doğan neden Medya kuruluşlarının tamamını satma kararı aldı?” sorusu ile tamamlayalım…
Orhan Sarıkaya