Hepimiz Afrin Harekatına odaklandık ancak ondan önce Türkiye’de yaşanan iç siyaseti nedense çok hızlı unuttuk! Aslında biraz da haklılık payımız var, şöyle ki Türkiye’de gündem çok hızlı değişiyor…
Afrin harekatından önce ne umuldu? Ne bulundu? desem herhalde pek bir şey anlatamaMAmış olurum! Ancak makaleyi okuduktan sonra aynı soruyu tekrar soracağım sizlere!
Ufak bir dip not vereyim sizlere önce!
15 Temmuz İşgal girişimi tohumlarının Afrin harekatından önce yeniden atıldığını söylesem ancak toprağın bu tohumu YİNE kabul etmediğini…
Hadi başlayalım…
Afrin harekatı öncesi CHP’nin il başkanlığı seçimleri vardı. CHP İstanbul il örgütü yeni başkanını seçti.Bana bu seçimi sorduklarında yoktur birbirlerinden farkı ancak gelen gideni aratır vaziyette demiştim. Tabii daha sonra CHP’nin yeni il başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun sosyal medya paylaşımları ortaya çıkınca ne demek istediğimi daha iyi anladı herkes…
Bu birinci hamleydi aslında. Terörist PKK/PYD’yi güzelleyen, Ermeni soykırımına sahip çıkan ve yeri geldiği zaman TKP Kürsüsünden konuşan RADİKAL bir il başkanı her ne kadar da seçimle gelmiş olsa da CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun olurunu almadan seçilebilmesi mümkün mü? Bu arada Canan Kaftancıoğlu’nun eşinin de domuz sever olduğunu daha sonra öğrendik. (Tabakta olanını!)
Unutmayın!
Afrin harekatı daha başlamamıştı!
TSK, Askeri birliklerini bölgeye kaydırmaya başladıkça ABD’den bir ileri iki geri açıklamalar gelmeye başladı. Hatta bir bakıyorduk Beyaz Saray’ın açıklaması farklı Pentagon’un açıklaması çok farklı! hiç birisinin söylediği birbirini tutmuyor!
İşte tam bu esnada bir anda ABD destekli Terör Örgütü PKK/PYD Afrin operasyonundan hemen önce Türkiye sınırına güçlerini kaydırmaya başladı. Adına da önce sınır güvenliği dedi daha sonra Türkiye’den bu açıklamaya da yeniden daha büyük tepki gelince iç güvenlik birimi adını uydurdu!
Afrin’e harekat için artık gün değil şu saat mi? bu saat mi derken!
HDP Genel Merkezi tüm örgütlerine Afrin operasyonuna karşı çıkılması talimatını verdi. HDP yöneticileri sokaklara çıkarak halkı Afrin operasyonuna karşı çıkması için galeyana getirmeye çalıştı…
HDP’nin halkı sokağa çağırma operasyonu ise tam bir fiyasko ile sonuçlandı. Diyarbakır‘da daha önce hatırlayacağınız üzere 6-7-8 Ekim olaylarında Yasin Börü ve arkadaşlarının şehit edildiği olaylar gibi bir iç savaş görüntüsü bekleyenler hiç beklemedikleri bir TEPKİSİZLİKLE karşılaştılar. Bu talep sadece D.bakır’da değil, Tüm yurtta hatta İstanbul’da bile karşılık bulmadı…
HDP’nin halkı sokağa çağırma girişimi ile birlikte ABD’nin desteklediği PKK/PYD Terör örgütünün Türkiye sınırına yığınak yapması aynı dönemlere denk geldi nedense?!
Peki FETÖ yani CIAmaat boş durur mu?!
Afrin harekatı başlamadan önce CIAmaat İnsanı değerler ve insan üzerinden Türkiye Cumhuriyetini ve Ak Parti’yi eleştirirken operasyonun başlamasıyla birlikte Sosyal Medya üzerinden algı operasyonları ile Afrin operasyonuna karşı cephede yerini aldı…
Türkiye’nin hamlesi ise son derece önemliydi!
HDP’nin halka çağrısı ve ABD destekli Terör örgütü PKK/PYD’nin sınırımıza yığınak yapması karşılıksız kalmadı. TSK, sadece Hatay ve Kilis bölgesine değil tüm Suriye sınırına belirli aralıklarla askeri yığınak yaptı. Bu beklenmeyen bir şeydi. Zira, Türkiye sadece Hatay bölgesine askeri yığınak yapacak, diğer bölgeler zayıflayacak ve Afrin operasyonu başlarken beraber ABD destekli PKK/PYD Terör örgütü güçleri ise bu bölgelerden Türkiye’ye girecekti. HDP’nin ise yaptığı çağrılarla bu terör örgütü güçlerine bölge halkının destek vermesini sağlayacağını düşünmemiz çokta absürt olmamalı…
Afrin harekatı, Türkiye’nin haklılığını uluslararası platformlarda bir kez daha kanıtlarken öte yandan ABD’yi ise içinden çıkılamaz bir duruma soktu. Şöyle ki yapılan operasyonun meşru olduğu birkaç ülke hariç tüm ülkelerce kabul edile dursun, ABD’den gelen operasyonu sınırlandırın sözleri ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından çok sert tepkiyle karşılandı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “Afrin’den sonra sırada Münbiç var ve diğerleri var….” sözü ise Afrin operasyonuna ihtimal vermeyenleri bir kez daha endişeye sevk etti…
Afrin operasyonu ile birlikte ilk önce ABD’nin PKK/PYD’li teröristlere destek sağladığı askeri havaalanı vuruldu. Bu artık Afrin’in artık ABD’nin elinden çıktığının kesinleşmesiydi. Ve tabii ki bu ayrıca ABD’nin bölgede iyice sıkışması anlamı taşıyor.
Çünkü daha önce yapılan hesaplarda PKK/PYD’nin doğu ve güneydoğu Anadolu bölgelerini de kendi bölgeleri içerisine katılacağı hesabı yapılıyordu. Öte yandan Mesut Barzani’nin referandum kartının da kabul göreceği üzerine hesaplar yapılıyordu. Ancak ABD’nin hiç bir hesabı tutmadığı gibi, Türkiye’nin Afrin operasyonu ise ABD’nin hesaplarını iyice altüst etti.
Cerablus ve İdlib’in Türkiye’nin kontrolüne geçmesi ABD’yi köşeye sıkıştırırken Afrin operasyonu ile birlikte PKK/PYD’nin Akdeniz’e inme ihtimali tamamen sıfırlanmış oldu.
ABD’nin bu arada tabiri caizse kuyruğu dik tutma çabalarını görmezden gelemeyiz. Şöyle ki ABD’nin İsrail büyük elçiliğini biran önce Kudüs’e taşıyacağını ve İsrail’i asla bölgede yalnız bırakmayacağını açıklaması son derece önemli…
ABD bundan sonra PKK/PYD Terör örgütlerine yol açmak ve İsrail’e tampon olarak kullanılacak Akvaryum Balığı Kurdistan‘ı kurtarmak için ya kendi müttefiki olan Türkiye ile savaşmak zorunda kalacak ya da Esed rejimini destekleyen Rusya ile yada son seçenek olarak herkesle yani Dünya ile savaşacak…
ABD’nin en son açıklamalarına baktığımız da ise Deyrizor petrol bölgesini kaybetmemek için Türkiye ile bir şekilde uzlaşmaya çalışacaklarını görüyoruz.
Çünkü Türkiye iç siyasetinde yine aradıklarını bulmadılar, Bu topraklar bozuk tohumları yine kabul etmedi, Hadi soruyu şimdi tekrar sorayım sizlere yeniden, Afrin harekatından önce ne umuldu? Ne bulundu?
Kalın sağlıcakla…
Orhan Sarıkaya